Hafta içerisinde DHKP-C terör örgütünün faaliyetlerine katıldıkları ve örgüt üyesi oldukları iddiasıyla 28 kişinin Erzurum 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması esnasında Yöneticiler Caddesi hem trafiğe kapatıldı, hem de bu caddeyi kullanmak zorunda olan yayalar, geniş güvenlik önlemi alan polis tarafından arandı, kontrol edildi. Buraya kadar her şey normal!
Normal olmayan, Erzurum’un tüm organlarının aynı cadde üzerinde toplanmasının vatandaşa ve çalışana yaşattığı stres ve şehir planlaması açısından hissedilen sıkıntılar…
Vücudumuzda beyin, kalp, mide, ciğer, böbrek gibi en önemli organların her biri vücudun başka başka taraflarına yerleştirilmiş. Vücudumuzdaki fiziksel ve biyolojik denge fiziksel ve ruhsal anlamda genel sağlığımızı da olumlu yönde etkilemektedir.
Bir şehrin en önemli organları olan valilik, büyükşehir belediyesi, maliye, bayındırlık, tapu ve kadastro, adliye, il turizm müdürlüğü, nüfus müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü, Palandöken Kaymakamlığı ve alt birimlerinin hepsi 100 metrelik bir cadde üzerinde… Yöneticiler Caddesi’nde…
Tüm organları aynı noktada toplanmış şehir, şehir planlaması yönünden maalesef spastiktir, ivedilikle rehabilite edilmelidir.
Bu kadar önemli resmi dairelerin, hizmet binalarının toplandığı muhitte yaya ve trafik yoğunluğunu kaldıracak geniş park alanlarının olması, alternatif güzergâhların oluşturulması gerekir. Araçlar adeta üst üste park etmektedir.
Vatandaş ne yapsın?
Kaldı ki milli bayramların provaları, bayramlar ve özel günler nedeniyle yaya ve araç trafiği yoğun olan Atalar Mahallesi, Yöneticiler Caddesi ve Havuzbaşı civarı trafiğe kapanmakta, şehrin Cumhuriyet Caddesi, Hastaneler Caddesi, Dadaşkent, Atatürk Üniversitesi, Otogar ve Havalimanı’na giden tüm yollarda trafik felç olmakta, vatandaş sıkıntı çekmektedir.
Önemli kamu hizmet binalarının aynı noktada yığılması nedeniyle hemen her mahallenin toplu taşıma güzergâhı da bu muhit…
Şehir Havuzbaşı civarına sıkışmış durumda…
Bir şehrin idari birimlerinin aynı noktada toplanmasının belki en olumsuz yanı, şehrin diğer mahalle ve muhitlerinin gözden ırak kalmasıdır.
Gözden ırak olanın gönülden ırak olmasıdır.
Arka mahalle durumuna düşmesi, ötekileşmesidir.
Gelişememesi, şehirleşememesi, sahipsizleşmesi, değersizleşmesidir.
Terk edilen mahalle ve muhitlerin zamanla demografisinin, yapılaşmasının değişmesidir.
Merkezi yerlerde trafiği iyice keşmekeş hale sokmaktır.
Şehrin en önemli organlarını bir araya toplayıp diğer tarafları ihmal etmek; vücudun bir yarısının kangren olmasına seyirci kalmaktır; şehrin bir yanı bahar bahçe iken bir yanının yaprak dökmesidir.
Türkiye genelinde olduğu gibi bir şehrin içinde de bölgeler arası kalkınmışlık farkı elbet olacaktır. Bölgesel farklardan ve Erzurum’un ihmal edilmişliğinden bu kadar dem vurmamıza rağmen kendi şehrimizde benzer hataları işlemiş olmamız bir “samimiyet” eksikliğidir.
Meselâ yeni yapılan adliye sarayı ve baro binası, şehrin doğusuna; maliye, Sanayi Mahallesi taraflarına, şehrin kuzeyine; hastanelerden biri Tortumyolu çıkışına yapılsa ve diğer birimler (mesela bankalar) şehrin muhtelif yerlerine dağıtılsa şehirde bir bütünlük oluşmaz mıydı?
Tebrizkapı’dan ötede bırakın bir banka şubesini, bir bankamatik bile bulamazsınız…
İşte Erzurum’un yıllardır dillendirilen bu problemine ilk neşteri, ilimizin çiçeği burnunda valisi Sayın Sebahattin Öztürk vurmuştur. Yakutiye Kaymakamlığı’nın 50.Yıl Caddesi girişinde bulunan Kâzım Karabekir Belediyesi’nin eski binasına taşınmasını sağlamış ve şehrin kuzeyine bir canlılık gelmesini sağlamıştır.
Sayın Valimiz sümenaltı edilen bir kararı hayata geçirmiştir.
Umarım bu ilk adımın arkası gelir, ötekileşmemeye direnen semtlerin yüzü güler!
Şehre moral olan bu kararı için sayın valimize teşekkür ediyoruz.
Yöneticiler Caddesi’nde devasa binaların taşınması veya yıkılması şu an imkânsız gibi… Ancak bundan sonrası için daha duyarlı ve planlı olmak kaçınılmaz bir hal almıştır.
Ümit ediyorum ki, şehrin önemli
organlarından mahrum kısımlarına yapılacak yatırımlar ve taşınacak yeni hizmet
binaları vesilesiyle şehrin her tarafı can’lanacaktır.