Erzurumajans-Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Amerika'da 8 Kasım'da yapılan seçimde, Donald Trump'ın seslendiği çekirdek Amerikan bireylerinin, Hillary Clinton'un çağrıda bulunduğu mutlu, zengin ve imtiyaz sahibi Amerikalılara sert bir karşılık vererek, Trump'ı iktidara taşıdığını belirtti.
Trump'ın destekçilerinin yılda ortalama 72 bin dolar geliri olan başka bir değişle zengin olmayan Amerikalılardan oluştuğunu kaydeden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, "Ama seçim sonuçları gösterdi ki Trump'ın cahil destekçileri, medyanın büyük bir bölümünü elinde tutan, daha zengin, daha etkin, daha sosyal, daha kültürlü Clinton taraftarlarından, oldukça verimli ve doğal kullandıkları sosyal medyayla daha organize ve sarsıcı bir yapıya sahipler. Amerika'daki seçim sonuçlarının kesinleşmesinden sonra ABD başta olmak üzere Türkiye'nin de içinde bulunduğu birçok ülkede, kendini aydın, siyaset ve toplum bilimci olarak nitelendiren bir grup, Trump'ın kazanma sebebini Amerikan seçmeninin eğitimsizliğine bağlıyor. " diye konuştu.
"Her seçimde yanılan siyaset ve toplum bilimcilerimiz"
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, ülkemizdeki sözde aydın ve toplum bilimci olduklarını iddia eden bir kesimin seçim sonuçlarını tahminde yanıldıklarını ifade ederek şöyle konuştu:
"Televizyonlarda, gazetelerde ve sosyal medyada Trump'a oy veren Amerikan seçmeninin ne kadar cahil olduklarını, hiç okumadıklarını, tek sosyal faaliyetlerinin tv izlemek olduğunu haykırıp duruyorlar. Buna karşılık daha önce Obama'yı seçen, şimdi de Clinton'a destek veren seçmenin ise ABD'nin elitleri olduğunu ifade ediyorlar. Tabi bunları anlatırken de tek sosyal faaliyetlerinin tv izlemek olduğunu iddia ettikleri Trump'ın seçmenlerinin evlerindeki ekranlarının %90'ının da Clinton'un propagandası yapıldığını da göz ardı ediyorlar. Ülkemizde yukarıda çerçevelediğimiz belli bir kesim, ABD'de yapılan seçimlerden sonra kendi partileri ve tarafı oldukları liderleri seçimi kaybetmiş gibi üzülüp, Türkiye'de yapılan her seçimden sonra verdikleri tepkilerin aynısını verdiler."
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, ABD'deki seçim sonuçlarından kimlerin ve neden rahatsız olduklarını şöyle ifade etti:
"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da Obama'nın devamı olan Demokrat aday Hillary Clinton'un seçimi kaybetmesine, cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın destekçi seçmenlerine hakaret edecek kadar sinirlenen ve üzülenleri anlamaya çalıştığımızda karşımıza şu tespitler çıkıyor. Bunlar ithalat ve ihracat yapan büyük iş adamları olarak demokratlara destek verdiler, Hillary kaybedince de olası zararlarından dolayı endişeli ve kızgınlar. ABD'nin, Ortadoğu'yu kana bulayan ve bölgeyi büyük bir kaosun içine sokan politikasının değişme olasılığından korkuyorlar. Yeni başkan Trump ile birlikte ABD'nin, pkk/ypg ve Fetullahçı terör örgütlerinden desteğini çekebileceğinden endişeleniyorlar. Clinton'a maddi-manevi! büyük destek veren Fetö'nün iyice köşeye sıkışacağından korkuyorlar. Trump'ın seçim propagandasında ABD'de dekİ Müslümanlara ve göçmenlere karşı söylemlerinden endişe duydular diyeceğim ama bu kesimin Müslüman dünyasına ve göçmenlere karşı olan tavrı Trump'ınkinden çok da farklı değil. Ülkenin sözde aydınları, eğer ABD seçim sonuçlarından dolayı yukarıdaki derin endişelerinden birini veya birkaçını taşımıyorsa, ağızlarından hiç düşürmedikleri demokrasiyi az da olsa anlamaya çalışmalı ve başta Türkiye'de olmak üzere vatandaşların, bireyden başlayıp kolektif bir eyleme dönüştürdükleri demokratik tercihlerine saygı duymayı öğrenmeliler."
"Türk milleti özgürlüğünü ve demokrasisini canı pahasına korumuştur"
Eğilmez, yeni Türk Devleti'nin kuruluşundan itibaren kadınıyla, erkeğiyle seçme ve seçilme hakkını kazanan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, 1 asra yaklaşan demokrasi tecrübeleriyle kendi ihtiyaçları, dünya görüşleri ve gelecekten beklentileri çerçevesinde, politik bilgi edinmenin yollarını öğrenmiş ve ona göre siyasi tercihlerini yapmakta olduğunu kaydederek şunları söyledi:
"Türk Milleti, özgürlüğünü, demokrasisini, devletini ve vatanını canı pahasına koruyacağını, 15 Temmuz'da, bütün dünyaya hafızalardan silinmeyecek ve destansı bir şekilde anlatmıştır."
