Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan'ın mektubunu okudu.
Erzurumajans-Van
Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk,
kimsenin devletinde, iktidarında gözleri olmadığını belirterek, "Açıkça
ve altını çizerek belirtiyorum. Biz Kuzey Kürtleri olarak demokratik
ulus çözümünü esas alıyoruz. Bu çözüm modelini devletçi, milliyetçi,
iktidarcı çözümlerin alternatifi olarak sunuyoruz. Devlet değil,
demokrasi talep ediyoruz" dedi.
Demokratik Toplum Kongresi'nin
(DTK) 7'nci Olağan Kongresi HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş,
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı ve DTK Genel Başkanı Ahmet Türk,
yardımcısı Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, milletvekilleri,
belediye başkanları, Suriye, Kuzey Irak, İran ve Avrupa'dan Kürt
siyasetçilerin katılımıyla Diyarbakır Kayapınar Spor Kompleksi'nde
başladı. Kuzey Irak Kürt Bölgesel yönetiminin ulusal marşının okunduğu
kongre salonuna Abdullah Öcalan'ın posteri, Kürt hareketinin önde
gelenlerinin fotoğrafları ile PKK'lıların fotoğrafları asıldı.
Kongrede
yeniden aday olmayacağı belirtilen DTK Genel Başkanı Ahmet Türk ve
yardımcısı Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk birer konuşma yaptı.
TUĞLUK: TÜRK'Ü KÜRT İLE KÜRT'Ü TÜRK İLE VURMA OYUNUNA SON VERECEĞİZ
Van
Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk,
Kürtlerin özgürlüğünü ve varlığını asla pazarlık konusu olmayacağını
belirterek, "Özgür yaşam ve öz yönetim gücüne tarihi bir fırsat
yakalamışken, kendi kaderimizi tayin etme hakkımızı kullanmamızı hiç
kimse engelleyemez" dedi.
"Türk'ü Kürt ile Kürt'ü Türk ile vurma
oyununa hep birlikte son vereceğiz" diyen Aysel Tuğluk, egemenlerin
saltanatlarını sürdürmek için bin yıllık tarihi ilişkiyi bozmak
istediklerini ileri sürdü. Tuğluk, "Son yüzyılın özeti budur. Artık
Türk-Kürt ilişkisini özgür temelde anayasal ifadeye kavuşturmalıyız.
Çözüm sürecinin amacı budur. Tarihi bir çözüm için de koşullar uygundur"
diye konuştu.
"DEVLET DEĞİL, DEMOKRASİ TALEP EDİYORUZ"
Tuğluk,herkesin rahat olmasını ve kimsenin devletinde, iktidarında gözleri
olmadığını belirterek, 'demokratik ulus' çözümüne saygı gösterilmesini
istedi. Tuğluk, şöyle dedi:
"Varsın devlet
onların olsun demokrasi bizim. İktidar onların olsun, özgür yaşam bizim.
Açıkça ve altını çizerek belirtiyorum. Biz Kuzey Kürtleri olarak
demokratik ulus çözümünü esas alıyoruz. Bu çözüm modelini devletçi,
milliyetçi, iktidarcı çözümlerin alternatifi olarak sunuyoruz. Devlet
değil, demokrasi talep ediyoruz. Ortadoğu'da devlet ve milliyetçilik
diktası felaket getirir, bozguna yol açar. Talebimiz esas olarak
Kürtlerin politik ve demokratik toplum olma hakkı ve hakikatine saygı
gösterilmesi. Buna yasal ve anayasal alan açılmasıdır. Kuşlar bile
özgürken, Kürtlerin demokratik toplum olma iradesine müdahale edilmesin
istiyoruz. Geçmişte bunu KCK operasyonlarıyla müdahale ederek
engellemeye çalıştılar. Ve Oslo süreci akamete uğradı. Artık bu
dayatmalara son olsun istiyoruz. Kuş olup uçacak, balık olup yüzecek
halimiz yok. Bu topraklarda insana, topluma, doğaya ve her türlü canlıya
saygı duyarak özgür yaşamak istiyoruz. E bu kadarına da razı olsunlar
artık. Barışacaksak herkese en özgür ve en özgür hayat hakkı tanınarak
barışacağız."
Tuğluk, Kürtlerin kendini ifade etme ve yönetme
hakkını talep ettiklerini belirterek, "Biz Kürtlerin özgür yaşama ve öz
yönetim hali var olma hakkını asla tartıştırmayız. Pazarlık konusu
yapmayız. Kürtlerin kendini ifade etme ve yönetme hakkını talep
ediyoruz. Kendilerini ilgilendiren konularda bölgelerin ve kimliklerin
referandum hakkının tanınmasını istiyoruz" dedi.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin tarihi boyunca ilk kez rasyonel davranıp gerçeği kabul
ederek, adına 'çözüm süreci' denilen bir yaklaşım geliştirdiği görüşünü
savunan Aysel Tuğluk, "Biz bu süreci kabul ederek çalışmalarımızı
sürdürecek, çalışmalarımıza devam edecek, nihayete ulaşması için
çabalayacağız. Elbette taleplerimiz olacak, eylemsellik için de olacağız
ama tüm bunları siyasi ve demokratik yol ve yöntemlerle en önemlisi
Sayın Öcalan'ın ısrarla sürdürdüğü çözüm sürecine bağlı kalarak
geliştireceğiz" diye konuştu.
AHMET TÜRK: KÜRT BİRLİĞİNİN YAŞAMA GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR
Mardin
Büyükşehir Belediye Başkanı ve DTK Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürtçe
yaptığı konuşmada, yıllardır Kürtlerin soykırımdan geçirilmek
istendiğini ileri sürdü. Bugün Kürt halkının geleceğini karartmaya dönük
saldırılarla karşı karşıya olduğunu iddia eden Ahmet Türk, "Bugün IŞİD
çetecilerini önümüze koymuşlar ve geleceğimizi karartmak için kendi
hizmetlerinde kullanıyorlar. Kürt halkını boğmak isteyenler halkın
birliğiyle boşa çıkartılacaktır. Bugün Kürt halkı birliğini kurmuştur.
Ama eksiklik Kürt siyasetindedir, siyasetçilerindedir" dedi.
Kürdistan'da
stratejik bir siyasetle hareket edilmesi gerektiğini de isteyen Ahmet
Türk, "Bugün DTK'nın kongresinde, bütün Kürt siyaseti ve siyasetçilerine
çağrı yapıyoruz. Kürt birliğinin yaşama geçirilmesi gereken gündür"
dedi.
Kongre farklı halk ve inanç temsilcilerinden oluşan Ezidi,
Süryani, Alevi ve Ermeni delegasyon üyelerinin kongreyi selamlama
konuşmalarıyla basına kapalı devam etti.
ÖCALAN'IN MEKTUBU OKUNDU
İmralı
Adası'nda ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan'ın kongreye
gönderdiği mektubu, Milletvekili Mülkiye Birtane Kürtçe, Ayla Akat Ata
ise Türkçe okudu. Mektubunda, Ortadoğu'nun kaotik bir dönemden geçtiğini
belirterek son otuz yılda olanları 'özgürlük hareketi' olarak
nitelendiren Öcalan, "Ortaya çıkan düzey ile öz güce dayalı birlikte
yaşamın formülü demokratik ulus çözümünde ete kemiğe kavuşmuştur.
İçinden geçtiğimiz tarihi süreç, bu yönüyle ulus devlete karşı
demokratik ulusun, zora dayalı devletçi dayatmalara karşı kendini
örgütleyen ve yöneten özgür toplumun tarihi zaferine gebedir" dedi.
Demokratik
Toplum Kongresi'nin içine gireceği yeniden yapılanmanın özgür
toplumlara dayanan demokratik ulus inşasında tarihi bir rol ve misyona
sahip olacağını kaydeden Öcalan, mektubunda özetle şu ifadelere yer
verdi:
"Bu rol ve misyona denk düşecek başarının, geçmişin nitel
ve nicel örgütsel yetersizliklerini aşma, dönemin gerektirdiği yaratıcı
çalışma tarzı tempo ve performansı yakalayacak özverili bir ruhla
kendini özgür yaşamı inşaya katma olduğunu vurgulamak isterim. Kendi
içine kapanmış, kendini tekrarlayan dar tartışmalar üzerinden adeta
statükoya doğru evrilen çalışma yöntemini mahkum ettiğimi de en baştan
vurgulamam gerekir.
Yaşadığı toplumun sorunlarını aşmayı esas
alan, bu temelde toplumun tamamını kapsamayı ilke edinen öz gücün ve öz
yönetimin devasa çözüm olanaklarını açığa çıkaran demokratik bir
dinamikten bahsettiğimi belirtmem gerekir.
Bu kadar önemli ve
tarihi sorumlulukları yerine getirmek için devlet olmayı amaçlayan ya da
devletten beklentili bir yaklaşımı esas alan devletçi bir zihniyet
yerine toplumsal dinamiği açığa çıkaran öz örgütlülüğe dayalı bir öz
yönetim zihniyetinin gelişmesine ihtiyaç duyulduğu açıktır. Çünkü devlet
geçmişinden beri egemenlerin bir baskı aygıtı olmuştur.
Siz
bütün Kürdistan halklarının temsilcilerisiniz. Gücünü bu gerçeklikten
alıp klasik devlet zihniyet ve ritüellerinden uzakta devrimci bir özle
bütün bölge ve dünya halklarına bir öz yönetim inşasında nasıl yaratıcı
olunması gerektiğini göstermekle mükellefsiniz. Özcesi, devletçi
zihniyeti aşan toplumcu bir demokratik çözüm mekanizmasını kurmamız
gerektiğini belirtmekteyim. Hatta ortaya çıkacak model ile devletçi
anlayışı sorgulatacak, devlet üzerindeki toplumsal baskıyı sadece
Kürdistan'da değil, her yerde ayağa kaldıracak, bu yönüyle de devleti de
demokrasiye koşar adım gitmeye mecbur bırakacak bir pratikten
bahsetmekteyim.
Son savunmalarımda da dile getirdiğim bu
pratik hususlar ve Demokratik Ulus çözümü için daha fazla yoğunlaşmayı
esas almalı, tartışma ve çalışma yöntemleri ile bu hususta tarihi
geliştirici rolünüzü mutlaka yerine getirmelisiniz. Kapitalist modernitenin
zulüm cenderesinde inim inim inleyen halklarımızı özgürleştirmeyi esas
almalı, bu özgürlük ateşini tüm Ortadoğu halklarına ve insanlığa
taşımayı tarihi bir görev olarak bilince çıkarmalısınız. Gerekçeli
yenilgileri değil, gerekçesiz zaferleri yaratacağınıza olan inancımla
kongrenizi selamlar, bu onurlu insanlık yürüyüşünde hepinize başarı
dileklerimi sunarım."