SiyasetHaber Girişi : 18 Ocak 2013 23:03

''Yeniden ihya etmek ihtiyacını hissettim''

''Yeniden ihya etmek ihtiyacını hissettim''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Devlet Müziği Topluluğu olan adı Bakanlar Kurulu Kararı ile Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korusu adını alan koronun Çankaya Köşkü’ndeki konserini izledi.
Erzurumajans-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün daveti üzerine konseri TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ünlü sanatçılar Samime Sanay ve Muazzez Ersoy’un yanı sıra sanat ve siyaset dünyasının tanınmış isimleri izledi.

Bakanlar Kurulu Kararıyla İstanbul Devlet Müziği Topluluğu’nun yeni bir sıfat kazandığını belirten Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Bu akşamdan itibaren İstanbul Devlet Müziği Topluluğu, artık Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korusu sıfatını taşıyor” dedi.

Konser öncesinde yaptığı konuşmaya “Halkımızın yüce hasretlerinin şifrelerini notalar aracılığıyla geçmişten bugüne ve yarına bağlayan Dede Efendi’nin tabiriyle ‘derindir,deryadır müzik” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkelerin ve medeniyetlerin gelişmişlik düzeyini taçlandıran nihai başarıların her zaman bilim, kültür ve sanat alanında yaşandığını söyledi. Kültürel ve sanatsal değerlerin önemine değinen Abdullah Gül, “Tarih bize göstermiştir ki, milletler zenginleşebilir, fakirleşebilir, güçlü orduları olabilir, çok zengin kaynakları zamanla tükenebilir, ancak büyük inkişaf dönemlerinde üretilen kültür ve sanat değerleri her zaman coğrafyaları ve çağları aşarak kalıcı olarak milletlerin medeniyet envanterlerine kayıt edilirler. Klasik Türk Müziği böylesine güçlü, soyut kültür mirasımızın en rafine kalıcı değerlerinden birisidir. Farabi’den, İbni Sina’dan gelen müzik geleneğimize Orta Asya’dan Anadolu’ya, Akdeniz’e ve Balkanlara taşıyan ecdadımız, çok sofistike ve muazzam bir kültür mirası oluşturmuştur. Bu süreçte, bir yandan geniş Avrasya coğrafyasında değişik halkların zengin müzik geleneğini bünyesinde bulundururken, diğer yandan Klasik Batı Müziği dahil pek çok müzik geleneğinde kalıcı izler bırakmıştır. Dolayısıyla Klasik Türk Müziği’nin yazılı kaynaklarının dünyanın önde gelen kültür başkentlerindeki nadir kütüphanelerde korunması da tesadüfi değildir. Böylesine kadim bir kültürel mirasın tarihin uzun yollarında kaybolmadan bugünlere ulaşması, derinliğinin ve bütün insanlığa mal olduğunun müşahhas göstergesidir. Bu durum söz konusu kültürel değerlerin zaman içindeki yolculuğunda gördüğü alaka ve himayeye de işaret etmektedir” diye konuştu.

Ecdadımızın sanatçı ve ilim adamlarına verdiği önemin altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, “Tarih boyunca kurduğumuz devletlerin hepsinde musikimiz sadece bir sanat değil, bir bilim olarak ta görülmüştür. Ecdadımız sanatçı ve ilim adamlarını toplumun en ziyade himaye mazhar kesimi olarak görmüştür. Zira sanatçılar ve ilim adamları,çoğu zaman popüler olmayan kültürel değerleri tüm toplum ve insanlık adına üreten fedakar ve cefakar insanlardır. Ecdadımızın ilim, sanat ve sanatçıya atfettiği önemin bir ifadesi olarak Türk Musikisinin Osmanlı Dönemi’ndeki son himaye merkezi imparatorluk sarayında müzikal hümayun olmuştur. Bu gelenek cumhuriyet döneminde de sürmüştür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin ilanını takiben müzikal hümayunun iki temel kurumunu, Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası ve Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti adlarıyla Cumhurbaşkanlığı himayesine almıştır. Bu kurumlardan Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası bugün Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası olarak başarılı müzik çalışmalarına devam etmektedir. Buna karşılık Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti, Atatürk’ün ebediyete intikalinin ardından adeta tarih sahnesinden çekilmiştir” şeklinde konuştu.

Ciddi devlet geleneği bulunan tüm ülkelerde bu tip kurumların sürekliliğinin korunmasının esas olduğunu ifade eden Gül,“Bu nedenle köklü devlet geleneğimizin bir icabı olarak öz musikimize hak ettiği alaka ve himayeyi yeniden ihya etmek ihtiyacını hissettim. Türk milleti adına üstlendiğim makamın adını geleneksel musiki sanatımızı temsilen bir kuruma tevcih etmem noktasında Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu en güçlü aday olarak temayüz etti. Bakanlar Kurulu’nun kararıyla Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun adı Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korusu olarak değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı’nın himayesine alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak vazifesini ifa edecek Klasik Türk Müziği Korosu’nun Cumhurbaşkanlığı’nın her türlü kurumsal desteğinden yararlanabileceğinden emin olabilirsiniz. Bu kapsamdan Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu’na ismine ve sahip olduğu muazzam geleneğe mütenasip İstanbul’da tarihi bir salonun kazandırılması çalışmalarına şimdiden başladığımızı müjdelemek isterim. Koronun gerek kadro, gerekse altyapı bakımından en üstün imkanlara kavuşması için el birliği ile her türlü katkıyı yapacağız” ifadelerini kullandı.

Gül, sözlerini şu sözlerle tamamladı:

Divan şairi Baki’nin ‘baki bakan bu kubbeden bir hoş seda imiş’ gazelinden hareketle, Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korusu’nun da bu kubbede daha nice hoş sedalar bırakmasını temenni ediyorum.” 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.