Vali Bey'den yerinde tespit...

Dün yazıyı sonlandırırken, "...yarın da Vali Sebahattin Öztürk'ün mesaj yüklü konuşmasına değineceğiz" demiştik.

Öyle de yapacağız.

Ancak AK Parti Milletvekili Muhyettin Aksak'ın açıklamaları öyle akis buldu ki, değinmeden geçmek mümkün değil.

Malumunuz kamuoyunda yerleşik bir algı vardır; aynı partiye mensup kişiler olağanüstü bir durum olmadıkça birbirlerini eleştirmezler.

Kardelen TV'deki Soruyorum'da Muhyettin Aksak, yaptığı çıkışla hem bu algıyı ters yüz etti, hem de muhtemelen seçime kadar sürecek bir tartışmanın da fitilini tutuşturmuş oldu.

Zaten dün gelen yorumlar ve mesajlar da bunu açıkça göstermekte...

Çetele tutmadım ama gelen yorumlar içerisinde, Aksak'a hak verenler de vardı, başkanları savunanlar da...

"Muhyettin Bey, yıllarca susup niye şimdi konuşmaya başladı, partide dengeler mi değişiyor?" biçiminde soranlar ise, kimin haklı kimin haksız olduğundan çok politikanın bildik cilvelerine dikkati çekiyordu.

Eleştiriye hedef olan başkanlardan henüz bir tepki yok.

Strateji icabı ya susup duymazdan gelerek, salvoları savuşturmayı deneyecekler, ya da tam zamanına denk getirip karşı hamle yapacaklar.

Besbelli ki artık ok yaydan çıktı, parti içinde saflar netleşti.

Her ne kadar Süleyman Demirel'in, "siyasette 24 saat çok büyük bir zamandır" şeklindeki sözünden hareketle, "dün dündür" demek mümkünse de, bu olayda, bunun bu kadar basit olmadığı aşikar ortada...

Çünkü Muhyettin Aksak televizyonda hem de canlı yayında, partilisi olan iki belediye başkanını adeta "beceriksizlik"le suçlamış durumda.

Yarın diyelim ki, "bu iki belediye başkanımız dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı belediye başkanıdır" dese bile ikna edici olabilir mi?

Bu noktada denilebilir ki, "Burası Türkiye, toplum balık hafızalı olduğu için bırakın birkaç ayı bir gün sonra bile bu eleştirileri unutur."

Mümkün...

Fakat AK Parti'de bu işler sanıldığı gibi el yordamıyla yapılmıyor.

Bir milletvekili hem de isim vererek partidaşı iki başkanı açıkça eleştirdiyse, ben bunun altında bilinçli bir hamle ararım...

Seçim takvimi hızla yaklaşıyor, nasılsa sular daha da ısınacak ve oynayan taşlar ya yerli yerine oturacak ya da kopup gidecek. Bunu hep birlikte göreceğiz.

ERZURUM HALKI TURİZME HENÜZ HAZIR DEĞİL!

Bu sözler Vali Sebahattin Öztürk'e ait...

Bir iki hafta sonra Erzurum'a veda edip, yeni görev yeri olan Antalya'ya gidecek olan kıymetli valimiz Sebahattin Bey, giderayak dostça konuştu.

"Erzurum, medeniyetlere sahne olmuş kadim bir kenttir. Görev yaptığım dört yıl içinde Erzurum'un ülke için önemini ve değerini daha yakından tanıma imkanım oldu. Bu sebeple kendimi şanslı görüyorum. Erzurum valisi olmak her kula nasip olmayacak bir payedir. Gidiyorum ama bir yanım hep Erzurum'da kalacak."

Sebahattin Öztürk, çok dikkatli, duyarlı ve anında karar verebilme yetisine sahip bir devlet adamıdır. Aynı zamanda O, tarihe, musikiye, edebiyata ve mizaha olan vukufiyeti nedeniyle de tam bir aydındır.

2011 Üniversitelerarası Kış Oyunları sırasında buradaydı ve o süreçte oyunların kazasız belasız icra olunması için gece gündüz çalıştı ve takım arkadaşlarına örnek oldu.

Televizyondaki sohbetimizde, "Erzurum'a dair bir pişmanlığınız yahut da küskünlüğünüz var mı? Daha doğrusu hakkınızı helal etmeyeceğiniz birileri var mı?" şeklinde sorduk.

"Hayır" dedi. "Erzurum'a bir küskünlüğüm kırgınlığım yok. Bilakis Erzurum'u hep güzel anılarla hatırlayacağım. Ancak helallik almaya değer olmayan bir iki kişi olduysa da onların da zaten bende bıraktıkları bir derin iz olmadı. Ben şehre bütüncül olarak bakıyorum ve buradan hareketle diyorum ki Erzurum, gözbebeği gibi korunması gereken bir şehirdir. Ne demek istediğimi erbabı olanlar anlamıştır."

Evet anladık; umuyoruz ki başkaları da anlamış olsun...

Vali Bey, kış turizmini Erzurum'un kalkınma yolunda sıklet merkezlerinden biri olarak görüyor. Ve kendisi şimdi turizmde Türkiye'nin dünya çapındaki markası olan Antalya'ya gidiyor.

Bu hususta Erzurum için bakın neler söylüyor.

"Kış turizmi Türkiye için henüz yeni sayılabilecek bir alandır. Bir hesaplamaya göre, ülke genelinde 100 bin dolayında kış turistinin olduğu kabul ediliyor. Dolayısıyla kış turizmini deniz turizmi gibi görmek ve acele kararlar vermek doğru olmaz. Türkiye'mizde yaz turizminde taşlar yerli yerine oturmuş durumda. Kış turizmi ise henüz emekleme çağında. Hiç kuşku yok ki Palandöken bu alanda bir zirvedir ve ileriki yıllarda adını dünya ölçeğinde daha fazla duyuracaktır. Ancak turizm bir takım çalışması gibidir. Sadece devletin zorlamasıyla, yatırımcının ittirmesiyle olacak iş değil. Önce halkın bu meseleye inanması ve gereğini yapması lazım. Erzurum'da bu eksik. Halkımız daha kafasında kış turizmini sağlam bir yere oturtamamış. Bunun aşılması lazım. Yeni valimiz değerli meslektaşım Ahmet Bey, turizmde bizden daha deneyimli bir arkadaşımız. İnşallah O'nun da öncülüğünde halkımız turizme gereken önemi verir ve şehrin kalkınmasında lokomotif görevi üstelenecek olan kış turizmi kısa zamanda büyük ilerlemeler kaydeder."

Vali Sebahattin Öztürk, doğru bildiklerini münasip bir üslupla söyleyen bir kişidir.

Erzurum'u sevdiğini ve çok değer verdiğini biliyoruz; zira Erzurum da kendisini sevdi.

Umarım yeni vali Ahmet Altıparmak'la da aynı ünsiyet kurulur... 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.