Taşlar bile donuyor...

Meseleyi,yaklaşan yerel seçimlerle ilintilendirmek ne kadar doğrudur ya da değildir bilemem ancak, geceleri eksi 15-20 dereceyi bulan soğuk hava; sadece suyu toprağı değil, nefesleri de donduruyor, keseleri de...

Kamuya ait doğalgazlı dairelerinde oturup bedava internet aracılığıyla, "sadaka kültürü" diyerek, yapılan yardımları hükümetin "oy avcılığı" biçiminde takdim eden tuzu kurular, acaba eksi 20 derecede fakir fukaranın neler yaşadığını biliyor mu?
Basbas bağırıyorlar; sanal ortam bu tuzu kuruların iri puntolarla sekiz sütuna atılmış manşetleriyle dolu:

"Kömür ve gıda paketleriyle halkı kandırıyorlar"
Onlar için ne "Sosyal Devlet" kavramının bir anlamı var, ne de yardıma muhtaç insanların yarını nasıl çıkaracaklarının bir önemi...

İşte Erzurum...

Bırakın canlıyı, taş bile donuyor; kimi geceleri ve günler...
Altı nüfuslu ailede para kazanacak durumda olan tek kişi var: Evin reisi, babası; ama o da işsiz... Ve kara kış tenekeden barakayı öyle bir kuşatmış ki, çaresizlik kol geziyor.
Kimse kapıyı çalıp da, yakacak ve yiyecek vermese çok geçmeden donmuş kaskatı cesetler çıkarılacak içeriden...

Böyle bir ailenin imdadına kimin yetişmesi gerekir?

Mademki, Türkiye anayasasında da yazıldığı üzere bir sosyal devlettir; şu halde o aileye yardım etmek kadar meşru ne olabilir?

Hem bu yardımlar, bugünkü hükümetin icat ettiği bir uygulama da değildir. Bidayetinden beri devlet yoksula ve düşküne hep sahip çıkmıştır; çıkacaktır da...

Bunu şu veya bu hükümete mal etmek, her şeyden önce bu devlete hakarettir.
Üstelik bu işlerin seçimle de çok fazla bir ilişkisinin olacağını düşünmüyorum. Örneğin geçen yıl da, ondan önceki yıl da aynı biçimde fakir fukaraya yakacak dağıtıldı. Yardım dağıtılan o mahallelerin hiç birinde AK Parti tulum çıkaramadı. Bilakis Sütevleri ağırlıkta BDP, Dağ Mahallesi'nde ise oylar dağınıktı.

Bereket hükümet medyada çıkan haberlere ve muhalefetin maksadını aşan eleştirilerine bakıp da, fakir fukaraya verilmesi gereken kömür yardımından vazgeçmiyor.
Asıl felaket işte o zaman olurdu.

Elimizi vicdanımıza koyup söyleyelim: Bugün yardım alan bu insanlar, bu hükümetten önce bir elleri yağda bir elleri balda yaşıyorlardı da, bu hükümet işbaşına geldikten sonra mı birden bire yoksul düştüler ve yardıma muhtaç oldular?

Yardımın şekli ve dağıtılış biçimi elbette tartışılabilir. Ama devlet niye fakire yardım ediyor diye sormak, bu ülke gerçekleriyle uyuşmaz.

Geçenlerde bir hanım okurumuz şöyle bir mesaj atmıştı. Ben de sizinle paylaşmak istedim.
"Babamın görevinden ötürü ben de bir kamu lojmanında oturuyorum...
Önceki akşam balkona çıktım; bir sigara kaçamağı yapacaktım fakat birkaç saniye bile kalamadan, sigaradan da vazgeçip kendimi hemen odaya attım. O an yüreğimi acı bir duygu sardı.

Ben birkaç saniye bile balkonda kalamazken bu soğuk havada yakacağı bulunmayan ve evi barkı muntazam olmayan insanlar ne yapıyor ya?

Televizyonu açtım; spiker akşam haberlerini veriyordu. Öncelik Suriye, Irak ve Ortadoğu'dan gelen felaket görüntülerindeydi, trafik kazaları, yangınlar, kara kış yüzünden tatil edilen okullar, iptal olunan uçak ve deniz seferleri ve derken yine malum konuya gelindi: AK Parti seçimlerde daha fazla oy almak için hesapsız yardımlar yapıyor!

İşte o an, yüreğimi saran acı az da olsa hafifledi ve Allah'a şükrettim ki, devletimiz var ve bu devletimizin imkanı fakir fukaraya sahip çıkmaya az da olsa yetiyor."

Mesajdan da anlaşıldığı üzere bu hanım okurumuz lojmanda oturuyor ama vicdan sahibi bir kişi...

Yoksulun hali nicedir diye dert ediniyor.

Bazıları var ki dünyayı sadece kendinden ibaret sanıyor.

Kim neyi murat ediyor ve kim nasıl bir siyaset güdüyor bilmem; ama bu yardımlar sayesinde Erzurum'da kimsenin soğuktan donarak ölmeyecek olmasını bilmek beni mutlu etmeye yetiyor.

Ekonomik şartlar ve doğurduğu sonuçlar ortada...

Bir yanda da kendi doğal seyri içerisinde bastıran soğuklar...

Ama adam bağırıp duruyor: Sadaka kültürü diye...

Allah korusun acaba kendisi sadakaya muhtaç duruma düşse ne diye bağıracak?
Söyleyeyim ben size: Nerde bu devlet?

Bırakın fakir fukarayı, belli bir gelire sahip aileler bile tonu milyar sınırına yaklaşan ithal kömürü alamayınca, yerli kömüre yönelmek zorunda kalmıştı.
Şartlar bu denli dramatik olmasına rağmen, sırf hükümete vurmak için fakir fukaranın aldığı yardıma göz dikmek akla ziyan bir iştir.

Seçimi kim kazanır bilemem ama fakir fukaranın soğuktan donmadığını görüyorum ya, bence önemli olan bu...
Ç
ünkü kazanan vatandaş oluyor.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Halilİbrahim AYDIN 01 Ocak 1970 02:00

    Sayın yazar bu insanları (dilenci durumuna ) sadakaya muhtaç eden bunun yanlış olduğunu söyleyenlermi bu insanlara sadaka dağıtıp köle düzeni kuranları eleştireceğin yerde bu insanlara iş sahaları açıp bu insanların onurlu yaşamalarını sağlamak isteyenleri nasıl bir mantıkla eleştiriyorsun gerçekten anlamada güçlük çekiyorum.