Daha koalisyon görüşmeleri başlamadan, kulislerde erken ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle "tekrar" seçim konuşulmaya başlandı...
Öyle ki, MHP lideri Bahçeli tarih bile verdi:
15 Kasım 2015...
Bahçeli, "Koalisyon görüşmeleri için kimseye kapımızı kapatmadık ama şartlarımız bellidir" dedi.
Bahçeli'nin, "şartlarımız bellidir" sözünden, AK Parti de, CHP de, MHP de anlayacaklarını anlamışlardır.
Siyasetin bir cephesinde böyle bir pozisyon var.
Başka bir cephede misal CHP'de ise, muhtemel bir koalisyonda öncelikli ve belki de yegâne tercih, CHP-MHP-HDP ortaklığı...
Tamam; CHP, belki AK Parti seçeneğine külliyen kapıyı kapatmıyor, fakat öyle şartlar sıralıyor ki, AK Parti'nin o şartları kabul etmeyeceği belli... Bu durumda da anlaşılıyor ki en azından şimdilik, AK Parti-CHP koalisyonu masada değil...
MHP'nin, HDP'yle doğrudan ya da dolaylı biçimde bir hükümet kurma ihtimali (karşılıklı yapılan son açıklamalardan sonra) neredeyse sıfır...
Yani ortada çok fazla alternatif yoktur.
Ya AK Parti-CHP koalisyonu olacak yahut da AK Parti-MHP... Ki, her iki partinin tabanı da bunu istiyor. Hatta yapılan anketlerden de aynı talep çıkıyor.
Adı ne olursa olsun, ister erken isterse tekrar... Şurası kesin ki, ufukta bir seçim var.
Çünkü mevcut denklem, uzun soluklu bir çözümü işaret etmiyor.
AK Parti, tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemedi belki, ama hâlâ bu ülkenin en çok oy almış birinci partisi...
Yani halk nezdinde kendisine açılan kredi devam ediyor.
Dolayısıyla koalisyon görüşmelerinde, AK Parti, suçluluk psikolojisiyle veya mağlup taraf ezikliğiyle önüne konulacak dayatmalara "evet" diyecek bir parti değildir.
Ortaklık gereği esnek davranabilir, olgunluk gösterebilir, fedakârlık edebilir ama yesen de bu yemesen de bu, anlayışına boyun eğmez.
Madem öyle, o halde buyurun seçime gidelim, diyebilecek partilerin başında AK Parti gelir.
MHP de zaten günlerdir "ben de hazırım" deyip duruyor.
Geriye CHP ile HDP kalır ki, onların da, çoğunluğun isteğine hayır deme lüksleri olamaz.
Peki bütün bu süreçten, yani makul bir zamanda yeni bir hükümet kurulamaz ise, Türkiye olumsuz yönde etkilenir mi?
Etkilenir tabii ki...
En azından ekonomi ciddi biçimde örselenir.
Bu durumda da, halkın ilk seçimde tercihinin daha güçlü biçimde AK Parti istikametinde olacağını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek...
Çünkü AK Parti'ye oy vermeyenler dahi görmektedir ki, Türkiye'nin, sonu belirsiz maceralara tahammülü yoktur.
Bu ülkede 13 yıldır kesintisiz olarak devam eden iktisadi ve siyasi istikrar bir bozulursa, yeniden toparlamak için en az bir on yıl gerekecektir.
Sonuç olarak gördüğüm şudur ki: Uzun vadeli programlar açısından erken seçim, zoraki oluşturulacak yapay bir koalisyondan çok daha hayırlı olacaktır.