Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş, kabri başında düzenlenen törenle anıldı.
Erzurumajans-MHP'nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in vefatının
16. Yılı dolayısıyla anıt mezarda anma töreni düzenlendi. Törene, MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkeş'in oğulları MHP Genel Başkan
Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş ve AK Parti İstanbul
Milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş, MHP milletvekilleri ile çok sayıda
vatandaş katıldı. Törende, okunan Kur'an-ı Kerim'in ardından dua edildi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve Türkeş'in oğulları Tuğrul Türkeş ile Ahmet
Kutalmış Türkeş edilen duanın ardından Türkeş'in kabrine kırmızı
karanfil bırakarak, ibrikle su döktü. Törende ayrıca Türkeş'in memleketi
Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinden getirilen toprak kabre döküldü.
Törende
bir konuşma yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, merhum Türkeş'in
vefatının üzerinden 16 sene geçmesine rağmen kendisine karşı beslenilen
sevginin hiç azalmadığını, sahip olunan bağılılık ve sadakatin hiç
eksilmediğini söyledi. Merhum Türkeş'in 80 yıllık hayatının tamamını
ülkülerine vakfetmiş bir şuur, gönül ve dava insanı olduğunu belirten
Bahçeli, attığı her adımı millet yararına, söylediği her sözü vatan
lehine olduğunu kaydetti.
Türkeş'in, yalnızca son yurt Türkiye
ile sınırlı kalmayan, Türk'ün yaşadığı her yere umut güneşi gibi doğan
milli bir heyecan, milliyetçi bir kılavuz ve Türk-İslam medeniyetinin
yılmaz bir savunucusu olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Merhum Türkeş Bey,
tek kenarlı bir zamanın dar hücrelerine sıkışmayacak kadar geniş ufuklu,engin bakışlı ve çok yönlü siyaset ve devlet adamıdır. İdealleriyle
yoğurduğu, inançlarıyla güçlendirdiği akli ve kalbi vasıflarını Türklüğe
hizmet aşkıyla tutuşturmuş, milletin geleceğiyle buluşturmuş ve
İslam'ın mübarek amaçlarıyla üst üste çakıştırmıştır. Soluk alıp verdiği
her anda, geçmişin derinliğini merkezine alarak, halin üstünden
geleceğe uzanan milli ve manevi geçiş noktaları inşa etmiş, böylelikle
dün-bugün ve yarın dengesini çok iyi şekilde kurmuştur" diye konuştu.
Türkeş'in
bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra, hayat çizgisi içinde
yüksek ahlakın, sağlam karakterin, sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini
gören milli bir öngörünün de temsilcisi olduğu sözlerine ekleyen
Bahçeli, yürekten inandığı ve gönülden bağlandığı Türklük sevgisi
uğruna, her türlü meşakkati göze alabildiği, çelikten iradesi ile örnek
bir inanç timsali olduğunu her daim gösterdiğini ifade etti.
Bahçeli,"Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri
ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti, dostları ve hasımları
tarafından hep kabul görmüş ve eninde sonunda da hakkı teslim
edilmiştir. O'nun tavizsiz, milli, donanımlı, sağlam ve tutarlı
siyaseti, Türkiye'nin geleceği ve Türk milletinin kardeşliği için hep
ümit kaynağı olmuştur. Ne kadar övünsek azdır ki, ülküleriyle Türk
milletinin önüne düşmüş, ülkücülüğüyle Türk tarihinde sönmeyecek bir
kıvılcım çakmıştır. Allah'a olan inancın, devlete olan bağlılığın,
millete olan sadakatin birbiriyle çatışmadan, uyum içinde nasıl bir
arada bulunacağını kendi yaşantısı ve koyduğu ilkeleri ile herkese
göstermiştir. Hayatında asla yılgınlığa prim vermemiş, fırtınalı geçen
hayatı süresince, nefesi yetmeyenlerin düştüğü yerde ve zamanda, o
kalkıp dimdik ve tek başına yürüyebilecek cesaret örneği haline
gelmiştir" şeklinde konuştu.
Merhum Türkeş'in; hainlerin, kalbi
kötü olanların, ahlakı ve niyeti bozukların, milleti küçültmeye
çalışanların, Türkiye'yi yabancı ideolojilerin esaretine teslim etmeyi
aklından geçirenlerin karşısında olduğunu, bölünmeye, bölücülüğe,
bozgunculuğa sonuna kadar karşı çıktığını kaydeden Bahçeli, millet ve
devlet bekasının vazgeçilmezliği merhum Türkeş'in fikir ve yaşamında hep
ilk sırada yer aldığını söyledi.
Türkeş'in iki büyük eserinin olduğunu belirten Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Başbuğ'un
iki büyük eseri vardır. Birincisi Türk siyasi hayatında milliyetçiliğin
yegane siyasi gücü olan Milliyetçi Hareket Partisi; ikincisi ise
üzerine titreği, büyük umutlar beslediği ve geleceği emanet ettiği
Ülkücü Türk Gençliği'dir. Bu iki anıt eser, milliyetçileri ve
ülkücüleri, toplumun herhangi bir ferdi olmaktan çıkarmış, onları bir
kimliğe, bir aidiyete, bir davaya ve bir sevdaya yönelterek milli ve
tarihi sorumlulukla donatmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, onunla
başlayan süreçte güvenirliğin, itibarın, olgunluğun, ilkeli tutumun,
dürüstlüğün, namusun bir timsali olmuş ve bu şekilde kabul görmüştür.
Ülkücü Gençlik ise, şehadetin, vefanın, iradenin, inancın ve özgüvenin
milliyetçilikle kavuşma noktası olmuş; yüzbinlerce Türk genci, milletine
bağlılığın ve hizmetin ilk heyecanını Ülkü Ocaklarında yaşamıştır. 1944
yılının baskı ve zulümlerinden, 1997 yılının Nisanına kadar uzanan
muhteşem milliyetçilik mücadelesi, hayatını ülkesine ve milletine
adamışlığın en mümtaz örneklerini oluşturmuştur. Bu açıdan Türkeş Bey,
bugün çok daha fazla ihtiyacını duyduğumuz 'dava adamlığı'nın bir
simgesi olarak, yalnızca bu yönüyle bile abide şahsiyetler arasında
yerini almayı hak etmiştir. Türk milliyetçileri, büyük ülkülere ancak
büyük moral ve inançlarla ulaşılacağını onun hayatında görmüş, kalıcı ve
köklü bir zaferin ancak hedefleri yüksek tutarak gerçekleşeceğine onun
şahsında şahit olmuşlardır."
Son günlerde yaşanılan olayların
merhum Türkeş'in, Türk milliyetçilerine gösterdiği istikametin ne kadar
doğru ve isabetli olduğunu bir kez daha ispatladığını ifade eden
Bahçeli, "Bu itibarla bizler, doğru yerdeyiz, doğru yoldayız ve dosdoğru
bir hedefin takipçileriyiz. Yıllardır yapılan karşı propaganda ve
yıkıcı müdahalelere rağmen, aziz milletimizin nezdinde Türk
milliyetçiliği yeniden yer bulmaya başlamış ve Milliyetçi Hareket'in
haklılığı gün geçtikçe daha fazla kabul görmüştür. Türk
milliyetçilerinin, Rahmetli Başbuğumuzun manevi rehberliğinde
kuruluşunun 100. yılı olan 2023'te Türkiye'yi lider ülke, havzasında
stratejik bir güç ve küresel gelişmeleri etkileyen bir kutup ülke yapma
hedefi vardır. Ve bu hedeflere Merhum Türkeş Bey'in fikirleriyle ve
bizlere bıraktığı milli ve manevi miraslarla ulaşabileceğimizden asla
kuşku duyulmamalıdır. Zira Türkeş Bey sadece dün değil, aynı zamanda
bugündür ve fikir ve erdemli kişiliğiyle yarınların müjdesidir. Merhum
Türkeş Bey'in öğütleri bizlere, ihanetlere karşı dikkat; ayrılıklara
karşı uyanıklık; istismara karşı temkin; tahriklere karşı sükûnet
tavsiye etmektedir. Türkeş Bey'in tanımı ile; 'Ülkücüler, insanlık âlemi
içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul
etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.' Bu onurlu tavsiyeler, Türk
milliyetçilerinin amaçlarına ulaşmada pusula işlevi görecektir. Buradan
Rahmetli Başbuğumuzun başka bir sözünü tekrarlamak istiyorum. 'Kendinizi
küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman
unutmayınız. Kuvvet birliktir. Davamızın geleceği birliktedir. Birlik,
beraberlik içinde olmaktır.' Bu nedenle, yüreği vatan için çarpan, ruhu
millet sevgisi ile dolu, tüm kardeşlerimizi, Milliyetçi Hareket
Partisi'nin çatısı altında buluşmaya, Türkeş Bey'in çağrısını yüceltmeye
ve Türkiye'nin içinde bulunduğu zorluklara karşı birlikte mücadele
etmeye davet ediyorum. Türkiye'ye sahip çıkmanın, Türk milletini
yükseltmenin çaresi Türk milliyetçiliği, karşı karşıya kaldığımız
güçlükleri yenecek ve ezecek siyasal adres ise Milliyetçi Hareket
Partisi'dir" şeklinde konuştu.