Karşılaşmanın başlamasıyla birlikte rakibi baskı altına alan bir BB Erzurumspor vardı. Özellikle karşılaşmanın ilk on beş dakikasında iki bekininde hücuma katılmasıyla rakip yarı sahaya yerleşen bir takım izledik. Ümraniyespor savunmayı öne çıkarıp aradaki mesafeyi daraltmaya çalışsada bunda sadece 15-20 dakika başarılı olabildi. Ev sahibi ekibin arzulu futbolu temponun sürekli üst seviyede kalmasını sağladı. İlk yarıda en çok göze çarpan detay; önceki maçlara nazaran BB Erzurumspor'un lider rakibine karşı neredeyse hiç pozisyon vermeyişi oldu.
İkinci yarıda ev sahibi ekibin kontrolünde başladı. BB Erzurumspor'da özellikle Nobre girdikten sonra etkili rakip kalede etkili olmaya çalışsada bu çabalar sonuçsuz kaldı.
BB Erzurumspor'un en büyük sorunu 10 numara mevkisi dahil merkez ortasaha daki oyuncuların oyunun hücum yönüne katkı sağlayamamaları... Oradan destek gelmeyince ön bölgede oynayan 2-3 isim varyasyonlarda yalnız kalıyor. Bu da üretkenliği minimuma indiriyor. Buna mutlaka devre arası nokta isimlerle çözüm bulunması lazım.
Ev sahibi Sezon en tempolu futbolunu oynadı desek sanırım yanılmış olmayız. Tempolu oynayan, bloklar arası mesafeyi kısa tutarak total futbolu sahaya yansıtan ve rakibe pozisyon vermeyen bir takım izledik. Bu pozitif futbolun sürekli olması ve skora yansıması durumda BB Erzurumspor'u puan cetvelinde daha üst sıralarda görmemiz mümkün...
Çünkü bu vasat ve kopuk kadroya rağmen bu pozitif futbol oldukça umut verdi...