Yaşar ve 'one munite!'...

Bizim bir Yaşar vardı!

Yaşamı kaşarlaşan bir Yaşar; öylesine yaşardı.

Birgün sevdalandığını anladık!

Sigarasının dumanını öyle bir çekerdi ki, o duman ‘ahh’ olarak dolardı ciğerlerine.

Birkaç arkadaş hayatın gerçeklerine gem vurmak için meyhaneye dalarken, bilirdik ki O yatsı namazına koşar, bizlerden de duasını esirgemezdi!

 

Aşıktı Yaşar.

Bir şeyler olmuştu Dökük Yaşar’a, sökük elbiselerini diktirerek kendince şık dolaşmaya başlamıştı son günlerde.

Bunda bir yanlışlık vardı! Bizim gariban Yaşar, bildiğimiz Yaşar’dı, bildiğimiz gibi de yaşardı.

Önce ben huylandım.

“Aşıksın sen ulan,” dedim… İnkâr etti.

İnkârındaki kârını, zararını bilemem ki ben!

O günler öyle gitti.

 

Aslında yakışıklıydı Yaşar.

Günübirlik inşaatlarda çalışırken görmeliydiniz siz Yaşar’ı!

Kara saçlarının aralarından süzülerek alnına düşen ter damlaları, yorgun kaşlarını aştıktan sonra yanaklarından süzülerek kara bıyıklarında birikmesi, görülmeye değer bir insan manzarasını oluştururdu.

 

Birgün dedim ki;

“Ulan hıyar, sen aşıksın biliyoruz!.. Hangimiz sevdamızı birbirimizden sakladık... şu gelinimizden, bacımızdan bahset de biz de bilelim!”

Yaşar yaşadığı sevdasını anlattı...

“Ben öyle bir ceylana vurulmuşum ki” dedi, “ öyle güzel, öyle güzel ki!”

E bizim yakışıklı Yaşar’a da yakışır, dedim.

Gerçi ekmeğini emeğini emdirerek kazansa da yakışır Yaşar’a sevmek!

 

Neyse, gün geldi tanıştırdı Yaşar beni sevdiğiyle.

Tanışacağımız gün ben de merak içindeydim.

Yaşar’ın sevdiği geldi.

Geldi de ne geldi bilemedim.

Hatun mu, beton mu; telefon mu, jeton mu;  yemin ederim anlamadım ben de!

Kızın bir gözü doğuyu bakıyor, bir gözü batıya; kaşları alınmış, saçları taranmış; ama suratında bir tutam sakal!

Doğrudan şaşmadığım için, “ ulan Yaşar, bu mu senin güzellik anlayışın,” dedim, hatun kişiyi gönderdikten sonra!

Dedi ki “sen bilmezsin, öyle bir ‘Yaşar,’ deyişi var ki, beni kendine aşık etti!”

 

Geçenlerde bir arkadaşla konuşuyordum.

“Bu seçimlerde oyun kime,” diye sordum.

“Elbette Başbakan’a,” dedi.

“Niye,” dedim.

“Abi, öyle bir ‘one minute’ deyişi var ki,” dedi!

 

Yok, yok!

Adı Yaşar değildi!

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.