Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Yasama yürütme ve yargının yetki ihlaline karşıyız. Biz bir kere kuvvetler ayrılığını en kuvvetli şekilde savunan ülkeyiz. Çünkü biz bunu ağır bedelini ödedik, iktidar partisinin kapatıldığı bir ülkeyiz” dedi.
Erzurumajans-Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, NTV’de yayınlanan programda gündeme ilişkin
soruları cevaplandırdı. Erdoğan, kuvvetler ayrılığı tartışmasıyla ilgili
olarak, “Yasama yürütme ve yargının yetki ihlaline karşıyız. Biz bir
kere kuvvetler ayrılığını en kuvvetli şekilde savunan ülkeyiz. Çünkü biz
bunu ağır bedelini ödedik, iktidar partisinin kapatıldığı bir ülkeyiz.
Bir defa yargının, yürütmenin yasalara aykırı almış olduğu bir karar
varsa tabii ki bunu denetleme hakkı vardır. Denetme hakkına söyleyecek
bir şeyimiz yok. Benim bakanım şube müdürünü alıyor tayini yapacak. Ve
bu tayini siz 11 kez 12 kez atama durduruluyor. Bir bakan şube müdürünü
atayamazsa siz bunda ne ararsınız. Bir hukuk oluşturuluyor ve birileri
bu hukuku koruyor” dedi.
TERÖRLE MÜCADELE
Terör konusunda
Erdoğan, “'Bana da işkence yapılsa ben de dağa çıkarım'. Hayır bizim
yolumuz bu değil. Bir kere dağdaki dağdan kaçanı infaz ediyor. Bizim
değerlerimiz içinde bu yol yok. Bizim değerlerimizde anlatmak konuşmak
ikna etmek var. Terörle mücadelede ittifak sağlayamıyorsak bu bizim için
büyük bir açıktır. İçeriğiyle ilgili çok çalışma yaptık. Bir yere
geldik. Ancak bakın bir yanlış başka bir yanlışla temizlenemez. Burada
bir kan varsa kanla temizleyemezsiniz. Bu adamı iyi atmamız lazım.
Diyarbakır cezaevi hakkında görüşlerimiz çok önceden açıklanmıştır. O
işkenceleri ben de gördüm. Biz bunu meydanlara taşımadık oralarda
söylemedik. Ama dikkat edilirse bazı partilerin ilk işleri hemen
meydanlara inmek. Bunlar çıkış yolu değil. Demokrasiyi benimsemiş
parlamentoya girmişseniz bütün çözümü burada aramanız lazım.
Biz
teröristlerle müzakere etmeyiz ancak parlamentodaki uzantısıyla
konuşuruz dedim. Üstelik bazı şeylere rağmen. İspanya, İngiltere,
İrlanda ve Uzak Doğu'da bu müzakereleri görürsünüz. İlgili bakanlarımız
gitti konuşmalar ve araştırmalar yaptı. Derdimiz terörle mücadelede
ülkemizi nasıl huzura kavuştururuz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, ODTÜ'deki olaylarla ilgili olarak üniversite yönetimini samimi
bulmadığını belirterek, “Kampüse sırt çantalarında bulunan molotoflarla
gelen kişiler, eylem sırasında bunları yaktılar ve bunun üzerine polis
destek istedi. Siz nasıl bir üniversitesiniz. Sizin yetiştirdiğimiz
öğrenciler bunlarsa Türkiye batmıştır” dedi.
Başbakan Erdoğan,
NTV’de yayınlanan programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Silivri’deki yargılamayla ilgili olarak Erdoğan, “Ben sayın Kılıçdaroğlu
kadar cesur değilim. Anayasanın ilgili maddesini göz göre göre
çiğneyemem. Yargıya müdahale edemem. Silivri cezaevi en uygun şartlarda
yapılmıştır. Silivri bir açık hava hapishanesi değildir. Konuyla ilgili
yargı ne karar verirse ona saygı duyarız. Partimin hukukçuları bizimle
ilgili olan boyutuyla değerlendirmektedir. Yüce divan kararının
Ergenekon'a emsal teşkil etmesi mümkün değil” dedi.
Affın
gündemlerinde olmadığı söyleyen Erdoğan, tutuklu vekiller ilgili olarak,“Biz tutuklu vekillerin tahliyesi yönünde bir söz vermedik. CHP Genel
Başkanı verilmemiş bir sözü verilmiş gibi yaparak bizi zan altında
bırakıyor. Bu insanlar seçildiklerinde tutuklu muydu, değil miydi? Siz
dışarda hiç mi aday bulamadınız da bunları aday gösterdiniz? Bu CHP ve
MHP'nin mantığını ters çalıştığını gösterir” dedi.
“DERİN DEVLET TEMİZLENDİ DİYEMEM”
Devletteki
derin yapıyla ilgili olarak Erdoğan, “Devletteki derin yapı tamamen
temizlendi diye bir iddia içinde olmadık. O kadar büyük bir iddiada
bulunamam. Derin yapının sıfırlandığı bir ülke yoktur. Her ülkede bu tür
yapılanmalar vardır. Önemli olan bu tür yapılanmaların darbelere neden
olup olmadığıdır. Bu tür yapılar geçmişte bize zarar verdi. Biz bu
yapıların zararını en aza indirdik. Mafya çete bunlarla olan mücadelemiz
toplumu rahatlatmıştır. Diyelim ki siyasette belli yerlere geçmişte
atama yapan bir yapı şimdi bunu yapamaz. Bizim çete ve mafyalarla olan
mücadelemiz çok önemlidir” dedi.
Hozat'taki fişlenme iddialarıyla
ilgili Erdoğan, “İddialar üzerine başlattığımız takip devam ediyor.
Devletin bazı kurumlarında 'derin devlet'ten kalma kötü alışkanlıklar
var. Ben dahil bu dinlemeler bitmemiştir. Evimin altındaki ofisimde
dinleme cihazı bulundu. Derin devlet denen olay boş durmuyor” dedi.
ÖZAL'IN ÖLÜMÜ
Özal'ın
ölümüyle ilgili olarak Erdoğan, “Cumhurbaşkanımız Devlet Denetleme
sistemini devreye soktu. Birtakım sonuçlar ortaya çıktı. Ama Adli Tıp
Kurumu bile daha net sonuç söyleyemedi. Abdullah Bey'de ben de
zehirlenme konusunda hassastır” dedi.
Deniz Baykal'la ilgili
kaseti kimin yaptığıyla ilgili soru üzerine Erdoğan, “Deniz Baykal'la
ilgili kaseti de kimin yaptığı bulunamadı. Olayı duyduğumda Meclis'te
kulisteydim, Bakan Yıldırım'a talimat verecek yayını kestik. Ama Deniz
Baykal bu konuyla ilgili hassasiyetimi anlayamadı” dedi.
ODTÜ'DEKİ OLAYLAR
ODTÜ’deki
olayların ardından yaşanan gözaltıların ve açıklamaların hatırlatılması
üzerine Erdoğan, “Ben bu üniversitenin yönetimini anlayabilmiş değilim,bunlar samimi değiller. Yine aynı şekilde bir toplantı sırasında,
öğrenciler toplantı mahaline gelerek taşlamaya başladılar. Bu son olay
ise bunun çok çok ötesinde. Polis oraya neden geldi? Kampüse sırt
çantalarında bulunan molotoflarla gelen kişiler, eylem sırasında bunları
yaktılar ve bunun üzerine polis destek istedi. Siz nasıl bir
üniversitesiniz. Sizin yetiştirdiğimiz öğrenciler bunlarsa Türkiye
batmıştır. Bu öğrenciler uydumuz fırlatılırken gururlanacağı yerde
lastik yakıp eylem yapıyor. Sonra neymiş protesto için derse
girmiyorlarmış. Böyle üniversite öğretim görevlisi olsa ne olur olmasa
ne olur. Sonra bakıyoruz medya bu insanları sahipleniyor. Her olay
polise fatura ediliyor. Orada lastik yakılmamış olsa molotof atılmamış
olsa polis oraya neden girsin?” dedi.
GÜL'ÜN DAVET EDİLMEMESİ
Cumhurbaşkanı
Gül'ün davet edilmemesinin hatırlatılması üzerine Erdoğan,
“Organizasyon tamamen TÜBİTAK'a aittir. Bizim burada bir durumumuz
yoktur. TÜBİTAK keşke Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü davet etmeyi
atlamamış olsaydı. Medya bunun faturasını yine bize kesti ama
organizasyon tamamen TÜBİTAK'a aittir” dedi.
“Kılıçdaroğlu mu Baykal
mı?” sorusu üzerine Erdoğan, “Kılıçdaroğlu, Baykal ile görüşmesinin
ardından gazetecilerin aday mısınız sorusuna aday değilim demişti ertesi
gün aday olmadı mı? Başka bir şey demiyorum. Ya göründüğün gibi ol ya
olduğun gibi görün” dedi.
“CUMHURİYETLE HESAPLAŞMA İÇİNDE DEĞİLİZ”
Cumhuriyetle hesaplaşma yapıldığı sözleri üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz
son 10 yılın 79 yılla kıyaslamasını yapıyoruz. Biz, bu nedenle
Cumhuriyet'le hesaplaşmakla suçlanıyoruz. Biz 79 seneyi bütün olarak
alıp son 10 senede nereye geldiğimizi gösteriyoruz. Devletin
borçlanması, nerelerden nerelere geldi. Merkez Bankası döviz rezervi 121
milyar doları aştı. IMF'ye borcumuzu da Mayıs ayında sıfırlıyoruz.
IMF'ye 5 milyar dolar borç verecek duruma geldik. Bankalarımız iflas
ediyordu, biz kamu bankalarının borçlarını ödedik. KEY denilen ödemeleri
yaptık. Bunları anlatmayalım, anlatınca Cumhuriyet'le hesaplaşıyorlar
deniliyor. Bizim cumhurun sahibiyle bir alıp veremediğimiz yok.”
Muhafazakarlaşma konusunda ise Erdoğan, “Ben hala muhafazakarım, bunda değişen bir şey yok” şeklinde konuştu.
“ZENGİN OLANDAN DAHA FAZLA VERGİ ALACAĞIZ”
Zenginden
daha çok vergi alınmasıyla ilgili Erdoğan, “Zengin olandan daha fazla
vergi alacağız. Bu gelişmiş ülkelerde de böyle. Çok kazananlar da bundan
rahatsız olacaklar ama rahatsız olmasınlar. Sonuçta kazanan bu ülke
olacak” dedi.
“TÜRKİYE'NİN PUANINI GIDIM GIDIM YÜKSELTİYORLAR”
Kredi
derecelendirme kuruluşlarıyla barışmasının mümkün olmadığını söyleyen
Erdoğan, “Bunlar tamamen siyasi. Yunanistan batmış durumda 6 puan birden
yükseltiyorlar. Türkiye'nin puanını gıdım gıdım yükseltiyorlar. Bunlar
samimi değiller. Adalarını satan ülkenin kredi puanını hala 6 basamak
yükseltiyorlar” dedi.
KADINA ŞİDDET
Kadına şiddet
konusuyla ilgili Erdoğan, “Kadına şiddette Türkiye oran olarak artmıyor,eksiliyor. Geçmişte medya bunları takip etmiyordu. Algılamada bir
sıkıntı yaşanıyor. Eskiden bunların istatistiki verileri
yayınlanmıyordu. Şimdi hepsini takip ediyoruz. Bizim dinimizde kadına
kalkıp da vuramazsın, kadın da erkeğe vuramaz. Bunu yapıyorsan burada
hukuk devreye girer” dedi.
ASKER İNTİHARLARI
Asker intiharlarıyla ilgili olarak Erdoğan, şunları söyledi:
“Kışlada
intihar genelde er ve erbaşlar arasında oluyor. Bu tür olaylarda ABD
bir numara. Bu tür olayları A'dan Z'ye inceletiyoruz. Bu olayların son
yıllarda yarı yarıya azaldığını görüyoruz. Kontroller sayesinde bu
azalma sağlandı.
Askerin içerisinde intihar oluyor da dışarıda
olmuyor mu? Birilerine fatura kesmek doğru değil. Yazılı ve görsel
medyadan ricam bu konuda daha hassas olmasıdır.”
OTOYOL ÖZELLEŞTİRMESİ
Erdoğan,otoyol ve köprü özelleştirmesiyle ilgili olarak da, “Fiyat daha iyi
olabilirdi ama günümüz şartlarına göre iyi olduğu söyleniyor. Geçiş
ücretlerine istenildiği gibi zam yapılamayacak. 'Bunlar özel sektör
istenildiği gibi zam yaparlar' gibi bir anlayış söz konusu değil. Zamlar
konusunda enflasyon kriter olacak. Ama bakım onarım işlerinde taviz
yok” dedi.
SURİYE’DEKİ OLAYLAR
Suriye’deki olaylarla
ilgili olarak Başbakan Erdoğan, “Suriye'nin geleceğiyle ilgili olarak
Esad'ın siyasi ömrüyle ilgili süre vermedim ama gidicidir. Halk sizi
istemiyorsa er veya geç gidecektir. Esad işi mezhep savaşına
getirmiştir. Suriye'de azınlığın çoğunluğa tahakkümü vardır. Esad'ın
karada bir hakimiyeti kalmamıştır. Suriye politikasında geri adım
atmayacağız. Esad'ın en büyük destekçisi İran'dır. BM Güvenlik
Konseyi'nden beklenen kararın çıkmaması Esad'ı güçlendirmiştir. Batı
destek veriyor Esad'a karşı ama beklediğimiz destek değil.
Irak'ta da
bir mezhep savaşı var ve Suriye'ye dönüşebilir. Bağdat hükümeti orada
azınlık hükümeti halindedir. Irak'ın bölünmesi konuşuluyor ama benim
temennim bunun gerçekleşmemesidir. Orada halka dayalı bir sistemin oturtulması gerekmektedir” dedi.
“İRAN GENELKURMAYI BAŞKANI SAÇMALIYOR”
Patriotlarla ilgili İran Genelkurmay Başkanı’nın sözlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
“Patriotlar
yerleştirilirse 3. dünya savaşı çıkar diyen İran Genelkurmay Başkanı
saçmalıyor. Gereksiz bir şey. Genelkurmay Başkanı önce kim adına
konuşuyor, ne adına konuşuyor? Biz cumhurbaşkanı ile konuştuğumuz zaman
'o kendi düşüncelerini söylüyor, bizim öyle bir düşüncemiz yok' diyor.
Bakıyorsunuz sonra bir başkası çıkıp başka konuşuyor. Yani
İran'da kim kim adına konuşuyor ne adına konuşuyor, orada söylem
kimdedir, böyle devam edip gidiyor. Biz kendi kararımızı kendimiz
veririz. Gerçi kendi ülkemin muhalefeti bile bizi anlayamıyor ve
topraklarımızı NATO'ya devrettiğimizi söylüyor. NATO'nun amir hükmünde
üye ülkelerin topraklarının savunucusu NATO'dur hükmü var. İran'da
herkes konuşuyor. Patriotlar, Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş'a
yerleştirilecek."