İnanmış ve iman etmişiz:
"Her nefis ölümü tadacaktır."
O nefis bazen annemiz, kardeşimiz ya da çok yakın bir arkadaşımız olabiliyor.
Vakti saati geldiğinde ne bir saniye önce, ne de bir saniye sonra...
Cenazesine yetişemedim...
Ben de buradan sesleniyorum:
Ey güzel insan, ey hakiki Müslüman, ey münevver Dadaş, ey sevgili dost...
Kardeşim Vedat...
Kabrin nurdan bir bahçe, ebedi makamın da cennet olsun.
Rabbim rahmeti ve merhametiyle muamele buyursun.
Bize çok hakkın geçmiştir. Yıllarca her biri birbirinden değerli fikir ve ilim dolu yazılar yazdın, bizleri irşad ettin...
Şayet varsa bizden yana tüm haklarımızı helal ediyoruz.
Kardeşim Vedat...
Çok genç yaşta bu fani dünyaya veda ettin.
Biliyorum kaç zamandan beri o illet yakanı tutmuş bırakmıyordu.
Sen büyük bir metanet ve sabırla mücadele ettin, tek bir gün bile isyan etmedin.
Çektiğin o ızdırap ve çile inşallah günahlarına kefaret olur.
Herkes öyle ya da böyle kendine biçilen hayatı yaşıyor, vadesini tamamlayınca da sessizce çekip gidiyor.
Fakat sen sevgili Vedat, çok güzel bir hayat yaşadın.
Allah'ın razı kalacağı güzel bir hayat...
İncindin, incitmedin...
Yoruldun, yormadın...
Küsmedin, küstürmedin...
Ahde vefalıydın...
İlim irfan sahibi samimi bir mümin, numune ve de rafine bir insandın...
Ne mutlu sana ki sevgili Vedat, ebedi istirahatgahına dopdolu bir heybeyle gittin...
Zannetmiyorum ki arkadan bir kişi bile çıkıp da "biz razı değildik" desin.
Çünkü yaşadığın o hayatta hep doğruları, iyileri, güzelleri ve Hakk'tan yana olanları yapmaya ve yaşamaya çalıştın.
Dilinden şükür, kalbinden iman, aklından da tevekkül hiç eksik olmadı.
İnandığın gibi yaşadın, yaşadığın gibi de Hakk'a yürüdün...
Sevgili Vedat...
Aziz dost...
Güzel insan...
Seni özleyeceğiz, hem de çok özleyeceğiz.
Şu
gök kubbede öyle hoş bir seda bıraktın ki, başta evlatların, muhterem
eşin, kardeşlerin ve yakınların o muhteşem seda ile acılarını az da olsa
hafifletebilecekler.