Sayın Milli Eğitim Bakanımız geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada; "TEOG bu eğitim-ögretim yılında uygulanmayacak" demişti. Dün yaptığı açıklamada ise; "TEOG" yerine geçirilecek yeni sistemin bir ay içinde Bakanlar Kurulu'na sunulacağını ifâde etti. Yillarını eğitim ve eğitim yöneticiliğine vermiş bir kişi olarak ve tecrübelerime dayanarak ve samimiyetle şunu söylemek ve ifâde etmek isterim ki, çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren böylesi hayâtı ve ciddi bir mes'ele, bir ay içinde çözülemez; çözülür denilse de netice alınamaz derim...
Siyâsî bir polemiğin dışında ve uzağında kalarak ve alandan gelmiş bir eğitimci olmanın cesaretiyle, kaldırılan ve getirilmesi düşünülen sisteme yönelik, düşünce ve endişelerimlerimi yansıtan bir kaç kelâm etmek istedim. "TEOG" yerine geçirilecek yeni sistemin uygulamasına geçilmesinden önce, yapılacak epeyce iş var. Sistemle ilgili öncelikle illerde; öğrenci, veli, öğretmen, yönetici, sivil kitle örgütlerinin, mahalli ve varsa ulusal görsel ve yazılı medyanın katılımlarıyla, alt komisyonlar oluşturulmalı ve her ilin oluşturduğu rapor ve öneriler, bölge illeri bazında da değerlendirilerek, yedi bölgenin görüş ve önerilerini yansıtan raporlara dönüştürülmeli ve böylesi bir sürecin karar öncesi süreçte işletilmesinin verimli ve doğru olacağını düşünürüm.
Neticede, seksen bir il'de tartışılan daha sonrasında, bölge illerinin görüşlerinden de oluşan ortak metinlerin, Bakanlığa sunulması işleminin yapılmasının isâbetli olacağını ve bu sürece bağlı olarak, Tâlim Terbiye Kurulu'nun da görüşünün alınmasıyla birlikte, Bakanlıkça gerekli teknik değerlendirilmeler yapılmalı. Akabinde belirlenecek yol ve alternâtiflerle, geniş katılımlı bir Milli Eğitim Surası'nın devreye sokulmasından ve sunulan veya şura'da gündeme getirilecek uygulanabilir ilâve önerilerden ve alternâtiflerden sonra, siyâsî iradece, gerekli ve nihâi karar verilmeli derim...
Yeni sistem aceleye getirilmeden, "TEOG" sistemin bu eğitim yılında da, öğrencilerin "TEOG"sınavlarına hazırlık ve emekleri de dikkate alınarak, mevcut uygulamasına aynen ve kesinlikle devam kararı verilmeli derim. Yeni sistemin yine aceleye getirilmeden, bir sonraki eğitim yilında uygulamaya konulmasının, daha doğru olcağını düşünürüm. Çocuklarımızın geleceğini yakından ilgilendiren ve onların, velilerinin ve öğretmenlerinin görüşlerine dahi başvurulmadan, sizden ve bizden çok onları ilgilendiren devâsa bir sorun, "kamuoyunda" tartışılmadan, öyle bir aylık kısa bir sürede çözülemez, çözülse de kalıcı olamaz derim.
Böylesine ulusal bir sorun ve sistemin, Bakanlık yetkililerince oluşturulan dar ve kısıtlı bir çevrede ve büroratik kadrolarca verilecek kararlarla, hemen uygulama konulması da sorunları gideremez; aksine çözelim derken, telâfisi hayli zor bir sürü problemleri birlikte getirir ve mevcut sorunları daha da arttırır, diye düşünürüm. Aceleye getirilen işlerin sonuç vermediğini ve başarısızlıklarla sonuçlanacağına ait, ders alınacak, ışık tutacak ve yol gösterecek, eski edebiyatımızda nâsihât dolu bir güzel beyit var.
"Erişir menzil-i maksûduna âheste giden
Tiz reftâr olanın pâyınâ dâmen dolaşır"
Âheste; yavaş ve dikkatli, yani emin adımlarla gidenler, hedeflerine mutlaka ama mutlaka erişirler. Hızlı ve çabuk yürüyelim ve acele edelim diyenlerin de, maâlesef etekleri ayaklarına dolanır ve yürümekte zorlanırlar ve bu nedenle de hızları kesilir. Amaçlarına varmalarında, âhesteli yürüyenlerden daha zor mesâfeler katederler ve daha az yol alırlar, denilmektedir.
Eğitim şuralarına ve yapılan sistem değişiklikleri toplantılarına bir çok kez katılmış ve bulunmuş bir eğitimci olarak; sayın Bakanım tamam; yeni bir sistem oluşturalım ve bir daha veya kısa sürede bu sistemden bir daha dönüş de yapmayalım. Ama lütfen, uyarıcı beyitte ifâde edildiği şekliyle bir hayatı mes'ele de acele etmeyelim. Siyasì irade, bu eğitim yılında ne olduğu ve olacağı bilinmeyen sisteme geçelim diyebilir ve karar da verebilir, nitekim verildi de; denilebilecek bir söz de yok. Ama yeni denilecek sistemi bir yıl içinde "eniyle boyuyla; yanlışı ve doğrusuyla" bir güzel tartışalım; oluşacak ortak mutabakatla ve bir sonraki yılda ve yine siyasì iradeyle uygulamaya konulsun derim. Bir eğitimci gözüyle ve bu şekli ve haliyle, sanırım daha bir güzel olur, diye düşünürüm.
Onbeş yil içinde; LGS-OKS-SBS-TEOG denilen yetersiz deneme ve uygulamalarından geçtik ve yaşadık. Her başarısızlıktan bir diğerine geçtik. Olan ve heder edilen hep çocuklarımıza oldu. Bir kez daha geri dönülebilme ihtimal olan ve yeni denilen bu sistemde de acele etmemeliyiz diye düşünürüm.. "Akıl için yol birdir." Çocuklarımızın, bir kez daha, labaratuvar malzemesi ve deneme tahtası yapılmalarına fırsat vermeyelim derim. Psikolojik ve ruhsal denge ve dünyalarının bozulmasına neden olmayalım derim. Getirilecek yeni sistemin uygulamasında acele etmeyelim ve sabırla bir yil bekleyelim derim. Başta veliler ve öğrenciler olmak üzere, her kesimin içine sinen, her türlü ideolojik ve siyasal tartışmalardan uzak, bilimsel ve pedegojik tabanlı, kalıcı bir sistem getirelim derim. Unutmayalım, "Acele işe şeytan karışır" diye de anlâmlı ve uyarıcı bir sözümüz var.
Teyid edilmeyen, ama alınan gayr-i resmi duyumlarda, yeni sistemde de sınav kaldırılmıyor; aksine her okulun kendi sınavını kendisinin yapması gibi, içinden daha da çıkılamaz garip ve karmaşık bir sisteme geçileceği ifade ediliyor. Umarım böyle bir sisteme kapı aralanmamış olunsun. Nitelik ve puanlı Fen, Anadolu, Sosyal Bilimler, Anadolu İmam Liseleri ve benzeri Galatasaray ve Robert Kolejleri sistem içindeki varlıklarını koruduğu sürece, sınavsız bir sistemin uygulanması zor ve imkânsız gibi görülüyor.
Söz konusu okulların kendi içinde yapacaklar sınavlar, TEOG vari bir başka sınav olur ki, denilenin aksine sınavsız bir sistem yine getirilememiş olur. Yalnızca sınavın adı değişmiş olur. Yok, şâyet, diploma ve okul notlarına göre yerleştirme yapılacaksa, geçmişte gördüğümüz ve uygulanan ve başarısızlıkla sonuçlanan "Yabancı Dil Ağırlık Lise" uygulaması benzeri bir fiyaskoyla neticelenir. Tıpkı çalakalem, hazırlıksız ve gelişi güzel getirilen ve kısa sürede kaldırılan "Ortaöğretimde Basamaklı Kur sistemi" gibi...Bizler bu sonuçsuz uygulamaları gördük ve yaşadık.
Sonuç olarak şu denilebilir. Mevcut okul yapılarıyla, sınavlardan tamamen arınmış bir sistem kurmak hayli zor ve güç... Hiç bir sınavın olmadığı sistem, ancak mevcut puanlı ve nitelikli okulların (Fen-Anadolu-Sosyal Bilimler Liseleri v.b) tümünün yıllar öncesinde olduğu gibi, genel liselere dönüştürülmeliyle ancak mümkün olabilir.. Öğrenciler yine eskiden olduğu gibi, lise birinci sınıf ders notlarına göre "Fen ve Edebiyat" bölümlerini tercih ederler. Anadolu İmam Liseleri dahil meslek Liseleri de eski haline getirilir ve öğrenciler ikâmetlerine uygun olarak, kaydolmak istedikleri okullara kayıt yaptırarak eğitimlerine devam ederler. Böylesi bir uygulamaya gidileceğini sanmıyorum. Ama mevcut sistemle adı değişse de, öyle veya böyle bir sınavın olacağı var gibi görülüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir ay içinde uygulama koymayı şeklinde düşündüğü ve içinde hiç bir sınavın olmadığı sistemin nasıl olacağını bekleyelim ve görelim. Umarım, toplumun ve öğrencilerin beklentilerine cevap verebilecek güzel bir sonuç çıkar.