Vaktiyle TRT’deki bir spiker aynen şöyle demişti:
“Çok şükür, soğuk ve karlı hava Doğu’ya gidiyor”
O dönem, o spiker öyle bir azarlanmıştı ki TRT, adamı uzun süre ekrana çıkaramamıştı.
Aradan uzun yıllar geçti; Türkiye artık ne tek kanallı TRT’ye mahkumdu, ne de soğuk hava sadece doğuya mahsustu.
Baksanıza İstanbul ve Ankara hatta yurdun büyük bir kısmı, medyanın o meşhur ifadesiyle “kara kışa teslim oldu.”
İnsanın diyesi geliyor ki, iyi ki böyle oldu…
Yoksa medya, “kara kışın” ne demek olduğunu hatırlamayacaktı.
Halbuki kış hep vardı ve kış, Doğu’nun değişmez yazgısıydı.
Doğu’da öyle ilçeler ve köyler var ki yolları ilk kar yağışıyla birlikte kapanır, bir de buzlar çözülende açılır.
Ama İstanbul bunu bilmez; bilse bile bu İstanbul için bir fantezidir.
Kış
Doğu’yu esir alınca, gazetelerin yurt haberleri servisi Doğu’daki
muhabirlerini arar, “bize bıyıklarından buz sarkan adam fotoğrafı geçin”derdi. Ve mizansen dolu o fotoğraflar, gazetelerde iki bilemedin üç
sütuna yer bulurdu; böylelikle Boğaz’ın efendileri Doğu’daki çetin kış
şartlarını öğrenmiş olurlardı!
Arada bir yanlışlıkla Doğu’ya yolu düşen bir monşer ise, valinin sıcak odasında otururken dışarıya bakardı ve sorardı:
“İnsanlar burada yaşamaya mahkum ve mecbur mudur?”
Çoğu zaman tren seferleri iptal olurdu, otobüsler yollarda kalırdı, uçak zaten Kaf dağının arkasındaki Anka kuşuydu…
Şayet
o kış Kok kömürü zamanında gelmişse ve de hükümet kömürün fiyatını
sübvanse etmişse, -ki, her sene bin bir nazla da olsa sübvanse edilirdi-
herkesin keyfi yerindedir demekti. Çünkü Doğu halkı bilirdi ki bu
coğrafyada yaşamak demek, bu doğa şartlarına peşinen “evet” demek
anlamına geliyordu.
İşin doğrusu kimse de bu şartlardan ötürü, Ankara’ya sitem edip durmazdı.
Lakin şartlar şimdi çok değişti.
Artık Kok kömürü yok..
Yeşil doları bastıranlar istediği kadar Rus kömürü alıyor şimdi.
Meskenlerin
çoğunda doğalgaz tüketiliyor... Ah bir de ihtiyaç sahipleri için
dağıtılan şu is ve kükürt oranı yüksek kömür olmasa…
Yani Doğu insanı alışık olduğu kışla bir şekilde yaşamaya devam ediyor.
Oysa bizler şu kadarını kabul ediyor ve de hak veriyoruz:
İstanbul medyanın merkezidir…
İstanbul finansın merkezidir…
İstanbul Türkiye’nin kültür başkentidir.
İstanbul Türkiye nüfusunun neredeyse üçte birinin yaşadığı bir şehirdir…
İstanbul bir dünya kentidir…
Bu sebeple İstanbul’a yağan karın büyük haber olması yadırganacak bi şey değildir.
Lakin Türkiye de sadece İstanbul’dan ibaret değil ki…
Misal; kar, Doğu’nun öteki adıdır. Ne soğuk, ne de iki metreye ulaşan kardan şikayetçi olmayız.
Burada yaşıyorsak, bu değişmez gerçeği kabullenmişiz demektir.
Kaldı ki kar, nimettir, berekettir, bolluktur…
Bu yazıyı kaleme almaya çalışırken dışarıda lapa lapa kar yağıyordu.
“Oh be” dedim. Çünkü Erzurum’a kar yağmazsa kan yağar derdi eskiler…
Kar yağsın ki, toprak suya doysun, kar yağsın ki yarınlarını kar üzerine bina edenler çökmesin…
Fakat bir de kar ve soğuk karşısında naçar düşenler var. Onları da unutmayalım…
Bu sebeple istiyoruz ki, bacası tütmeyen tek bir ev kalmasın ve kimse bu ülkede aç olarak yatağa girmesin.
Biz kar yağsın istiyoruz, İstanbul kar’dan kaçıyor…
Kar İstanbul’u öyle bir kuşattı ki, TV haberleri kar’la açılıp, kar’la kapanıyor.
Yani Doğu’nun aylar süren hali, ancak İstanbul’a kar yağması sayesinde, medya tarafından görüldü.
Şimdi feci şekilde merak ediyorum…
Biz Doğulular yıllardır hükümetlere sesleniriz: Doğu’ya kış tazminatı verin diye…
Şayet
İstanbul bu şekilde, on on beş gün daha kar altında kalırsa acaba
medya, “İstanbul’a kış tazminatı verin” şeklinde başlıklar atar mı?
Keşke…
Belki o zaman Doğu’nun ne çektiğini görürler…
Doğu yılın en az yedi ayını kar ve soğuk altında geçiriyor.
Çok şükür ki şimdi imkanlar daha iyi ama sonuçta o imkanlara sahip olmak için de bir bedel gerekiyor.
Oysa Doğu halkının kişi başına elde ettiği gelir de ortada, şehirlerin hali de…
Hükümet, muhtaç ailelere yakacak
ve yiyecek veriyor. Fakat kış öyle bir bedel ödettiriyor ki, bırakın
muhtaç olanları sabit gelirlilerin bile, bahara çıktıklarında anaları
ağlıyor.
Bu sebeple İstanbul’a ve Ankara’ya kar yağsın ki Doğu’da insanların neler çektikleri daha iyi anlaşılsın…
“Kar berekettir” denilmesi boşuna değil.
Baksanıza İstanbul’a kar yağdı, medya Doğu’yu hatırladı.
Daha ne olsun ki…