Geçen yılın Şubat ayıydı...
Basında manşetler aynen şöyle.
‘Tarım Kredi’den dev yatırım’
‘Tarım Kredi’den büyük hizmet’
Tarım Kredi Kooperatifleri Erzurum’a yem fabrikası kuruyordu.
Sanırım inşaatı hala devam ediyor.
Eyvallah.
Kursunlar.
İstihdam kapısı olsun.
Yalnız merak ediyorum çapı belli şehrimde beş tane daha yem fabrikası var.
İkisi kapalı hatta biri bankaya olan borçlarından dolayı icralık.
Üçü de yüzde 20-30 kapasiteyle üretim yapıyor.
Anlayacağınız rekabet bile edemiyorlar.
Sonuçta yem bu. En fazla jelatini janjanlı yaparsın o kadar.
Hal böyleyken niye yarın öbür gün ‘özelleştirilecek’ bir fabrika daha yapılıyor?
Tarım Kredi’nin fabrikası daha ucuza yem satacaksa eyvallah ama dediğim gibi yem bu yem, hammaddesi belli satış rakamı belli.
Bakın aynı kurum güya ‘vatandaş bazı ürünleri daha ucuza alsın’ diye market açmış.
Market dememe bakmayın, ortada market falan yok mevcut TKK binasının içinde kıç kadar bir oda.
Göstermelik bir kaç ürün...
Yağız TV’den Güven Uşun çekmiş fotoğraflarını. Programında da bu konuyu ele almış.
Tamam, Tarım Kredi Kooperatifleri, halkı bu kadar düşünüyorsa yem fabrikası gibi doğru bir yerde açsın o zaman marketi.
Bak, vatandaş başta üç harfliler olmak üzere diğer zincir marketlerde çarpılıp duruyor.
Uzatmayayım, işin Türkçesi ne biliyor musunuz?
Siyaset ve siyasi baskı!
Siyasilerimiz Tarım Kredi’ye ‘fabrika kur’ diye, uzantıları da ‘market açma, işimize taş koyma’ diye baskı yapıyor.
Olay bu kadar basit.
Ve olan yine bize olacak, hem üç harflilere hem de siyasilerimize çarpılıp duracağız.