Konu; MHP mitingi
Tarih; 02.06.2011
Saat; 16.30
Yer; Erzurum İstasyon Meydanı.
Bürodan çıktığımızda saat 16.20’yi gösteriyordu. Arabada Orhan Bozkurt’a laf attım.
“Bu yağmurda kim gelir ki!”
Bozkurt her zamanki gibi uzatarak yanıtladı.
“Gelirleeer!”
Gelseler de, gelmeseler de biz gideceğiz mecburen, işimiz bu!
Turhan Bozkurt kardeşimiz fotoğrafları çekerken, bizler de izlenimlerimizi yazacağız. Tıpkı CHP’de, HAS Parti’de, velhasıl her mitingde olduğu gibi…
Miting alanına yaklaştığımızda işin doğrusu şaşırdım. Ben, en fazla iki bin kişi beklerken, alanda binlerce kişi toplanmıştı ve Sayın Bahçeli henüz gelmemişti.
Ve yağmur yağıyordu.
Ve aptal ıslatan cinsinden değil, sicim gibi yağıyordu.
Ve insanlar eksilmeden; hatta çoğalarak bekliyorlardı liderlerini.
Bir ara dolu da düştü MHP’li meydana. Sonra kesilir gibi oldu yağmur; ıslanmayı kanıksamış gözüken MHP’linin biri, sevinmek yerine sanki kızarcasına baktı bulutlara; inandığımız birini beklerken ıslanmayı da isteriz, der gibi...
Ve yine başladı yağmur.
Ve yağmurla geldi Sayın Bahçeli.
Şunu yine anladım ki, doğruları söylemek çok kolay.
Sayın Bahçeli, başlangıç sözlerinin önemli bir kısmında dedi ki.
“Sayın Başbakan, alıyor yanına yandaş gazetecileri yandaş medyada istediği şeyi söylüyor…”
E yalan mı, kaç gazeteci halkın aklındaki soruları sorabiliyor!
Elbette iktidarı destekleyen her gazeteci için değil sözümüz; ama bazıları var ki onlara ‘liboş’ denilmekte.
Ben de onları üçe ayırmaktayım haddime düşerse.
Bir. Limonlu liboş. (ki bunlar ekşimiştir)
İki. Tuzlu liboş. (baklavayı bile tuzlayarak yerler)
Üç. Baharat liboş. (her şeye nane olurlar)
Vaatlerini anlattı, iktidara yüklendi.
Yine dedi ki, “alın paketi, bir Dadaş tokadı atın gitsin!”
Laf aramızda, bu “tokadı atın gitsin,” söyleminden vazgeçmeli Sayın Bahçeli!
Paketi alıp, acı bir gülümsemeyle göndermeli paketi getireni.
Neyse, benim derdim o değil!
Benim derdim, hangi parti olursa olsun, miting meydanlarına gelen insanlardır.
Yaşlısı, genci; er kişisi, hatun kişisi… Bunlardır benim derdim.
Bugün sakalları ağarmış kasketli bir adamın gözlerindeki umudu gördüm; ıslak saçları yüzüne yapışmış bayrak sallayan bir genç kızı, aynı şemsiyenin altında üç arkadaşı ve eşarbı sırılsıklam olmuş kadının inatla bekleyişini gördüm o meydanda.
Ve inatla söylüyorum ben de.
Erzurum’da değişen bir şeyler var!
Bunu CHP mitinginde de gördüm MHP mitinginde de!
Sayın Bahçeli aynı konuda konuşurken, biriyle göz göze geldim.
Dedi ki;
Başbakan’ın İstanbul’daki çılgın projesinde benim de yer almam için ne yapmam gerek?
Anadolu çözmüş işi ve sorgulamaya başlamış.
Bu sorgulamanın MHP mitinginde olması çok anlamlı!
İktidarın hangi sınıfa hizmet ettiğini önce sağ kesim anlamalı.
Ve Erzurum’da yağmur yağıyordu.
Orhan Bozkurt da manşeti attı.
“Yağdı yağmur çaktı Bahçeli.”
Keşke bundan sonra her yerde yağmur yağsa!
Bundan yaklaşık iki ay önce Erzurum MHP İl Başkanı Sayın Kaya ile sohbetimizde “Erzurum’da iktidar partisi eriyor,” demişti de inanmamıştım.
Bu sayfayı bir partinin yandaşlığıyla suçlayanlaradır son sözüm.
12 Haziran’da lütfen gülümseyiniz. Fotoğrafınızı çekeceğiz.