Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi'nin organize ettiği," 6. Uluslararası Sanat Terapileri Kongresi"nin açılış töreni, Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
Erzurumajans-Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi'nin organize
ettiği," 6. Uluslararası Sanat Terapileri Kongresi"nin açılış töreni,
Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
Türkiye'de ilk defa uluslararası düzeyde düzenlenen ve 5-6 Haziran
tarihleri arasında devam edecek olan kongreye, Türkiye, Rusya, Almanya,
İngiltere, Belarus, İsrail ve Bulgaristan'dan akademisyenler ve
misafirler katıldı.
6. Uluslararası Sanat Terapileri Kongresi'nin
açılış konuşmaları kısmında, ilk konuşmayı yapan Kâzım Karabekir Eğitim
Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr.
Başaran Gençdoğan, psikolojik sorunların psikoterapi yöntemleriyle
tedavi edilmesi, ilk defa Sigmund Freud'un psikanaliz yönteminin
yaygınlaşmasıyla gerçekleştiğini söyledi. Gençdoğan, psikolojik
sorunların psikoterapi yöntemleriyle tedavi edilmesi, tüm dünyada olduğu
gibi ülkemizde de yüzyıllardır sürüp giden bir durum olmadığını
belirterek, yine de çok sayıda psikoterapi yaklaşımları ve uygulamaların
bulunduğunu vurguladı. Gençdoğan: "İnsanın duygularını sanat yoluyla
dışavurumcu bir biçimde ifade etmesini sağlayan ve bu sayede psikolojik
sorunlarının azaltılmasını, hatta tedavi edilmesini sağlayan sanatla
psikoterapi yöntemleri, dünyada bize göre daha eski gibi görünse de
1400'lü yıllarda, Osmanlı'daki şifahanelerde, müzik ve su sesiyle
tedavilerin uygulandığını biliyoruz. Kongremizde 18 çalıştay, birinci
gün 21 bildiri, ikinci gün 13 bildiri olmak üzere olmak üzere 34 bildiri
ve 3 konferans gerçekleşecek. Yurtdışından 11 ve yurtiçinden 40
akademisyen olmak üzere kongreye toplamda yaklaşık 300 kişinin
katılımını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Kazım Karabekir Eğitim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Yıldırım ise, 6.Uluslararası Sanat
Terapileri Kongresi'nin "Dünyada ve Türkiye`de Sanat Terapilerinin Dünü
ve Bugünü" temasıyla, Psikolojik Danışman ve Psikoloji alanında çalışan
araştırmacıları, akademisyenleri, eğitimcileri, ulusal ve uluslararası
sanatla terapistlerini bir araya getirerek, sadece Atatürk
Üniversitesi'nde değil, Türkiye'de de bir ilki başardığını ifade ederek,sanatın olumlu psikolojik etkilerinin bilimsel açıdan ele alınacağı bu
kongreye, Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi olarak
ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.
Sanat
terapilerinin müzik, resim, heykel, hareket/dans, drama, şiir ve
edebiyat gibi sanat dallarıyla yapılan bir terapi çeşidinin olduğunu
vurgulayan Yıldırım, "Sanat terapilerinin temel amacı bireyin kendini
özgürce ifade etmesini, baskılanmış yaşantılarını dışa vurmasını,
yaratıcılığının artmasını ve estetik yönünün ortaya çıkmasını
sağlamaktır. Sanat terapileri ruhsal, gelişimsel, nörolojik, mental ve
davranışsal gibi birçok rahatsızlıkta kullanılan bir psikoterapi
yöntemidir" dedi.
Sanat terapilerinin bireylerin duygularını, hayal
güçlerini ve hayata bakışlarını keşfetmelerini de sağladığının altını
çizen Dekan Ali Yıldırım, " 1950`lerde ABD`de ortaya çıkan bu yöntem
günümüzde de dünya çapında hızla yayılmaktadır. Sanat terapileri 1950
yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde hastanelerde tedavi amacıyla
kullanılmaya başlamış olsa da Türklerde müziğin tedavi amacıyla
kullanılmasının çok daha eski bir geçmişi vardır. Sanatla terapi
kültürümüze batıdan gelen bir akım gibi görünse de Osmanlı tarihine
baktığımızda ruh hastalıklarının tedavisinde sanatın kullanımı açıkça
görülmektedir.
Nitekim, ünlü gezgin Evliya Çelebi Seyahatnamesinde
II.Beyazıt tarafından yaptırılan Edirne`deki Darüşşifa`da akıl
hastalarının tedavisinde müziğin, sanat aktivitelerinin ve su sesinin
kullanıldığını ifade eder. Ayrıca 11. Asırda hayata veda eden ve 150`den
fazla eser bırakan ünlü Türk hekimi İbn-i Sina eserlerinin en önemlisi
olan Kanun`da melankolinin semptomlarını tanımlarken korkulardan ve
yalnız kalma isteğinden ve tedavisinde ise, müzik ve sanatsal
aktivitelerden bahseder" diye konuştu.
Yıldırım, "Sanatın her
dalının dostluğu barışı pekiştirmesi, bireylerin duygusal problemlerini
çözmesine katkı sağlaması dileği ile bu organizasyonun
gerçekleştirilmesi için maddi ve manevi her türlü desteği sağlayan
üniversitemiz Rektörü Sayın Prof. Dr. Hikmet Koçak'a ve kongreye emeği
geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Sanatın toplum hayatında ne
kadar önemli bir yere sahip olduğunu görmek için dışarı çıkıp gezmenin
yeterli olduğunu söyleyen Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Mehmet Takkac ise şöyle konuştu: "Geçmişten bizlere kalan şeylere
baktığımızda, istediğimiz, yaşamasını arzu ettiğimiz ve görmekten
mutluluk duyduğumuz eserler, hep sanat eserleridir. Eski bir kaleye,
eski bir camiye, eski bir hamama veya eski bir kütüphaneye baktığımızda,o gördüğümüz an bile ruhumuzun iyileşmesine vesile oluyor. Başka şehir
ve ülkelerdeki örneklerini de görmek istiyoruz. Ve buralardan ruhumuzun
iyileştiğini hissederek ayrılıyoruz" dedi. Ayrıca Prof. Dr. Mehmet
Takkac, yurt dışından gelen yabancı misafirler için de İngilizce olarak
hoş geldiniz konuşması yaptı.
Açılış konuşmalarının ardından,
Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oruç Güvenç, müzikle
terapide kullanılan çalgı aletleri ve tarihçeleri hakkında bilgiler
verdi. Müzikle terapiyi uygulamalı olarak gösteren Güvenç, misafirlerin
de katılımıyla müzikle terapinin inceliklerini aktardı.