Turizm dedikleri...

Ne denli becerebilirim bilmiyorum ama bu tasviri yapmak istiyorum. Lütfen tasavvur buyurun, çok önemli bir toplantı için salondaki yerinizi almış, konuşmacıları dinlemeye hazırsınız. Konu şu: İçinde yaşadığınız şehrin dış dünyada nasıl tanındığı veya tanınıp tanınmadığı…
Hani ha bire kendi kendimize propaganda yapıp duruyoruz ya…
Peki dış dünyada insanlar bizi tanıyor mu tanımıyor mu?
Toplantı salonunda bulunan kişilerin tamamına yakını, başka ülkelerden şehrimize gelmiş olan tur operatörleri, yani profesyonel turizmciler…
Dolayısıyla onların bizim hakkımızdaki görüşleri çok önemli.
Asıl onları dinlemeliyiz ki, nerede yanlış yaptığımızı, nerede doğru kararlar aldığımızı öğrenebilelim…
Salonda seçkin bir davetli topluluğu var.
Yabancı konukların yanı sıra, toplantıyı organize eden KUDAKA yetkilileri, Vali Bey, Belediye Başkanvekili, basın mensupları ve doğal olarak turizm müdürü…
Tur operatörleri tek tek söz alarak, Erzurum’a hatta Türkiye’ye dair görüşlerini beyan ediyorlar.
Fakat o tur operatörlerinin içinden biri çıktı ki, söyledikleri yenilir yutulur cinsten değildi.
Kadın cağız aynen şunları söyledi:
“Rusya’da Erzurum’u kimse tanımıyor”
Evet; tespit bu denli sert ve acımasızdı ama gerçekçiydi.
Yıllar yılı biz bize propaganda yapıp durduk. Dışarıda, yani başka ülkelerde insanlar bizi tanıyor mu tanımıyor mu, diye dert edinmedik!
O akşam, yani KUDAKA’nın tur operatörleriyle gerçekleştirdiği toplantıda bize bir ayna tutuldu.
Canımız sıkıldı, moralimiz bozuldu amma yüzümüze çarpılan o hakikat karşısında da susmak zorunda kaldık.
Salona göz attık, kim ne yapıyor diye…
Hemen önümüzde oturan bir zat dikkatimizi çekti, kulaklarında dinleme cihazları vardı.
Ve besbelli ki toplantıyı zerre kadar ciddiye almamıştı.
O zat kimdi diye merak ederken, çok geçmeden aradığımız cevabı bulduk; o zat, Erzurum Turizm Müdürü’ydü!
Adamın kulaklarında kulaklık, başka bir alemdeydi.
Oysa sahnede konuşan tur operatörü çok ciddi eleştirilerde bulunuyordu.
Fakat bizim turizm müdürünün kulaklarında cihaz vardı ve o müzik dinlemeyi tercih ediyordu.
Bu durumdan kimse rahatsız olmadı.
Bir şehir düşünün ki, o şehrin turizm müdürü şehrin turizmine dair hiçbir şey bilmiyor.
Hatta o turizm müdürü ki, Rusya’da Erzurum’un bilinmemesini zerre kadar umursamıyor.
Tur operatörleri bize ayna tuttu ama biz de o aynaya bakan yüz yoktu.
Vali Bey bu şehir için kendisini parçalıyordu, diğer ilgililer aynı çapta çaba harcıyorlardı. Lakin bu şehrin turizm müdürü kulaklarında cihaz müzik dinliyordu.
Demek istiyordu ki:
Siz ne derseniz deyin, ben bildiğimi okuyacağım.
Tam da öyle oldu.
Turizm müdürü bildiğini okudu.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.