Bu gün kar hüzünlü yağıyor.
Şehir beyaz örtüsüne bir kez daha büründü.
Özlediğimiz eski kış günlerinden birini yaşıyoruz.
Zaten Kar ve soğuk bizim kader yazgımız değil mi?
Karlı havada doğar, soğuk kış aylarında hayat bulur, ölürken toprağımızın üstünü karla örtmezler mi ?
Hüzünlü yağan karın getirdiği hüzünlü bir haberle güne merhaba dedik.
Erzurum tiryakisi Zinnur hocanın acı haberiyle sarsıldık, sanki yüreğimizden bir parça koptu
Aynı kuşağın çocukları olarak Zinnur hocanın ölümü ile ilgili yazı yazacağım hiç aklıma gelmezdi diye düşünüyorum.
Kelime bulmakta zorlansam da ömrünü Erzurum kültürüne adamış bu serdengeçti Dadaş için bir şeyler yazmak mecburiyetindeyim.
Geçmiş yıllarda ciddi bir hastalık geçirmişti.
Her kesin ölüm yoluna koyduğu hoca müthiş bir mücadele vermiş hayata tutunmayı başarmıştı.
Esprili kişiliği ile tanıdığımız hoca o hastalık günlerini anlatırken ziyarete gelenlerin kendisini gördüklerinde Yasin-i Şerif dahi okuduklarını anlatır ve gülerdi.
Zinnur Hoca bu kötü günleri geride bırakmış dört elle hayata sarılmış ve yılların birikimi ile Erzurum kültürüne hizmette geri kalmamıştı.
Şiirler yazdı,sosyal çalışmaların içinde oldu, her fırsatta Erzurum kültürünü tanıtmak ve yaşatmak için didinip durdu.
O iyi bir Erzurumlu, hoş bir Dadaştı.
Zinnur hoca;mütevazi yapısı, çocuksu kalbi,iyi niyetli karakteri,sempatik tavırları ile şehrin en renkli simalarından biriydi.
Erzurum ile ilgili hangi etkinlik varsa hoca oradaydı.
Son nefesine kadar Erzurum kültürüne faydalı olmak için çalıştı gayret etti.
Sağlık durumu elvermese de o hiçbir zaman hayattan kopmadı içerisinde ki yaşam sevincini hiç kaybetmedi.
En son kendisi ile ramazanda polis radyosunda "Eski Erzurum Ramazanları" üzerine bir programa çıkmıştık.
Program bayağı güzel geçmişti ve bir hayli ilgi çekmişti.
Zinnur hoca Erzurum kültürü için her türlü faaliyetin içinde olmayı hayat tarzı edinmişti.
Yakın zamanda Kıyasettin Temellinin kahvehanesinde cumartesi günleri program yapmak için beni aradığında içindeki bu Erzurum aşkının daha da alevlendiğini hissetmiştim.
O Erzurum'a sevdalanmıştı,Dünyası,Aşkı her şeyi Erzurum'du.
Erzurum kültürünü bilmeden,tanımadan,yaşamadan ahkam kesenlere karşı hiç tavizi yoktu.
Geçen hafta, yoğun bakıma kaldırıldığını duyduğumuzda hocanın bu badireyi de kolayca atlatacağına inancımız tamdı.
Hatta gece rüyamda Zinnur hocayı şık bir vaziyette görüp "Hoca sen yoğun bakımdan ne zaman çıktın" diyip uyandığımda hocanın bu hastalığı da atlatacağına gönülden inanmıştım.
Hastalığı süresince hastaneye gidip geldiğimiz halde onu son haliyle göremedik bu içerimizde ukde kaldı diyebilirim.
Son olarak Erol Kürkçüoğlu ve Abdurrahman Zeynal ile birlikte hastaneye ziyaretine gitmiş yine kendisini görememiş ama iyi haberlerini almıştık.
Sevinçle oradan ayrılırken sabah hocanın aramızdan ayrılacağını nereden bilebilirdik ki.
Şiirleri,sohbetleri renkli kişiliği ile kubbede hoş bir sada bırakan Zinnur Hocayı çok ama çok arayacağız.
Cenazenin kaldırıldığı Narmanlı camisine gelen cemaatin çokluğu Zinnur hocanın sevildiğinin açık bir göstergesiydi.
Aramızdan vakitsiz ayrılan Zinnur hocanın bu şehirde daha çok yapacağı işi vardı.
Onu çok sevmiştik ve her zaman özleyeceğiz.
Diyeceksiniz ki niye işte ele...
Makamın cennet olsun, Nur içinde yat güzel dadaş...
Çok Degerli Hocamıza Cenabı Haktan Affı Rahmetler dilerim acıllı ailesine ve yakınlarına sabrı cemiller dilerim kabri mekanı nur olsun inşallah.