DAP proje destekli Tortum gölü ve Şelalesi rekreasyon projesi yarım ada çevre düzenlemesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2018 yılı yatırım programına alındı.
Biz belediye başkanımızı da çok seviyoruz. Yaptığı çok güzel hizmetler var, takdirde ediyoruz. Ama Tortum gölü ve etrafına yapılan turizm yatırımları inanın uzunderemize YARARDAN çok ZARAR getirecek. Biz başkanımızdan TURİZM yatırımı değil, EĞİTİME yönelik, ÜRETİME yönelik yatırımlar bekliyoruz. TURİZM eşittir TÜKETİMDİR. Madem SAKİNKENT(citteslow) unvanı aldık, KALABALIK KENT yapmayalım. Unvanımızı da elimizden almasınlar. KALABALIKTAN kastım yerli ve yabancı TURİSTLER. yoksa uzundere kendi milletini çekmeli. Nufusunu artırmalı. Ama yabancı gelmemeli. biz BALIKLI KÖY halkı olarak her bir Uzundereliye canımız feda. Hatta ben her Uzundereli köyüme gelen ustaya gölün karşısına geçelim mi diye teklif de ederim. Tortum gölü balıklının değildir. Tüm uzunderililerindir. Korumasını da SADECE balıklıdan beklemeyin. Gelin Uzundere ye üretime yönelik yatırımlar çekelim. Uzundere de su sıkıntısı çok, baraj yapılması ve de santral yapılması faydamıza. Uzundere turizmle sadece geriye gider. En kıymetli olan bakir doğal coğrafyamızı tüm aç insanlara sunarak; buraları mahvetmelerine, sömürmelerine, içki içmelerine, fuhuş yapmalarına ortam sunuyoruz. Uzundere Erzurum da PKK LI kürdün yaşamadığı tek ilçedir. Tortum da bile kürt aileler vardır. Ben kürde karşı değilim. Irkçı da değilim. Ama en azından tek ilçede kürt olmasın. Tekman-Karaçoban-hınıs-çat-karayazı- da tek bir tane Türk aile bulamazsın, memur dışında. Diğer ilçelerde ise karışık türk kürt. İspirde de var.Turizm olunca ister istemez gelecekler. Bütün turizm bölgelerinde PKK lı Kürtler vardır. Gelemezler demeyin. Filistin nasıl kaybedildi ben biliyorum. Filistini Araplardan Yahudiler satın almadı. Önce ingiliz iş adamları satın aldı, sonra Yahudilere sattılar. Sonra devlet kurdular. Dünyada işler böyle dönüyor. Artvin /Hopa devlete isyan ettiyse , fuhuş turizmi sayesindedir. Çünkü; o bölgede fuhuş amaçlı otel çalıştıran Kürtler yüzünden ordaki halkda bozulmuştur. Zaten solculuk vardı, pkk lı kişilerde çoğalınca halk cesaret bulup ak partiye vede devletimize isyan etmiştir. Uzundereyi de bozmak isteyen kesimler var, bunlara destek olmuş oluruz. Belki başkanımız iyi niyetli yatırım olarak görüyor ama Uzundere uzun zamanda değişecek vede bozulacaktır. Bugün Akdeniz ve Ege bölgesinde çoğu ilçede HDP belediye kazanıyor. Sebebi halkın yerlerini turizm amacıyla pkk lı kürtlere satmasıdır. Sinek pisliğe(turizm) gider. Arı ise Çiçeğe(Bozulmamış Doğa)gider. PKK lı kişiler tabiri caizse sinektir. Çiçekde biz Müslüman Türklerdir. Onun için Uzundere ye pisliği getirmeyelim ki sineklerde gelmesin. Pislik olursa SİNEĞİ engelleyemezsin. İlaç da atsan boş. Kovsan da boş. Tek çare pisliği ortadan kaldıracaksın. TURİZM, hep SEFAHAT EHLİ insanları çeker. Onlarda içki vede fuhuşu getirir yanlarında. Uzunderemizi erzurumun üretim yeri yapalım. Turizm gibi tüketim sektöründen kurtaralım. Derelerimizi korumak için en iyi yöntem küçük küçük barajlardır. Barajlar derelere zarar vermez tam tersine korur. Çünkü yöremiz sadece bahar ayında yağmur alır. Sonraki dönemde dereler nerdeyse kuruyor. İşte bu tür dönemler Barajlardaki suları devreye alır. Hem tarım arazilerini hemde dereleri sürekli suya kavuşturmuş oluruz. Hemde barajlarda daha fazla canlı çeşitliği oluşur. Ayrıca tortum gölü de bir barajdır.İçinde sayısız canlı yaşıyor.Acaba derelerde kaç çeşit hayvan yaşıyor.Baraja karşıysak açalım tortum gölünün önünü akarsu olsun. Barajın faydası şu; aşırı yağan suyu depolamak. Su akıp gitmesin. Suyu kontrol eden her HALK tarih de güçlü olmuştur. Bizde suyu kontrol etmek için çalışalım. Erzurumun meyve ambarını TURİZM uğruna yok etmeyelim. Turizm gençlerimize iş sağlamaz. Çünkü şuanda bile gölün kıyısını kiralayan şahıs Yusufelilidir. Çalıştırdığı kişiler Erzurumlu bile değil. Örnek ortada. Buralar zamanla yabancılara satılacak.Turizm sektörünü bizim halkımız sevmiyor. Ama elektirik vede benzeri işlerde Türkiyede en iyilerden biriyiz. Ayrıca elektirik santrali suyu yok etmiyor, gücünden faydalanıp tekrar dereye akıyor. Aynı derede birden çok baraj yapılıyor. Baraja vede santrale karşı çıkanlar çevre bilinciyle değil, Ak partiye vede DEVLETE muhalif olanlar tarafından mahsus uyduruluyor. Türkiyede Nükleer elektiriğe karşı olanlarda, Nükleer elektiriğin en çok olduğu FRANSADA tatil yapıyor, fransada çoçuğunu okutuyor. Burdan ne demek istediğim, çok net anlaşılıyor. Son sözüm bir KIZILDERELİ ATASÖZÜ OLSUN; Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
hizmet sekötürüyle bir yöre kalkınmaz.ÜRETİMLE kalkınır.hizmet sektörü bir üretim değil, tüketimdir.aynı zamanda turizmin olduğu yer de kültürel çöküş olur.uzundere bence basit toplumların yöneldiği hizmet sektörüne değil, üretime yönelik yenilikler yapmalı.yoksa bu yöre nin kendine has kültürü kaybolur.yörüklerin yaşadığı MUĞLA bugün yörük olmayan bir ŞEHİR olmuştur.turizm böyle birşeydir.içki fuhuş beraberinde gelir.maalesef.ben bir vatandaş olarak üzülüyorum.erzurumun turizm potansiyeli bu yatırımı kara dönüştürecek çapta değildir.erzurumun meyve cenneti olan ilçe yok olacak.biz baraj istiyoruz.barajlar çoğu canlının üreme alanıdır.bazılarının söylediği gibi doğaya zarar değil tam aksine karı vardır.