TBB Başkanı Metin Feyzioğlu: İki kutubun amigolarını biz ciddiye almayalım

Erzurumajans-Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu "Devleti yıkmayın" dediklerinde, bölücüler ya da onlara sempati duyanlar tarafından 'faşist' diye nitelendirildiklerini, "Bu devlet hukuka uygun davranmalıdır ve daima hukuku üstün tutmalıdır" dediklerinde ise 'bölücülükle' suçlandıklarını söyledi. 

Köprü görevi yaptıklarını ve her zaman doğruyu bildirmekle yükümlü olduklarını savunan Feyzioğlu, "O yüzden bu kadar keskinleşen, kutuplaşan bir ortamda, iki kutubun amigolarını biz ciddiye almayalım. Onları kendilerine bırakalım birbirlerine sözlü saldırılarına devam etsinler. Biz milletimizi doğru ne ise o konuda aydınlatalım" dedi.

Erzincan'da geçirdiği trafik kazası sonucu uzun süre komada kalan ve gördüğü tedavinin ardından yaşama tutunan, Erzincan Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra stajerliğini tamamlayarak avukatlık ruhsatnamesi alan Fulya Yalvaç için düzenlenen törene katılan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, karayolu ile Erzurum'a geldi. Erzurum Baro Başkanı Talat Göğebakan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Feyzioğlu, uçakla Ankara'ya hareketinden önce basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Duruşlarının 'çok net' olduğunu vurgulayan Metin Feyzioğlu, bölücü terör örgütü PKK'ya bir cümle dahi olumsuz bir şey söyleyemeden, sadece devlete yönelik sarf edilen ağır ifadeleri samimi bulmadıklarını belirtti. Feyzioğlu,şöyle konuştu:

"Üç yıl boyunca, asfaltın parke taşlarının altına mayınlar döşeyen, evleri birbirine geçirecek şekilde bir şehir savaşını sürdürmek anlamında birbirine tünellere duvardaki deliklerle bağlayıp tahkimat yapan, cephane depolaylan, 8- 10 yaşındaki evlatlarımızı hendeklerin önüne gözcü koyan, 15, 18 ve 20 yaş geçlerinin eline keleş, kanas verip şehirlerin göbeğinde açtıkları hendeklerin arkasına diken ve her gün polisimizi, askerimizi şehit eden, vatandaşlarımızı öldüren terör örgütüne bir cümle dahi bir şey söyleyemeceksiniz, 'devlet şöyle yaptı böyle yaptı' diyeceksiniz. Bakın biz dün ne söylüyorsak, bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Biz hukukçuyuz, avukatız. Devleti temsil edenlerin, kamu görevlilerin, güvenlik güçlerinin bu çerçevede hukuka aykırı bir davranışı varsa biz onu takip edelim, hep birlikte edelim."

Terörle mücadelede devletin daima meşrutiyetini koruyarak hareket etmesi gerektiğini ilk kez kendilerinin söylediğini anımsatan Metin Feyzioğlu, şöyle devam etti:

"Çünkü biz 'adalet mülkün temelidir' diyen insanlarız. Terörle hukuk devleti dışına çıkılarak eğer bir mücadele edilecek ise, bunun devleti temellerinden yıkmak olduğunu da ifade ediyoruz. Çünkü hukuk dışına çıktığınızda terör örgütüne karşı en güçlü kozumuz olan meşruiyeti yitiririz. Bölücülere, ya da onlara sempati ile bakan, romantize eden mütareke dönemi kalıntılarına 'devleti yıkmayın' dediğimizde bize 'faşist' diye saldırıyorlar. 'Bu devlet hukuka uygun davranmalıdır. Daima hukuku üstün tutmalıdır' dediğimizde 'siz bölücülük yapıyorsunuz' diyorlar. Biz köprüyüz, biz her zaman doğruyu söylemekle yükümlü insanlarız. O yüzden bu kadar keskinleşen, kutuplaşan bir ortamda iki kutubun amigoralarınI biz ciddiye almayalım. Bırakılım onlar birbirlerine sözlü saldırılara devam etsinler. Biz milletimizi doğru ne ise o konuda aydınlatalım. Hukukun üstünlüğü, demokrasi, devletin yıkılmaması, üstümüzde bir çatının, altımızda bir temelin bulunması."

'Aydınlar bildirisi' diye tanıtılan bildiriyi imzalayanlara karışmak istemediğini, herkesin ne istiyorsa yazabileceğini savunan Metin Feyzioğlu, bildiriye katılmadıklarını vurguladı. Feyzioğlu, bu konuda şu eleştiriyi yaptı:

"Katılmamız ve desteklememiz mümkün değil. Çünkü PKK'ya bir cümle eleştiri yok orada. Ama bu kişileri devletin en yetkili makamlarının hedef göstermesini ve canlarının da bu şekilde hedef tahtasına konulmasını çok tehlikeli buluyoruz. Hele hele böyle bir takım kabadayaların çıkıp en vahşi tehditleri savurması, devletin tıpkı PKK nasıl otoritesini hedef almışsa, bu tehditlerin de devletin otoritesini ağır şekilde hedef aldığını da herkes bilsin. Akılsız davranıldığında, gayrımeşru söylemlere girildiğinde, ya da gayrımeşru davrananların üzerine hukuk dışı yol ile gidildiğinde, biliniz ki bundan en mutlu olan bölücü terör örgütü PKK olur."

Şiddete başvurmayan, eline silah almayanları böyle soruşturmalarla sıkıştırmak, ya da 'yukarıdan gelen bir talimatla üzerlerine gidildiği' algısını yaratmanın hukuk devletine zarar verdiğini kaydeden Metin Feyzioğlu şunları söyledi:

"Bugün ona yaparsınız yarın bir başkasına yaparsınız. Zerre kadar görüşlerine katılmıyoruz. Zerre kadar bizi temsil etmiyor. Ama insanları hedef gösteremeziniz. Bırakın söylesinler size bir zararı yok ki. Zaten ciddiye almayacaksınız. Eğer bir cevap verilecek ise düşünce ile cevap vereceksiniz. Eline silah almışın üzerine elbette hukuk devletinde de silahlı mücadele yapılır. Bunun aksini söyleyen 'PKK ile oturup müzakere edin, devlet de silah bıraksın' deyip eşit kefelere koyandır. Hayır kimse kusura bakmasın. Biz Türkiye Cumhuriyetini bir terör örgütü ile eşit kefelere koydurmayız."