SiyasetHaber Girişi : 04 Nisan 2013 20:15

Türkeş mezarı başında anıldı

Türkeş mezarı başında anıldı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş, kabri başında düzenlenen törenle anıldı.
Erzurumajans-MHP'nin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in vefatının 16. Yılı dolayısıyla anıt mezarda anma töreni düzenlendi. Törene, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkeş'in oğulları MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş ve AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş, MHP milletvekilleri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Törende, okunan Kur'an-ı Kerim'in ardından dua edildi. MHP Genel Başkanı Bahçeli ve Türkeş'in oğulları Tuğrul Türkeş ile Ahmet Kutalmış Türkeş edilen duanın ardından Türkeş'in kabrine kırmızı karanfil bırakarak, ibrikle su döktü. Törende ayrıca Türkeş'in memleketi Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinden getirilen toprak kabre döküldü.

Törende bir konuşma yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, merhum Türkeş'in vefatının üzerinden 16 sene geçmesine rağmen kendisine karşı beslenilen sevginin hiç azalmadığını, sahip olunan bağılılık ve sadakatin hiç eksilmediğini söyledi. Merhum Türkeş'in 80 yıllık hayatının tamamını ülkülerine vakfetmiş bir şuur, gönül ve dava insanı olduğunu belirten Bahçeli, attığı her adımı millet yararına, söylediği her sözü vatan lehine olduğunu kaydetti.

Türkeş'in, yalnızca son yurt Türkiye ile sınırlı kalmayan, Türk'ün yaşadığı her yere umut güneşi gibi doğan milli bir heyecan, milliyetçi bir kılavuz ve Türk-İslam medeniyetinin yılmaz bir savunucusu olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Merhum Türkeş Bey, tek kenarlı bir zamanın dar hücrelerine sıkışmayacak kadar geniş ufuklu,engin bakışlı ve çok yönlü siyaset ve devlet adamıdır. İdealleriyle yoğurduğu, inançlarıyla güçlendirdiği akli ve kalbi vasıflarını Türklüğe hizmet aşkıyla tutuşturmuş, milletin geleceğiyle buluşturmuş ve İslam'ın mübarek amaçlarıyla üst üste çakıştırmıştır. Soluk alıp verdiği her anda, geçmişin derinliğini merkezine alarak, halin üstünden geleceğe uzanan milli ve manevi geçiş noktaları inşa etmiş, böylelikle dün-bugün ve yarın dengesini çok iyi şekilde kurmuştur" diye konuştu.

Türkeş'in bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra, hayat çizgisi içinde yüksek ahlakın, sağlam karakterin, sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini gören milli bir öngörünün de temsilcisi olduğu sözlerine ekleyen Bahçeli, yürekten inandığı ve gönülden bağlandığı Türklük sevgisi uğruna, her türlü meşakkati göze alabildiği, çelikten iradesi ile örnek bir inanç timsali olduğunu her daim gösterdiğini ifade etti.

Bahçeli,"Soğukkanlı ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve çıkarları konusundaki derin hassasiyeti, dostları ve hasımları tarafından hep kabul görmüş ve eninde sonunda da hakkı teslim edilmiştir. O'nun tavizsiz, milli, donanımlı, sağlam ve tutarlı siyaseti, Türkiye'nin geleceği ve Türk milletinin kardeşliği için hep ümit kaynağı olmuştur. Ne kadar övünsek azdır ki, ülküleriyle Türk milletinin önüne düşmüş, ülkücülüğüyle Türk tarihinde sönmeyecek bir kıvılcım çakmıştır. Allah'a olan inancın, devlete olan bağlılığın, millete olan sadakatin birbiriyle çatışmadan, uyum içinde nasıl bir arada bulunacağını kendi yaşantısı ve koyduğu ilkeleri ile herkese göstermiştir. Hayatında asla yılgınlığa prim vermemiş, fırtınalı geçen hayatı süresince, nefesi yetmeyenlerin düştüğü yerde ve zamanda, o kalkıp dimdik ve tek başına yürüyebilecek cesaret örneği haline gelmiştir" şeklinde konuştu.

Merhum Türkeş'in; hainlerin, kalbi kötü olanların, ahlakı ve niyeti bozukların, milleti küçültmeye çalışanların, Türkiye'yi yabancı ideolojilerin esaretine teslim etmeyi aklından geçirenlerin karşısında olduğunu, bölünmeye, bölücülüğe, bozgunculuğa sonuna kadar karşı çıktığını kaydeden Bahçeli, millet ve devlet bekasının vazgeçilmezliği merhum Türkeş'in fikir ve yaşamında hep ilk sırada yer aldığını söyledi.

Türkeş'in iki büyük eserinin olduğunu belirten Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Başbuğ'un iki büyük eseri vardır. Birincisi Türk siyasi hayatında milliyetçiliğin yegane siyasi gücü olan Milliyetçi Hareket Partisi; ikincisi ise üzerine titreği, büyük umutlar beslediği ve geleceği emanet ettiği Ülkücü Türk Gençliği'dir. Bu iki anıt eser, milliyetçileri ve ülkücüleri, toplumun herhangi bir ferdi olmaktan çıkarmış, onları bir kimliğe, bir aidiyete, bir davaya ve bir sevdaya yönelterek milli ve tarihi sorumlulukla donatmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi, onunla başlayan süreçte güvenirliğin, itibarın, olgunluğun, ilkeli tutumun, dürüstlüğün, namusun bir timsali olmuş ve bu şekilde kabul görmüştür. Ülkücü Gençlik ise, şehadetin, vefanın, iradenin, inancın ve özgüvenin milliyetçilikle kavuşma noktası olmuş; yüzbinlerce Türk genci, milletine bağlılığın ve hizmetin ilk heyecanını Ülkü Ocaklarında yaşamıştır. 1944 yılının baskı ve zulümlerinden, 1997 yılının Nisanına kadar uzanan muhteşem milliyetçilik mücadelesi, hayatını ülkesine ve milletine adamışlığın en mümtaz örneklerini oluşturmuştur. Bu açıdan Türkeş Bey, bugün çok daha fazla ihtiyacını duyduğumuz 'dava adamlığı'nın bir simgesi olarak, yalnızca bu yönüyle bile abide şahsiyetler arasında yerini almayı hak etmiştir. Türk milliyetçileri, büyük ülkülere ancak büyük moral ve inançlarla ulaşılacağını onun hayatında görmüş, kalıcı ve köklü bir zaferin ancak hedefleri yüksek tutarak gerçekleşeceğine onun şahsında şahit olmuşlardır."

Son günlerde yaşanılan olayların merhum Türkeş'in, Türk milliyetçilerine gösterdiği istikametin ne kadar doğru ve isabetli olduğunu bir kez daha ispatladığını ifade eden Bahçeli, "Bu itibarla bizler, doğru yerdeyiz, doğru yoldayız ve dosdoğru bir hedefin takipçileriyiz. Yıllardır yapılan karşı propaganda ve yıkıcı müdahalelere rağmen, aziz milletimizin nezdinde Türk milliyetçiliği yeniden yer bulmaya başlamış ve Milliyetçi Hareket'in haklılığı gün geçtikçe daha fazla kabul görmüştür. Türk milliyetçilerinin, Rahmetli Başbuğumuzun manevi rehberliğinde kuruluşunun 100. yılı olan 2023'te Türkiye'yi lider ülke, havzasında stratejik bir güç ve küresel gelişmeleri etkileyen bir kutup ülke yapma hedefi vardır. Ve bu hedeflere Merhum Türkeş Bey'in fikirleriyle ve bizlere bıraktığı milli ve manevi miraslarla ulaşabileceğimizden asla kuşku duyulmamalıdır. Zira Türkeş Bey sadece dün değil, aynı zamanda bugündür ve fikir ve erdemli kişiliğiyle yarınların müjdesidir. Merhum Türkeş Bey'in öğütleri bizlere, ihanetlere karşı dikkat; ayrılıklara karşı uyanıklık; istismara karşı temkin; tahriklere karşı sükûnet tavsiye etmektedir. Türkeş Bey'in tanımı ile; 'Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.' Bu onurlu tavsiyeler, Türk milliyetçilerinin amaçlarına ulaşmada pusula işlevi görecektir. Buradan Rahmetli Başbuğumuzun başka bir sözünü tekrarlamak istiyorum. 'Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Davamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.' Bu nedenle, yüreği vatan için çarpan, ruhu millet sevgisi ile dolu, tüm kardeşlerimizi, Milliyetçi Hareket Partisi'nin çatısı altında buluşmaya, Türkeş Bey'in çağrısını yüceltmeye ve Türkiye'nin içinde bulunduğu zorluklara karşı birlikte mücadele etmeye davet ediyorum. Türkiye'ye sahip çıkmanın, Türk milletini yükseltmenin çaresi Türk milliyetçiliği, karşı karşıya kaldığımız güçlükleri yenecek ve ezecek siyasal adres ise Milliyetçi Hareket Partisi'dir" şeklinde konuştu.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.