"Rüşvet suçu, rüşvet alan ve rüşvet veren olmak üzere birden fazla faili olan bir ‘karşılaşma’ suçudur. Bir tarafta rüşvet veren; diğer tarafta ise rüşvet alan kamu görevlisi bulunmaktadır, iki taraf da fail konumundadır, mağdur ise toplumu oluşturan herkestir."
Böyle yorumluyor hukukçular.
Cezası da hem veren hem de alan için 4 yıldan 12 yıla kadar hapis.
Yoruma dikkat edin, mağdur ise toplumu oluşturan herkestir.
Bir toplumu içten içe kemiren sosyal bir yaradan bahsediyoruz.
Merak ettim, Google’a ‘rüşvetten ceza aldı’ diye yazıp, haberlerde arattım.
Siz de bakın.
Yakın tarihte ceza alan kimseyi göremedim.
Bir tek Tuncay Mataracı haberine rastladım.
Ecevit döneminin Gümrük Bakanı.
25 ayrı rüşvet olayından 43 yıl hapis cezası almış, Yüce Divan’da yargılanıp 10 yıl yatmış.
Demem o ki, Google’a bakarsak, Türkiye’de rüşvet suçu öyle çok fazla işlenmiyor!
Öyle mi?
Yüzünüzdeki tebessümü görür gibiyim.
O yüzden siz bakmayın Google’a rüşvet çarkı öyle bir dönüyor ki, aklınız hayaliniz durur.
Ama seviyoruz üstünü kapatmayı, ört bas etmeyi ve bu konular açıldığında susmayı!
Bakın, ‘Rüşvetin belgesi olur mu?’ dedim, Büyükşehir sus pus!
Adam mahkemede ikrar ediyor, “ben rüşvet verdim” diyor, “ona, buna, şuna verdim” diyor, işte belgeleri diyor…
Ama kimse dinlemiyor.
İsim veriyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin üst kademesini ifşa ediyor.
Gazeteciler yazıyor…
Hukukçular, “toplumu oluşturan herkes mağdurdur” diyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen ve ekibi susuyor!
Çünkü seviyoruz ört bas etmeyi, sumen altına çekmeyi.
Acaba bunda da aynısı mı oldu?
Aldıkları rüşveti torlamış toplamış, geri vermişler adama kapatmışlar skandalın üstünü güya!
Torlamış toplamış mı dedim pardon.
Ne toplaması, Büyükşehir’e iş yapan başka bir müteahhide ödetmişler.
Sanmışlar ki, konu kapandı, rahatladık ama öyle bir dünya yok!
Ki, daha bunun ahreti var!
‘Rüşvetin belgesi olur mu?’ yazısından sonra bana diyorlar ki, isimlerini açıkla.
Herkese aynı şeyi söylüyorum.
Ben devlet değil, gazeteciyim.
Suçunu kabul eden kişi, kimlere rüşvet verdiğini belgeleriyle ortaya koyuyor ve bu durum mahkeme zabıtlarında yer alıyorsa gereğini yapacak olan devlettir.
Er ya da geç devlet, bu irini akıtır.
O devlet ki, hiçbir şeyi unutmaz.
Görün bakın, demedi demeyin zamanı geldiğinde defterler, zabıtlar bir bir açılır ve hesabı sorulur.
Şimdilik onları vicdanlarıyla baş başa bırakalım.
Bırakalım, gönül belediyeciliği yapsınlar.
Sosyal medyadan kalplere girmeye çalışsınlar.
Ama unutmasınlar, gün gelecek kanun…
Tak tak tak…
Kim o?
Aç kapıyı, TCK 252.
Bir erzurum büyük şehir deyil tümünde ilçelerde aynı durumda fakat dedim ya korku tüneli açmışlar amma bu korkular bir yenilir ise işte o zaman bakin nasıl kusacak herkes Allah Allah diyenler nasılsa Yallah yallah diye cezasını çekecek coook yakındır bi memur maaşıyla onlarca gayrı menkul villalar nasıl alındı çıkıcam ortaya.
Sekmenin yanındaki adamlarının mal varlığı araştırılsın bakkınki kimlerin neleri var neler aldılar
Tak Tak o kadar kimin umrunda
Yesinler bakalım nereye kadar yiyecekler. Oy istemeye gelmeyecekler mi? Ayakları kayınca göreceğiz bu karaktersizleri.
Helal olsun Onur bey bu haksızlıkları cesurca bir tek siz dile getiriyorsunuz.
Bu Erzurum da bir sen dürüst birde ben