Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Suriye sınırında yaşanan gelişmelerin dış güçlerin özerk bir Kürt devleti kurma ve petrol sahalarını kontrol etme projesi olduğunu iddia etti.
Erzurumajans-Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Suriye sınırında yaşanan gelişmelerin dış
güçlerin özerk bir Kürt devleti kurma ve petrol sahalarını kontrol etme
projesi olduğunu iddia etti.
Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinin güneyindeki Tel Abyad kentinin Kürtlerin eline geçtiğini belirten Eğilmez, şöyle konuştu:
"ABD'nin tam desteğini alan PYD, IŞİD'i kentten uzaklaştırdı. IŞİD'in
aldığı bu yenilgi bir taraftan sevindirici olmakla beraber, Suriye-Irak
sınırından Eşme köyüne dek bir koridorun, PYD tarafından ele geçirilmiş
olması oldukça rahatsız edici bir durum. Çünkü Amerikan yardımıyla
bölgeyi ele geçiren Kürtlerin en önemli icraatı, geldikleri yerlerdeki
Türkmen ve Arapları (yine Amerikan yardımıyla) bölgeden uzaklaştırmak
oluyor. Bölgedeki büyük resme baktığımızda karşımıza çıkan manzarayı şu
şekilde özetleyebiliriz; PYD'nin silahlı kanadı YPG, ilerleyişini
Türkmen ve Arapların çoğunlukta yaşadığı ve kendileri açısından
stratejik öneme sahip bölgelere doğru sürdürüyor. Kürtlerin hedefleri,
oluşturdukları kantonlar arasında kalan Tel Abyad, Azaz ve Carablus gibi
Arap ve Türkmenlerin çoğunlukta olduğu yerleşim yerlerini ele geçirmek.
Ama burada önemli olan Kürtlerin planı değil, önemli olan Amerika'nın
planı ne? Asıl tartışılması gereken ABD'nin planın ne olduğudur. ABD,
bölgedeki Kürtleri kullanarak, üç parçalı Kürt bölgeleri arasında kalan
Türkmen ve Arapların da yaşadığı coğrafyada kontrolü sağlayarak,
Türkiye-Suriye sınır hattının neredeyse tamamını kapsayan alanda,
Akdeniz'e uzanan bir Kürt bölgesi oluşturmak istiyor ki bunu da
neredeyse tamamladı. Suriye'deki iç savaştan faydalanarak Esed'in
desteğiyle özerklik hayalleri kurmaya başlayan PYD'nin gerçek amacı,
İŞİD bahanesiyle Suriye'nin kuzeyinde hakimiyeti ele geçirip, Kuzey Irak
petrollerinin Akdeniz'e taşınmasını sağlayacak bir hattın oluşmasını
sağlamaktır. Bu planla, enerji satrancında Türkiye devre dışı bırakılmak
istenmektedir. Açılması planlanan bu koridor tamamen ABD ve batı
kökenli bir projedir. Bu proje de her açıdan Türkiye için büyük bir
tehlike arz etmektedir. Bu projeyle Türkiye hem enerji transferinde saf
dışı ediliyor, hem de Türkiye'nin 900 km sınırı yıllardır Türkiye'yi
tehdit eden terörist bir yapının kontrolü altına geçmiş oluyor. Burada
kurulacak uydu bir devletin batı tarafından kontrolü çok kolay
olacaktır. Bu kontrol petrol boru hatları üzerinde de tam bir hakimiyet
anlamına da geleceği için PYD'nin Suriye'deki varlığı bir batı
projesidir. Bu projenin en önemli aktörlerinden biri de İŞİD'dir. Eminim
ki kamuoyu artık, Bu İŞİD'de kim? Bunlar da nerden çıktı? sorularını
sormayacaktır. Çünkü son yaşananlarla bu sorular açık ve net bir şekilde
cevap bulmuştur. Son yaşananlar özerk bir Kürt devleti kurma ve petrol
sahalarını kontrol etme projesinin önemli bir aşamasıdır. Türkiye bu
konuda çok dikkatli olmalı ve bu sorunla ilgili bütüncül politikalar
geliştirmelidir. Pkk'nın ülkemizdeki özerklik taleplerini, kitlesel halk
hareketlerine dönüştürmek istemesine karşı çok dikkatli olunmalı ve
ciddi tedbirler alınmalıdır. Caydırıcılığı sağlamak amacıyla sınır
bölgelerimize yeterli kuvvet konuşlandırılarak, oldukça kararlı ve daha
agresif bir tutum sergilenmelidir. Sınırımızın, Pakistan sınırına
dönüştürülmesine asla izin verilmemelidir. Şu unutulmamalıdır ki bahçe
duvarlarını koruyamayan, evinin duvarlarını hiç koruyamaz."