Tuncay Şanlı ile Yüksek İrtifayı konuştuk

Erzurumajans-Onur SAĞSÖZ'ün röportajı-Türk futbolunun yetenekli ismi Tuncay Şanlı’yla Tortum Şelalesinde buluştuk. Eşsiz doğa güzelliğini izlerken sohbetimiz tabiki futbol oldu.

Sakaryaspor formasını giydiği dönemde Erzurumspor’a karşı oynayan eski Milli futbolcu Tuncay Şanlı ile Erzurumsporlu eski futbolcu Ekrem Ekşioğlu, Türkiye Futbol Federasyonu’nun ‘lisans kursu’ için Palandöken’deydi. “Hadi röportaj” yapalım deyince sağ olsun TFF Bölge Başantrenörü Kemal Coşkun direksiyon başına geçti ve soluğu Uzundere’de aldık… Geçen yıl da lisans kursu için Palandöken’e gelen Tuncay Şanlı’ya Erzurum’u ve Yüksek İrtifa Kamp Merkezini sordum. Keyifle okumanız diyeliğiyle… O.S.

Yıllar önce Sakaryaspor 2’nci ligdeyken Erzurumspor maçı için gelmiştim. Çok fazla gezme imkânım olmamıştı. Havalimanı, otel ve stat arasında ne görüyorsak o. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kurs için buradayım. Kent merkezinde şöyle bir tur attık ve nereye baksak bir tarihi eser görmek çok güzeldi. Uzundere’ye de bayıldım. Doğa harikası bir yer. Gelmeden önce internette baktım dünyanın en uzun üçüncü şelalesiymiş. Böylesine önemli bir turizm alanının daha çok tanıtılması lazım. Burayı daha çok insan görmeli.

Yüksek irtifa adından da anlaşıldığı gibi rakımdan dolayı takımlar açısından çok önemli. Yeni yapılan sahalar olduğunu duydum. Öncelikle zeminin çok iyi olması gerekiyor. Yani sahalar önemli. Soyunma odasını bir iki kez kullanırsınız ama futbolun güzelliği sahadadır. Futbolcunun keyif alacağı yer sahadır. Bu nedenle saha çok önemli bir faktör. Bakımlarının çok iyi olması gerekiyor. Tabi sahaların otellere yakın olması da çok büyük bir avantaj. Futbolcunun en sevdiği şeylerden biri sahanın yakın olması. Otobüse binip yarım saat, bir saat seyahatten sonra sahalara gelmek zor oluyor. Tabi dikkatimi çeken otel sayısının azlığı. Bu kadar otelle ancak bu kadar takım ağırlayabilir bu merkez. Yani konaklama konusunda adımlar atılmalı diye düşünüyorum.

Seve seve getiririm. Öncelikle hava çok iyi. Bana da iyi geldi. Az uyuyorum uyandığımda gayet iyiyim. Az uyumama rağmen dinç kalkıyorum. Akşamları çok keyifli oluyor. Futbolcu daha ne ister. Ama tabi otellerin de sahaların da sürekli kendilerini yenilemesi şart. 

Bunu kendi aramızda da konuşuyoruz. Benim gördüğüm kadarıyla eksiğimiz yok fazlamız var ama önemli olan burada kazanılan bilgiyi alt yapılara aktarmak çok önemli. Yetiştirmek mi, geliştirmek mi istiyorsunuz yoksa sadece seneyi kurtarıp başarı mı istiyorsunuz. Burada sadece hocalara suç bulmamak gerekiyor. Yönetimsel sorunlar da var. Yani alt yapı sorunu var. Amatörlerde de sorun var. Alt yapı nedir? Orada oyuncu yetiştirmektir, orada şampiyon olmak, bütün maçları kazanmak sezonu bitirmek değildir. Önemli olan yukarıya futbolcu yetiştirmektir. Ama yönetimler hep başarıya endeksli oluyor hal böyle olunca da futbolcu yetişmiyor. Yurt dışında oynayan kaç oyuncumuz var. Arda, Gökhan Töre, Enes, Çağlar… Ama Anadolu kulüplerine baktığımızda kimse yok. Sadece süper Lig ya da PTT lig değil neden amatörden kimse yok. Bende amatör oynadım. Amatörden bu noktaya geldim. Eskilere bakın herkesin bir alt yapısı vardı. Yetiştirmek çok önemli. Kişilikli, karakterli sporcular olmalı.

Maçları izliyoruz artık taraftar da gitmiyor. Tabi iyi futbol da önemli. Biz hemen her şeyi başarmak istiyoruz. Kısa vadede çok şey yapmak istiyoruz. Uzun vadede planlama var ama bu planlamayı sabırla bekleyip doğru bir şekilde yönetmiyoruz. Yönetmediğimiz sürece de ya hocalar ayrılıyor ya da görevlerine son veriliyor. İlla biri şampiyon olacak, bu süperde de alt liglerde de geçerli. Ama bu süreci çok iyi değerlendirmek ve yatırım yapmak gerekiyor.

Evet, kulüplerdeki yönetim mantığının değişmesi gerekiyor. Sadece yönetim değil, taraftar olsun, basın olsun… Bu anlayış değişmeli. Daha sabırlı olunmalı. Bir maçta göklere çıkarırken, bir maçta yerin dibine yerleştiriyorlar. Belki futbol böyle bir şey ama bu kadar da basit olmamalı. Biz de hemen başarı bekleniyor. İki maç kaybediyorsun seyircinin tepkisi, oyuncuya tepki, yönetime tepki… Sabırlı değiliz açıkçası. Duygusalız, bu iyi bir şey sahaya yansıyor ama uzun vadede yansıması olumsuz oluyor. Bu yüzden başarılar biz de geçici oluyor.

O kadar da karamsar değilim. Yukarıda söylediğim isimler yurt dışında Türk futbolunu en iyi şekilde temsil ediyorlar. Ben maçları izlerken gurur duyuyorum. Şöyle de söyleyebilirim; Erzurum’daki tesisleşme bile geleceğe dair olumlu ve güzel bir şeyler olacağının habercisi bence.

Hep saygı duydum. Ancak benim kişiliğime, aileme dil uzatılmadığı sürece sorun yok. Beni, performansımı eleştirirken, kötü yönlerimi, söylemeleri ki ben bunu pozitif olarak algılarım. Ama bizde daha çok reyting uğruna yorumlar yapılıyor. Bunu yaptığınızda tabi ki futbolcu kırılıyor. Bazen selam vermedi diye sizi eleştirenler oluyor. Bu da hoş değil. Eleştiri düzeyini çok iyi ayarlamak gerekir. Futbolcu röportaj vermek istemeyebilir, konuşmak istemeyebilir. Ben yıllar sonra ilk defa Lig TV’ye çıktım yine uzun bir aradan sonra senle sohbet ediyorum. Yıllardır aynı basını görüyoruz. Orada da bir ilerleme yok. Tamam, Türk futbolu çok ilerlemiyor diyoruz ama dış etkenlere bakın; seyirci azalmış ama yine aynı basın var. Bunu basını eleştirmek adına söylemiyorum. Çok işi yazarlar, çok iyi yorumcular da var.

Son olarak BB Erzurumspor’a başarılar diliyorum. Bir dönem Erzurumspor’a karşı oynamıştım. Şimdi maçlarını izlemek keyifli olacak. İnşallah başarılı olurlar.