12 yıllık kesintili eğitim sisteminde yoğun bir şekilde tartışılan seçmeli Kur’an ve Hz. Muhammed’in Hayatı dersiyle ilgili “Türkiye’de seçmeli din dersi büyük tartışmalara neden olurken birçok gelişmiş ülkede bu dersi almayan mezu
Erzurum Ajans-12 yıllık kesintili eğitim sisteminde yoğun bir şekilde tartışılan
seçmeli Kur’an ve Hz. Muhammed’in Hayatı dersiyle ilgili “Türkiye’de
seçmeli din dersi büyük tartışmalara neden olurken birçok gelişmiş
ülkede bu dersi almayan mezun bile olamıyor” değerlendirmesinde bulunan
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Erzurum İl Başkanı Mehmet Zülfikar
Kotanlı, “Türkiye din eğitimi konusunda dünyanın çok gerisinde kaldı”
dedi.
Din eğitiminin temel eğitim hakkı olması yanı sıra,
çocukların etik ve ahlaki gelişimine büyük katkıları olduğu ve toplumsal
huzur ve barışın sağlanmasındaki faydaları nedeniyle özellikle AB
ülkelerinde devlet tarafından büyük maddi destek gördüğünü söyleyen
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Erzurum İl Başkanı Mehmet Zülfikar
Kotanlı, “Avrupa’daki din eğitiminde devletten çok Kiliselerin büyük
etkisini görüyoruz. Avrupa genelinde din derslerinin okul bitirme ve
sınıf geçmede belirleyici olduğunu da biliyoruz. Avrupa’da müfredat
ilgili dinlerin temsilcileri tarafından belirleniyor ve öğretmenler de
yine bu dine mensup cemaatlerce atanıyor. Devlete yalnızca öğretmenlerin
maaşını ödemek kalıyor. Türk eğitim sisteminin de hangi din ve
mezhepten olursa olsun öğrencinin talebi halinde bu talebi karşılaması
gerekiyor. Bu hususta çok ciddi eksiklikler var. 12 yıllık kademeli
eğitim sistemi bu anlamda Türkiye’yi çağdaş ve demokratik ülkeler
standardına yaklaştıracaktır” dedi.
“Bütün dünyada din eğitimi
gerek ders sayısı gerekse saat miktarı açısından giderek artıyor. Bu
hususta dünya sıralamasının en gerilerinde yer alan Türkiye ise bu açığı
4+4+4 yasasıyla kapatmaya çalışıyor” diyen kotanlı daha sonra şunları
kaydetti;
DÜNYADA DİN EĞİTİMİ GİDEREK ARTIYOR
“Başta Avrupa
olmak üzere dünyanın neredeyse tümünde din dersi zorunlu. ABD'de her beş
özel okuldan dördü dinî gruplar tarafından yönetiliyor. Fransa'da özel
okulların yüzde 95'i Katolik Kilisesi'ne bağlı. Din eğitimi konusu
Anayasayla ifade olunan Almanya’da kiliseler, okul öncesinden
üniversiteye kadar her aşamada eğitime katılıyor ve devlet okullarında
da din ve ahlak dersi düzenli olarak okutuluyor. İspanya’daki ilk ve
orta okullarda din dersi almak zorunlu. Danimarka’da ise din dersi ilk,
orta ve lise de zorunlu. İsveç ve Norveç’te ise devlet okullarında ilk 9
yıl din dersi zorunlu olarak okutuluyor. Hollanda'da özel okulların
üçte ikisini cemaat okulları oluşturuyor. Finlandiya’da öğrenciler din
ve ahlak dersinden birini seçmek zorunda.
AVRUPA ÜLKELERİNİN ÇOĞUNDA DİN EĞİTİMİ ZORUNLU
Batı'da devlet okullarında zorunlu ve seçmeli olmak üzere iki tür din
eğitimi dersi var. Almanya'da din dersi ilkokul birinci sınıfta
başlıyor. Öğrenciler, 8 yıl boyunca haftada 4 saat din dersi alıyor.
Ayrıca haftada birer saat de dinî ayinlere katılıyor. Avusturya’da din
eğitimi özel okullarda seçmeli, devlet okullarında ise zorunlu
okutuluyor. İngiltere'de din dersleri devlet ilk ve orta dereceli
okullarında düzenli dersler arasında yer alıyor. Hollanda'da özel
okullarda ise din dersleri zorunlu olup, haftada iki saat. İtalya'da din
eğitimi, anaokullarında ve ilkokullarda haftada iki saat, tüm diğer
okullarda haftada bir saat okutuluyor. Yunanistan’da ise din dersi
anaokulundan itibaren zorunlu okutuluyor. Belçika'da talep halinde,
devlete ait ilk ve orta dereceli okullarda öğrenciler haftada en az 2
saat din veya ahlak derslerinden birisini seçerek okumak zorunda. Bütün
bu örnekler, Batı'daki ilk ve ortaöğretimdeki çoğulcu yapıyı ortaya
koyuyor
KUR’AN ve HZ. MUHAMMED ALEVİLERCE DE KUTSALDIR
12
yıllık zorunlu eğitim yasasıyla seçmeli dersler arasına giren Kur’an ve
Hz. Muhammed’in Hayatı dersi laiklik ile çelişen bir düzenleme olduğu
iddiasıyla kamuoyunda tartışmalara yol açmaya çalışılıyor. Demokratik
Batı Avrupa ülkelerinin çoğunda İncil ve Hıristiyanlıkla ilgili dersler
zorunludur. Ülkemizde Aleviliği maske yaparak din eğitimine karşı
çakanlar, tartışmaları farklı bir boyuta daha taşınmak istiyor. Oysa,
Kur'an ve Hz. Peygamber Aleviler tarafından da kutsaldır ve ortaktır.
Dünyadaki en demokratik ve pedagojik örneklere baktığımızda Türkiye’nin
Kur’an ve Hz. Peygamberin Hayatı derslerini seçmeli dersler havuzuna
koymakla geç kalınmış doğru bir adım attığını görebiliyoruz. Tüm bu
örneklere rağmen yeni düzenlemeyi eleştirenlerin gerekçelerini ‘beynamaz
bahanesi’ olarak tanımlamak gerekiyor.
AYRIŞMA VE MAHALLE BASKISI ENDİŞESİ GERÇEKÇİ DEĞİL
Seçmeli Kur'an dersinin çocuklar arasında ayrışmaya ve toplum nezdinde
mahalle baskısına neden olacağı varsayımının endişeye mahal bir husus
olmadığını düşünüyoruz. Asıl endişe edilmesi ve önlem alınması gereken
husus geçiş sürecinde yaşanması muhtemel birkaç münferit olayın
özellikle kimi kesimler tarafından istismar edilme olasılığıdır . Daha
sonra sistemin oturacağını ve sağlıklı bir yapıya kavuşarak devam
edeceğine inanıyoruz. Farklı din, mezhep ve inanışları yüz yıllardır
bağrında barış içerisinde yaşatabilmiş bir tarih ve ‘Dinde zorlama
yoktur!’ inancının varisi olan yüce milletimizin demokrasi kültürü ve
hoşgörüsü bu endişelere karşı verilecek sayısız örneklerle doludur. Öte
yandan hiçbir endişe veya gerekçe insanların din eğitimi hakkı ve
hürriyetlerini yok saymayı haklı gösteremez.
HER DİN VE MEZHEP İÇİNDE SEÇMELİ DİN DERSİ OLMALIDIR
Ve yine hatırlatmak isteriz ki, farklı maskeler arkasında din
düşmanlığını gizleyerek etrafa korku ve endişe tohumları ekmeye çalışan
toplum mühendislerine karşı ne yapılırsa yapılsın memnun edilmesi mümkün
değildir. Tarih ve geleneğinde bizim toplumumuz kadar heterojen inanç
gruplarını barındıramayan batı ülkelerinde ve birçok gelişmiş ülkede
İncil ile Hıristiyanlık nasıl öğretiliyorsa, Türkiye’de de Hz.
Peygamberin hayatı ve Kur’an dersi isteyen ve seçen çocuklarımıza
öğretilmelidir. Bu talep son derece meşru ve makul bir talep olduğu gibi
devletin bu talebe cevap veren düzenlemelere girmesi de son derece
pedagojik, bilimsel ve demokratik bir adımdır. Öte yandan İslam dininin
bütün mezhepleri de öğretilmelidir.
RÖVANŞİST DEĞİL DEMOKRATİK BİR HAMLE
Seçmeli Kur’an ve Hz. Peygamberin hayatı dersini eğitim sistemine
kazandıran hükümetin ve Muhalefet Partisinin 4+4+4 reformu rövanşist
değil pedagojik ve demokratik bir hamle olarak görülmelidir. Din
eğitiminin ehil olmayan kişi ve grupların elinden alınarak devletin
atadığı formasyonlu öğretmenler ve müfettişler nezaretinde ve Milli
Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı bilimsel müfredat doğrultusunda
verilecek olmasını önemsiyor ve destekliyoruz. Kur’an ve Hz. Peygamberin
Hayatı dersleri sayesinde çocuklarımız kutsal kitabını ve peygamberini
tanıyarak etik, erdem, moral ve dini değerlerini öğrenecek, pekiştirecek
ve böylece çocukların duygusal ve psikolojik gelişimine büyük katkılar
sağlayacaktır. Sağlıklı ve bilimsel bir şekilde dinini öğrenen
nesillerin batıdaki İslamofobi rüzgarını zayıflatacağına ve bu tuzağa
karşı daha güçlü reflekslere sahip olacağına inanıyoruz.”