Tartışalım...

Bu yazı, sanal ortamda, üstelik de takma isimlerle bana sayıp sövenlere bir cevap değildir. Çünkü dünkü yazıda da belirttiğimiz gibi, bu salvoları bekliyorduk.

Biz, tartışma adabını bilen ve tepkisini o adap çerçevesinde dile getiren okurlara dönük bir cevap vermek istiyoruz.

Hemşerimiz Ziya Paşa bir beyit'inde diyor ki, "Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar."  Yani, hakikatin ışıklı şimşeği fikirlerin çatışmasından çıkar.

Meseleye bu çerçeveden bakan dostlar, dünkü "Erzurum'a büyük camii" başlıklı yazımıza, müthiş cevaplar verdiler.

Bu cevapların buluştuğu ortak noktanın özeti şöyle:

-Evet; Erzurum'un bir simge esere ihtiyacı var. Bu, bir camii de olabileceği gibi başka bir şey de olur. İlla da camii daha güzel olur deniyorsa, o zaman yeri konusunda daha isabetli bir seçim yapılmalıdır. Aziziye Parkı'ndan ziyade, atlama kulelerinin bulunduğu Kiremitlik Tabyası daha uygundur. Veya Yakutiye Belediyesi'nin kentsel dönüşüm planı uyguladığı Üç Kümbetler de doğru bir adres olabilir.

İstediğimiz de buydu; yani medeni ölçülerde tartışmak.

Çünkü tartıştıkça yeni ve güzel öneriler çıkıyor.  Misal; bir okurumuz demiş ki, "Erzurum'un ortak aklını harekete geçirmek, bu şehre çok esaslı hizmetler kazandırabilir. Bu sayede yılların biriktirdiği nice sorunlar çözüme kavuşabilir. Örneğin hep birlikte kentsel dönüşüm üzerinde durmalıyız ve hükümetten bu çerçevede bir talepte bulunmalıyız."

Bir başka okurumuz, yeni ve büyük bir camii fikrine karşı çıkmış ama son derece çarpıcı bir öneride bulunmuş:

"Gelin Erzurum'u dünya ölçeğinde bir hayvancılık merkezi yapalım."

Biz bir öneride bulunduk; bu, illa da hayata geçmelidir şeklinde ne dayatma yapıyoruz, ne de "Hayır; siz yanılıyorsunuz. Doğrusu bizim söylediğimizdir" diyoruz.

Dediğimiz çok açık:

Birbirimize hakaret etmeden, aşağılamadan bu şehir adına bir şeyler konuşalım, yeni öneriler sunalım ve tartışalım.

Bir bakmışsınız bu fikir teatisinin sonunda şehre güzel hizmetler kazandırılmış.

Niye olmasın ki...…

Fakat bazı dostlar bu yolu denemek yerine, meseleyi şahsileştirerek, o yazımızın içinde zaten söylediklerimizi bize satmaya kalkıyor.

Sanki biz işsizlik yoktur demişiz. Sanki biz Erzurum'da camii azdır demişiz.

Uzağa gitmeye lüzum yok; hemen yanı başımızdaki Erzincan'da bir Terzibaba Camii var. Farklı mimarisi ile herkesin dikkatini çektiği gibi, Erzincan'ın da simge eserlerinden birisidir.

Erzurum, mazisi neredeyse bin yılı bulan medreselerin olduğu bir şehir. Yani ilim irfan yuvası bir yer. Dolayısıyla bu şehre, o tarihe yakışır eserler kazandırmak gerekmez mi?

Ecdadımız farklı dönemlerde birbirinden farklı eserler yapmışlar. Bu çağın insanı da gelecek kuşaklar için aynı geleneği devam ettirmelidir.

Bu, bir camii olabileceği gibi bir köprü, bir çarşı, bir yol, bir park, bir anıt ve daha başka bir şey olabilir.

Camii önerisi onlardan sadece biridir.

"Erzurum'da camiden çok ne var?" diye soruyorsunuz ya, niye yazıyı ön yargıdan uzak okumuyorsunuz ki? Orada zaten o cevap var.

Misal; kış turizmini yıllardır yazıp duruyoruz. Pek ala denilebilir ki, "Madem Erzurum bu alanda artık ciddi bir mesafe aldı ve dünya ölçeğinde adını bir yerlere getirdi. Gelin bütün gücümüzü bu yolda kullanalım ve Erzurum'u dünyanın en büyük veya en önemli kayak merkezi yapalım."

Dört dörtlük bir öneri...…

Bizim ki de öyle bir öneridir. Aynı sözümüzün arkasındayız:

Bu şehirde yüzlerce camii var ama şöyle başyapıt sayılabilecek bir camiimiz yoktur.

Bu, Erzurum için ne kir'dir, ne de ayıptır.

Binbir Hatimler'in asırlardan buyana okunduğu bu şehir, her hizmete layık olduğu gibi, çok özel bir mimaride inşa edilmiş çok özel bir camiye de layıktır.

Dün de belirtmiştik; İstanbul'da camii mi yok ki, Çamlıca Tepesi'ne muhteşem bir mabet yapılmak isteniyor.

Evet; Erzurum'da da çok camii var; hatta bir okurumuzun altını çizdiği gibi bir çoğu da bakımsız.

"Yeni bir camii yapmak yerine, bakıma muhtaç camileri restore etsek daha iyi olmaz mı?"

Bu da bir öneri; niçin olmasın?

Yeni bir şey söylemek yerine, hemen hakaret etmek, ne o hakareti yapanı yüceltir, ne de hakarete maruz kalanı küçültür.

Mevlana ne demiş:

"Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım..."

Katılırsınız veya karşı çıkarsınız, bu sizin en tabii tercihinizdir. Lakin yeni şeyler söyleyenlere kulak vermek lazım.

"Erzurum'a çok muhteşem bir camii olsa fena mı olur?" diye sormuş ve bu sorunun farklı zeminlerde tartışılmasını istemişiz.

Tartışan tartışır, tartışmayan çekip gider.

Mesaj göndermek yerine bizzat telefon açan bir dostumuz şöyle dedi:

"Bence yeni bir camii yerine, Atatürk Üniversitesi'nin hazırladığı şu müze-park projesinin hayata geçmesi için çaba harcayalım."

Gayet isabetli bir öneri...…

Kimse illa da odunumun parası demiyor ki...…

Bazı arkadaşlar, hakareti tartışma zannediyor.

O yüzdendir ki, güzel ve yeni sözü olan birçok insan hedef tahtasına konulurum diye ağzını açmıyor.

Bir şehir için bundan daha vahim ne olabilir ki?
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • ahmet sağlamayak 01 Ocak 1970 02:00

    Kim konuşuyor ben bir şey duymadım

  • Metin Diler 01 Ocak 1970 02:00

    ER KİŞİ NİYETİNE..! Her nedense bu şehirde birileri fikrini beyan edince hemen ipler hazırlanır dar ağacı kurulur. Mevlaya emanet edilmiş kudsi şehre dünyanın dikkatini çekecek bir cami yakışmaz mı? Elbette ki yakışır..!Yakışır yakışmasına ama o camiye giden Müslüman din kardeşlerimize de temizlik yakışmaz mı ? Dinimiz; ?oku?, hitabından sonra, ?Elbiseni temiz tut? (Müddessir, 4) emriyle, maddi temizliği ikinci gündemine almıştır.Hele gidin camilerimize alnınız secdeye vardığı anda ??Temizlik imanın yarısıdır?? düsturuna uymayan kaç kişi göreceksiniz..! Eli burnunda affınıza sığınarak yazıyorum burnundan çıkardığı zümreyi caminin halılarına süren,kokuşmuş çorapları ile mabedimi kirleten,Allah?ın evi olan camide Cami adabına uymayan yüzlerce insan varken ve siz yada bizler nasıl olurda sırf gösteriş olsun diye muhteşem bir mimari eserle cami düşünürüz. Geliniz gösterişi olmayan ama dünyanın her yerinden gıpta ile bakılacak ??Temizlik imandandır?? düsturu gereği temizlikten yoksun müslümaları yetiştirelim. Erzurum?un her mahallesinde 2-3 cami mevcut, eksik yok çok şükür,varsa da ben toprak üzerinde de namaz kılarım yeter ki temiz olsun.Geliniz elinde bıçak sokak ortasında magandalık yapanları yetiştirelim,dadaş şiarına uygun gençler yetiştirelim. Metin Diler cami?ye karşı çıktı haydi buyurun er kişi niyetine?.!

  • T.S.ÜNAL 01 Ocak 1970 02:00

    Sayın Şener merak ediyorum neden bizim dün bu sitede okuduğumuz sizi eleştirel yönde yazılan yazıların hiç birisini kaleme almamışsınız. Yalnızca size fayda sağlayacak sizden başka kimsenin bilmediği sözde eleştirileri yazıp geçmişsiniz. Erzurum simgesi haline gelen bir camimiz yok diyorsunuz. Lalapaşa Cami, ne güne duruyor. İbrahim Paşa cami veyahut Muratpaşa cami minaresi camiden ayrıdır tıpkı Antep`teki Ağa cami gibi. Yeterince simgesel bence. Eminim bu seferde okurların söylediği sizin için hiç bir şey ifade etmeyecektir. Siz Ramazan ayı münasebetiyle tam o Ay`a uygun bir polemik konusu seçmişsiniz..

  • aliş aga 01 Ocak 1970 02:00

    ziya paşa ele demiş mevlana bele demiş ee gardaş hele bağağ sen ne diyirsen .heç bişe yapılmasın oraya ,,anıt dursun ele düz yeşillik galsın..ne yapilirse çirkin yapılır kötü yapılır,