Erzurumlu genç gazeteci Erdal Codur, Erzurumlu ünlülerle yaptığı söyleşilerini Vildan Atasever ile sürdürdü.
Erzurumajans-Erzurumlu genç gazeteci Erdal Codur, Erzurumlu ünlülerle yaptığı söyleşilerini Vildan Atasever ile sürdürdü.
Bugüne kadar Güler Duman, Yalçın Özden, Aysun Gültekin, Hacı Ali
Konuk, Yavuz Değirmenci, Hüsamettin Ceylan, Köksal Bütün, Selahattin
Taşdöğen ve Fatih Mühürdar gibi ünlülerle röportajlar yapan Codur bu
haftada yine Erzurumlu olan Türk Sinemasının ve televizyonunun aranan
yüzü, güzelliği ve güler yüzlü tavırlarıyla tüm Türkiye'nin sempatisini
kazanan, sanat camiasının sempatik kızı Vildan Atasever ile Erzurum ve
sanat üzerine söyleşi yaptı.
Kar Taneleri dizi röportajları
şeklinde söyleşiler gerçekleştiren genç gazeteci Erdal Codur,
röportajlarını bir kitap halinde yayınlamaya hazırlanıyor.
Kariyerinde birçok sinema ve televizyon projesi bulunan ve Altın
Portakal'ın en iyi bayan oyuncusu ödülüne layık görülen Atasever, başarı
serüvenini Erdal Codur'a anlattı.
Erzurumlu olmanın
sorumluluklarının da farkında olduğunu söyleyen sanatçı birlik olunması
durumunda bir Erzurumlu olarak üzerine düşeni yapacağını dile getirdi.
ATASEVER ERZURUMLULUK ÖNEMLİ BİR KİMLİK
Genç oyuncu söyleşisinde şunları söyledi; "Benim annem, babam,
dedelerim, ninelerim Erzurumlu. Ablam şu an Erzurum'da Dadaşkentte
ikamet diyor. Yeğenlerim Erzurum da. Bende sürekli Erzurum'a gidip
gelmekteyim. Sonuç olarak ailemin, kökümüzün olduğu bir şehir.
OYUNCU OLMA İSTEĞİ ÇOCUK YAŞTAN İTİBAREN BAŞLADI
Oyuncu olma isteği çocuk yaştan itibaren başladı. Yeşilçam'ın etkisi
bu kararı almamda çok etkili oldu. İzlediğim filmlerden çok etkilendim.
Hayalimde hep oyuncu olmak vardı. Oyunculuk eğitimi almaya başladım.
Eğitimin ardından Kutlu Ataman ile "İki Genç Kız" filminde çalıştım. O
film ile gösterdiğim performanstan dolayı Altın Portakal Film
Festivalinde en iyi kadın oyuncu dalında ödül aldım. Zeki Demirkubuzla
"Kader" filmiyle 18. Ankara Uluslar arası Film Festivalinde en iyi kadın
oyuncu ödülü kazandım. Şimdide gösterimde olan Gece filmi var hala
vizyonda olan. Uzun bir yolculuk, meşakkatli inişli çıkışlı mesleğimizi
zorluklara rağmen yapmaya çalışıyoruz. İnşaallah hayırlı bir şekilde
devamını getireceğiz.
TV DİZİLERİ İLE SİNEMA FİLMLERİ ARASINDA TERCİH YAPIN DERSEK HANGİSİ AĞIR BASAR?
Ben oyuncuyum, tv, sinema ve tiyatro arasında ayrım yapmak
istemiyorum. Hikayesi doğru olan, beni etkileyen, beni bambaşka yerlere
götürecek, bana bir şeyler katacak, öğretecekbir karakter olduğu zaman
ben onu oynamak isterim. Bu tvde de olabilir,sinemada da olabilir,
tiyatroda da olabilir. Ama sinemaya karşı ayrı bir tutkum var, çünki
sektöre sinemayla başladım. Sinemada senaryoyu aylar öncesinden alıp
özümseme şansınız var ama tv de bu böyle değil. Hikayeyi alıyorsunuz ve
ertesi gün oynamak zorundasınız. Buda fast food tarzı çabuk tüketim
anlamına geliyor. Hikayede tam özümsenmiş olmuyor. Her hafta 120
dakika çekim yapmak zorundasınız. Sinema, daha sindirilmiş, daha
kalıcı, daha ölümsüz, daha iyi anlatılan olduğu için sinema biraz daha
ağır basıyor.Ama oyuncuyum ve dizide olsa, sinemada olsa oynamak
zorundayım. Televizyon bizi daha aktif tutuyor ve ayakta kalmamızı
sağlıyor.
SON YILLARDA BÜYÜK PARALAR HARCANARAK ÖNEMLİ PROJELER
YAPILIYOR FAKAT BİRKAÇ BÖLÜM SONRA YAYINDAN KALDIRILIYOR. SEBEPLERİ
NELERDİR.
Farklı anlatımlı, hikayesi olan önemli işler bir anda
yayından kaldırılıyor. Neden kaldırılıyor, Raiting düşük olduğu için.
Bu işler izlenen rağbet gören işler. Etrafımdaki insanlardan dizilerin
çok iyi olduğu söyleniyor. Hikaye, kadro harika ama neye göre kalkıyor
inanın bende şaşırıyorum.
SON YILLARDA GÜNEYDOĞU DİZİLERİ VE
FİLMLERİ ÇOK REVAÇTA. ERZURUM'U DA BU POPÜLERLİK ÇEMBERİNE SOKUP BURADA
DA DİZİ VE FİLMLER ÇEVRİLMESİNİ SAĞLAYAMAZ MIYIZ?
Erzurum'da bir
şeyler yapılması gerekiyor öncelikle. Bura da bir şeyler yapamayız.
Mesela bir Dadaş film festivalimiz var. 9 yıldır devam etmeye çalışan,
ayakta durmaya çalışan bir etkinliğimiz, festivalimiz var. Filmlerle
insanlar arasında bir köprü kuruluyor. Yapılması gereken Dadaş film
festivalini, Kar film festivalini duyurmamız ayaklandırmamız gerekiyor.
Bu etkinlikleri yapan kurum ve insanlara destek olunması gerekiyor. Bu
işi yapan emekçilere festivallerimize katılımlarını sağlamamız
gerekiyor. Bu sayede festivallerimiz büyür ve takip edilir hale
gelebilir. Ben bu konuda üstüme düşen görevi fazlasıyla yapmaya
çalışıyorum.
ERZURUM DEYİNCE NELER HİSSEDİYORSUNUZ?
Çocukluğum
geçiyor, ablam evlendiğinde ablamın yanında 1.5 sene kaldım dizlerime
kadar kara bata bata yürüdüğüm günleri hatırlarım. Oraki arkadaşlarımı
hatırlıyorum, hatırladığım o kadar ok şey var ki Erzurum'a dair.
Herkesin bildiği şeyler var zaten, soğuğunu, buz gibi akan suyunu,
şimdi bile çeşmeyi açıp suyu rahatlıkla içebilirsiniz.
Misafirperverliği, Erzurum'da kim olursa olsun gidin birine herkes sizi
davet eder. Yardım etmeyi çok severiz."