Hz.Ali halife, Muaviye ise, Şam’da validir. Yani henüz Emevi Devleti’ni kurmamış.
Muaviye, Hz.Ali’nin halifeliğini bir türlü kabullenemediği için, bulduğu her fırsatta Küfe’ye mesaj yollayıp, büyük Halife’nin otoritesini “yok” hükmünde görmeye çalışırdı.
Günlerden bir gün, Küfeli bir tacir alış-veriş yapmak üzere Şam’a gelir. Pazar yerinde rızkını kovalarken birkaç Şamlı yanına gelip, mallarını ve devesini gasp etmiş.
Adam itiraz etmiş yalvarmış yakarmış ama nafile… Şamlı eşkıyalar, “bu deve de bizim, mallar da” diye tutturmuş. Sonunda iş öyle bi büyümüş ki, Şam Valisi Muaviye meseleye el koymuş.
Meydanda toplanan Şamlılara sormuş, “Bu dişi deve Küfeli bu tacirin midir, yoksa Şamlıların mıdır?”
Küfeli tacir sevinmiş. Öyle ya koskoca vali olaya müdahil oldu. Nasılsa hakkı teslim edilir.
Fakat heyhat… Vali eşkıyalardan yana bir tavır sergiliyor. Bizzat hırsıza soruyor ki, “bu deve kimin”
Meydanda toplanan ahali bir ağızdan bağırmış: “Bu dişi deve Şamlılarındır”
Vali Muaviye bu toplu cevap karşısında demiş ki, “Deve de mallar da Şamlılarındır”
Küfeli tacir bakmış ki, bunların valileri de kafayı yemiş. Adam hiç olmazsa canını kurtarmak için, kaderine boyun eğip oradan uzaklaşmak istemiş. Tam o sırada Muaviye adama seslenmiş:
“Hey Küfeli gel buraya. Herşeyi gördün değil mi? Bak buralarda insanlar gördüklerine değil, valinin söylediklerine inanır ve iman ederler. Hoş ben de biliyorum devenin dişi olmadığını, onlar da biliyor. Hoş ben de biliyorum devenin ve malların sana ait olduğunu, onlar da biliyor. Ama senin de gördüğün gibi, Şam’da kimse çıplak gözleriyle gördüklerine değil, Muaviye’nin söylediklerine inanırlar. Şimdi git deveni de mallarını da al. Ama Küfe’ye vardığında bu yaşadıklarını Ali’ye anlat. De ki, Şam’da insanlar vali ne diyorsa ona inanıyor.”
Dün de değinmiştik. Bu hikayeyi elbette ki durup dururken anlatmış değiliz.
Şehir halkı olarak Erzurum’a dair önemli projeleri artık sanal alemdeki tweetlerden öğreniyoruz.
O tweeitlere göre, belediye Erzurum’a öyle dev hizmetler yapmış ki, say say bitmez!
Peki bu hizmetler nerede, niye bizler göremiyoruz, diye soranlar için cevap hazır:
Gir bilgisayara, aç twiteri bak hepsi orada!
Fakat küçük bir sorun var. O sorun da şudur:
Bin küsur yıl önce insanlar belki korkularından belki sevgilerinden Şam Valisi Muaviye’nin söylediklerini, gördüklerinden daha muteber sayıyorlardı. Şimdi durum çok değişti. İnsanlar yaşadıkları şehirde nelerin olup bittiğini, kimsenin söylemesine gerek kalmadan kendileri görüyor ve yorumluyor.
Şayet şehirleri yönetmek telefonda tweet atmak kadar kolay olsaydı, ne seçime hacet vardı ne de belediye başkanlarına…
Belediyecilik son derece ciddi bir iştir.
Yapılacak hizmetler, belediye meclisinde, encümende ve şehir kamuoyunda ele alınır, tartışılır ve yasalar doğrultusunda amel edilir.
Ne zamandan beri belediye işleri sanal alemde yürütülür oldu?
“Halk gördüğüne değil, söylenene inanır” anlayışı bugün de geçerlidir sanılıyorsa eğer çok yanlış.
Çünkü bu devirde kimse Muaviye değil…
Erzurum da, Şam kadar büyük olmadığı için, herkes nerede ne olup bittiğini anında görüyor.
Siz twitter da yazacaksınız ki, “Erzurum’a yeni bir kent meydanı daha yapıyoruz”
Bu tweeti okuyan bir kimse adama sormaz mı: “Havuzbaşı’nda yapacağınız meydanı ne yaptınız ki ikincisini yapmaya kalkıyorsunuz?”
Aslında başka şeyler de sorarlar ama neyse…
Ahmet Başkan bu şehri nasıl yönettiğini gerçekten merak ediyorsa şayet şu dünkü haber ve yazımıza gelen mailleri okusun yeter.
Bi düşünsün ki niye kimse O’na inanmıyor, niye kimse bu hizmetleri ciddiye almıyor?
Mesele bir tweet atmakla halledilecek olsaydı, Türkiye bugün ne terörle mücadele ediyor oluyordu, ne de başka sorunlarla…
Devlet yönetimi ciddiyet ister, sebat ister, samimiyet ister.
Allah aşkınıza yolunuzu şu havaalanı yoluna bir düşürün de şu yeni yapılan terminal binasına bi bakın. Eğer “evet budur, terminal binası dediğin böyle olur” derseniz ben bütün bu yazdıklarımı yalamaya hazırım.
Öteki yarım işler bir yana…
Ahmet Küçükler istiyor ki, ahali şu belediyenin emrindeki reklam tahtalarında yazılıp çizilen propagandaya inansın ve öyle amel etsin.
Olmaz. Kimse o tahtalardakine itibar etmez. Çünkü herkes yaşadığı şehri bire bir görüyor ve kimin ne yaptığını biliyor.
Sen o kadar tweet at dur ki, Halep oradaysa arşın burada…
Adam soruyor:
“Kale’nin etrafı niye açılmadı, niye Üç Kümbetler öyle kaldı?”
Twitter madem bu kadar sihirli bir kutu, o halde söyleyin o kutuya bu sorulara da bir cevap versin; ama o cevap inandırıcı olsun ki, millet sövüp saymasın…
Sahi Ahmet Bey, hani sen ki bu şehre Türkiye’nin en modern et kombinasını kuracaktın, ne oldu ki niye o kombina bir türlü kurulmuyor?
Haydi şu twitterden bir açıklama yap da herkes mutlu olsun.
Nasılsa belediyeyi twitterden yönetiyorsun.
Etmeyin eylemeyin. Bu milletin zekasıyla kim ki alay etmiş hepsinin sonu hüsrandır.
Bugün mühür sizde olabilir ama bu dünya değil mi ki, koskoca Süleyman’a bile kalmadı. Size mi kalacak?
Ahmet Bey…
Hepsi bir yana sadece şu Havuzbaşı’nı bir anlatın da rahatlayalım. Niye o binayı yıkmıyorsun?
Sorun ne?
Haydi bir twitte gönder de herkes tatmin olsun.
- Bülent 01 Ocak 1970 02:00
Sayın Mehmet Şener,
Yazılarınızı yakından takip ediyorum. Geçtiğimiz günlerde gazetenizde de yayımlanan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Özhaseki`nin Erciyes Dağı Projesini ve 2007`de Universiade`nin Erzurum`a verilmesinden bu yana şehre değil çivi çakmak, olacak olana da köstek olmuş Büyükşehir Belediye Başkanımızı bir teraziye koyan bir yazı yazmanızı beklerdim açıkçası...
Kayseri Erciyes`te satılan 21 otel yerine karşılık, Erzurum Konaklı`da 1 tane otel yeri satılamamasını birisi bana açıklasın lütfen...
Ya da
- Vedat Karataş 01 Ocak 1970 02:00
Hz. Muaviye`ye isnad ettiğin o mesnetsiz hikayenin kaynağını sorabilirmiyim?
- KUZEY 01 Ocak 1970 02:00
BU ADAM ERZURUMA INANILMAZ KAYIP VERDI YAZIK GUNAH 10 YILIMIZA MAL OLDU KIS OYUNLARI DUZENLEDIK GELEN PARALAR BIRILERININ CEBINE GIRDI TUTU GARAJ YAPIYORUM DEDI TRILYONLARI YERIN DIBINE GOMDU 35 YASINDAYIM BEN BU ADAMI BIR KERE SOKAKTA CADDEDE GORMEDIM BUNU SECENLER DESTEKLEYENLER ERZURUMA BUYUK IHANET ETTILER 10 YILDA HARIKA BIR KENT OLABILIRDIK.... YAZIK