Bu olay, sadece MHP için değil, tüm partilerin kurumsal hafızasına "ders alınması gereken bir facia" olarak geçmişti.
Sanırım
1996 genel seçimler öncesiydi, MHP'nin Ankara 1. sıra adayı DGM eski
başsavcısı Nusret Demiral, "Ezan Türkçe okunmalıdır" demişti de bir anda
ülke genelinde adeta kıyamet kopmuştu.
Parti yönetimi, hiç vakit
kaybetmeden Demiral'ı ihraç etmesine etmişti, fakat o söz, MHP'ye
öylesine pahalıya mal olmuştu ki, tüm anketlerde yüzde on beş oy oranına
sahip olmasına rağmen barajın altında kalmıştı.
Bu olay, sadece MHP için değil, tüm partilerin kurumsal hafızasına "ders alınması gereken bir facia" olarak geçmişti.
Çünkü herkes bir kez daha gördü ki?
Siyaset, ip üstünde yürümekten de çetin bir alandır.
Bu
sebeple başta MHP lideri Devlet Bey olmak üzere, dünya genelinde pek
çok parti başkanı ayaküstü konuşmaz, önemli meselelerde şifahi açıklama
yapmaz.
Rahmetli Erbakan da, Ecevit de çok mecbur kalmadıkça uzatılan mikrofona konuşmazlardı.
Demirel ise, tam tersi bir üsluba sahipti.
Polemik yapmayı da sever, tartışmayı da?
Bu yüzden Demirel'in başı basınla hep belaya girmiştir.
Siyasette
aktif bir görevi yürütüyorsanız, siz artık bir parti ve ideoloji adına
hareket ediyorsunuzdur. Dolayısıyla, "söylediklerim beni bağlar"
lüksünüz olmaz.
Böyle bir imkan olsaydı eğer ne MHP Nusret
Demiral'dan ötürü bedel ödemek zorunda kalırdı, ne de CHP, genel
sekreter Önder Sav'ın partilisine "Hacca gitme yoksa Muhammed seni geri
yollamaz" sözünün altında aylarca ezilmezdi.
Aynı şeydir, yani
MHP İl Başkanı Zekai Kaya'nın sözleri ile Nusret Demiral'ın ki aynıdır,
demiyoruz tabii ki? Bu büyük bir haksızlık olur. Fakat istismara
öylesine açık bir mesele ki, kötü niyetli birileri bu sözü alıp enine
boyuna malzeme yapabilir.
Neyse ki ortada gerçek anlamda bir yanlış anlaşılma söz konusu?
Dün MHP İl Başkanı Zekai Kaya aradı ve yarım saate yakın konuştuk.
Dürüst bir insan, bazılarının yaptığı gibi kıvırmıyor.
Ama samimiyetle de söylüyor:
"Benim
muradım bu değildi. Kimseyi de suçlamıyorum ancak belli ki sözlerimden
bu sonucu doğuracak bir anlam çıkmış. Kastım şuydu, bazı kimseler
konjöktürel olarak dini siyasete alet ediyor ve istismarda bulunuyor.
Ben bu noktaya dair eleştiri yaptım fakat aynı cümlede Vali Bey'in de
adı geçince sanki direk kendisini hedef almışım gibi anlaşılmış.
Gazeteci yalan ve yanlış yazdı demiyorum, ben anlatmak istediğimi
anlaşılır biçimde ifade edememişim. Elhamdürillah ben de müslümanım
dindar birini eleştirmem mümkün olabilir mi? Kaldı ki mütedeyyin bir
kamu yöneticisi de her zaman başımızın tacıdır. Kimseyi inancından ötürü
eleştirmem benim inanç ve ahlaki değerlerime aykırıdır. Tekrar ediyorum
ben kısmı anlatırken meramımı daha anlaşılır biçimde dile getiremedim."
Doğrudur?
Ben
de zaten dün bu meseleyi değerlendirirken bunu söylemiştim. Demiştim
ki, "Zekai Kaya bu ifadesiyle ya maksadını aşan bir cümle kurdu, ya da
muradını tam olarak anlatamadı."
Dün kendi açıklamasından öğreniyoruz ki tam da böyle olmuş.
Yakışan da budur zaten.
MHP gibi milliyetçi ve mukaddesatçı bir partinin il başkanı, ne dindar insanı eleştirir ne de din'le alıp veremediği olur.
Zekai Kaya böyle söylediğine göre, artık bu mesele koyup kaldırılacak bir vakıa olmaktan çıkar.
Aynı gün Vali Bey'le de görüştüm.
Vali Bey de ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyor.
Şunu belirteyim
hemen: Vali Sebahattin Öztürk'ün yerinde bir başkası olsaydı unutmayın
ki bu meseleden prim bile çıkarırdı. Ama Sayın Öztürk buna tenezzül
etmediği gibi öyle yapanları da şiddetle eleştiren bir yöneticidir.
Sonuç olarak, ortada bir yanlış anlaşılma vardı ve o da tashih edilmiş oldu.
- kral 01 Ocak 1970 02:00
zekayi kaya söylediği lafı hayatta değişmez hele de mesele din olunca gerisi teferruattır ve mehmet şenerde öyledir ortada gerçekten yalnış anlaşılma var...
- eren aksoy 01 Ocak 1970 02:00
mehmet şener ortalığı sen gariştirisan haaa :) neye milleti birbirine düşirisen...
- ail 01 Ocak 1970 02:00
çevir kazı yanmasın yapmış Zekai Bey,anlaşılan kendi tabanında da ters etki yapacağını gördü açıklamalarının
- Mökkem dadaş 01 Ocak 1970 02:00
Eskilerin bir lafı vardır bilmem konuya uyarmı uymaz mı ama bana öyle geldiği için yazıyorum buna "tükürdüğünü yalamak" derler. Söz ağızdan bir kez çıkar. !
Umarım sayın kaya söylediklerinden pişman olmuştur. Saygılarımla