"Masamızda elbette tuz olacak ama dozajında kullanmanız lazım" diye konuşan Vali Dr. Ahmet Altıparmak'ta salonu dolduran öğrencilere yaptığı konuşmada aşırı tuz kullanımı ile ilgili neden çalışma başlattıklarını anlattı. "Erzurum'a geldiğimde neredeyse hiçbir lokantada yemek yiyecek yer bulamadım" diye konuşan Vali Altıparmak "daha doğrusu her bir lokanta o kadar yoğun tuz kullanıyor hangisine gitsem yemek yeme imkânı yok. Bunun üzerine İl Tarım Müdürümüze, 'Bir bakın bakalım bu gıda kodeksine göre bizim kullanacağız kaçta kaç?' dedim. Yüzde iki zannediyorum. Ama Erzurum ortalaması yüzde 4,5, 5'lere dayanıyor. Peynir gibi kavurma gibi özellik araz eden yiyeceklere baktığınız zaman çok daha fazla.. Erzurumlu olmayanlarda yine bölgenin insanı oralarda da tuz fazladır. Bu ölçmemiz neticesinde ciddi manada cezalar verilmeye başladı. Ama bu sefer yine tuz atmaya başladı vatandaşlarımız. Bunu anlatmanın, dikkat çekmenin yolu olması lazım. Cezalar yazdık, anlattık ancak dediğim gibi ilave kullanımlar devam ediyor ve ben işin tansiyon ve benzer hastalıkların ötesinde, 'Şu verileri getirin bir bakayım' dedim. Özellikle mide kanserine dikkat çekmek istiyorum. Çok şaşırdım ve haklı olduğumu gördüm. Neden? Mide kanserinde Türkiye ortalaması binde 14 civarında, Erzurum'da binde 30'ların üzerinde. Yani başka alışkanlıklarda var ama özellikle tuz kullanımında kaynaklanan kanser miktarları çok fazla. Burada bilinci oluşturmak farkındalık içinde okullarda başlayalım istedik. Bunun için sizlerle beraberiz" dedi.
"Ankara'da yaşanan terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum" diyen Vali Altıparmak, gençlere seslenerek teröre karşı birlik ve beraberlik içinde olmamız gerektiğine vurgu yaptı. Vali Altıparmak; "Terör, terördür. Terör hiç kimseyi şu Türk, şu Kürt diye seçmez. Patladığı yerde kim varsa onu götürür. Sadece karşı olanları değil destek verenleri de öldürür" diye konuştu. Vali Altıparmak "zira şöyle düşünmek lazım; kimse kimseye yok sayamaz, ötekileştiremez. Bir turiste gösterdiğimiz saygıyı kendi insanımıza göstermiyoruz. Beraber yaşamanın unsurları vardır. Bunlardan bir tanesi nedir? Saygıdır. En önemlisi saygı, saygıyı karşınızdaki hak ettiği için değil, siz saygın olduğunuz için gösterirsiniz. Yoksa karşıdaki hak ettiği için değil. Öncelikle hangi dünya görüşünde olursa olsun veya hangi etnik grupta olursa olsun bir varlığını kabule edeceğiz, saygı göstereceğiz. Hiç kimse anne babasını seçmedi. Kimse ben şu aileden olayım demedi. Ama bu topraklarda yaşamak bizim tercihimiz. Müslüman Türk milletinin bizimle beraber aynı şekilde olan Türk, Kürt ayrımı olmadan yaşamak tercihimiz elbette ki. Bir? varlığına saygı göstereceğiz birbirimizin. İki? onun hakları olduğunu kabul edeceğiz ve saygı göstereceğiz. Üç? kişinin bir gücü olduğunu kabul edeceğiz. Bu çerçevede de bu ortak yaşama beraber yaşama kültürünü geliştirmiş olacağız. Aksi takdirde bu dünyayı ülkeyi dışarıdan cehenneme çevirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Huzurlu bir dünya için, huzurlu ülke için mutlaka hepimiz gayret göstermek zorundayız. Teröre karşı olmak herkesin bu ülkede yaşayan herkesin boynunun borcudur. Bir şekilde karşı görüşümüzde belirtmek zorundayız. En ağır şekilde kınamak aynı zamanda üzerimize düşen görevi de yerine getirmek zorundayız. Ne badireler atlattık, bunu da atlatacağız. Bundan herkes emin olsun. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun" diye konuştu.
