Türklerin su ve temizliğe verdiği önem hamam yapılarının Selçuklu ve Osmanlı döneminde yapımının artarak çoğalmasına neden olmuştur.
Erzurumajans-Türklerin su ve temizliğe verdiği önem hamam yapılarının Selçuklu ve
Osmanlı döneminde yapımının artarak çoğalmasına neden olmuştur. Yıkanma
ve temizlenme amacının yanında şifa dağıtan yer olan hamamlar, bir
kültür olarak gelişmiştir.
Anadolu’nun en önemli merkezlerinden
Erzurum’da birçok hamam ve kent zengin bir hamam kültürüne sahip
olmuştur. Modern hayatla birlikte evlerde ısınma probleminin çözülmesi,
gittikçe artan maliyetleri karşısında hamamlar zamanla eski önemini
kaybetmiştir. Havlular, taslar, keseler, nalınlar ve peştemalarla
kullandığı hamamlar mimari yapıları ile birer sanat eseri
niteliğindedir. Sayıları zaman içerisinde azalsa da günümüzde hala
birçok hamam, hafta sonları yada bayramlarda müşterilerini ağırlıyor.
Şeyhler Mahallesi’nde, Şeyhler Medresesi’nin yanında, Şeyhler
Camisi’nin de karşısında bulunan Şeyhler Hamamı 18’inci yüzyılda, Habib
Efendi tarafından Şeyhler Camisi’ne vakıf olarak yaptırılmıştır. Klasik
Osmanlı hamam planı düzenindeki hamam soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve
halvet bölümlerinden meydana gelmiştir. Moloz ve kesme taşın
kullanıldığı hamam duvarlarında yer yer tuğla hatıllara yer verilmiştir.
Hamamın soyunmalık kısmı tromplu büyük bir kubbe ile örtülüdür. Buradan
doğu duvarına açılmış bir kapıyla ılıklığa geçilmektedir. Ilıklık yan
yana üç küçük kubbeli ve kenarlarda da tonoz örtülü bölümlerden meydana
gelmiştir. Sıcaklık kubbeli bir orta mekan ve yanlarda haçvari düzende
dört eyvandan meydana gelmiştir. Bunun köşelerinde de sekizgen planlı
kubbeli halvet hücreleri bulunmaktadır. Hamamı oluşturan bölümlerin
hepsi içten Türk üçgenli ve tromplu, dıştan da kasnak üzerine oturan
kubbelerle örtülmüştür.
Şeyhler Hamamı günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.
Yeğenağa Mahallesi’nde bulunan Çifte Göbek Hamamı, 18’inci yüzyılda
yapılmıştır ve kitabesi bulunmamaktadır. Bakırcı Camisi’nin vakıfları
arasındadır. Değişik dönemlerde yapılan onarım ve değişikliklere rağmen
yine de Erzurum’un en ilginç hamamları arasındadır. Osmanlı Hamam
mimarisinin ilginç örnekleri arasında olup soyunmalık, ılıklık, sıcaklık
ve halvet bölümlerinden meydana gelmiştir. Moloz taş ve yer yer blok
taş kullanılmıştır. Hamamın kapı ve pencere sövelerinde tuğlalar, duvar
aralarında da tuğla hatıllar kullanılmıştır. Hamamın doğu duvarına
sonraki yıllarda açılmış bir kapıdan soyunmalığa girilmektedir.
Soyunmalık tromplu bir kubbe ile örtülmüş batı yönünde iki sütuna oturan
üç kemerle biraz daha genişletilmiştir. Buradaki iki sütun arasında
kalan bölümün bir kısmı kubbe, diğeri de sivri kemerli bir tonoz ile
örtülüdür. Büyük olasılıkla ılıklık ilk yapılışında beş kubbe ile örtülü
bulunuyordu. Bugün bunlardan yalnızca ikisi görülebilmektedir. Sıcaklık
kare şeklinde iki sütun ile birbirinden ayrılmış tromplu kubbe ile
örtülüdür. Hamam günümüze iyi bir durumda gelmiştir.
Kongre
Meydanı’nda Mahalle başına giden yol üzerinde bulunan Hacı Bektaş oğlu
Derviş Hacı İbrahim’in l717’de yaptırdığı Gümrük Camisi’nin vakfı olan
Gümrük Hamamı, moloz taş ve yer de tuğladan yapılmıştır. Klasik Osmanlı
hamam planları düzeninde olup, haçvari plandadır. Erzurum hamamları
arasında değişik bir plan türünü yansıtmaktadır. Moloz taş ve yer yer de
tuğla hatılların kullanıldığı hamam soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve
halvet bölümlerinden meydana gelmiştir. Hamamın bugünkü girişi ana eksen
yerine yandan sonradan açılmıştır. Soyunmalık trompların taşıdığı bir
kubbe ile örtülmüştür. İlk yapılışında üç kubbeli olan ılıklığın
kenarlarındaki kubbelerin altında kalan kısımlar sonradan birer kapı ile
sıcaklığa eklenmiştir. Bu arada sağdaki kubbe de yeniden yapılmıştır.
Sıcaklık Osmanlı hamamlarındaki haçvari plan düzeninin değişik bir
uygulaması olarak burada karşımıza çıkmaktadır. Giriş eyvanı ile iki
yanındaki kubbeli halvet hücreleri kaldırılmış ve böylece üç eyvanlı bir
plan ortaya çıkarılmıştır. Köşelerdeki halvet hücreleri de en dipte
olan eyvana açılmıştır. Soğukluk ve sıcaklık bölümleri yakın tarihlerde
onarılmış olmasına rağmen orijinalliğini yitirmemiştir.
Emir Şeyh
Mahallesi’nde bulunan Saray Hamamı’nın kitabesinden Derviş Ağa
tarafından l707 - l708 yıllarında yaptırıldığı öğrenilmiştir. Hamam
birkaç onarım görmüş, bu nedenle de orijinalliğinden kısmen de olsa
uzaklaşmıştır. Moloz ve yer yer de tuğlanın kullanıldığı hamam
soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve halvet bölümlerinden oluşmuştur.
Hamamın içerisine sonradan yapılmış bir dehlizden girilmektedir.
Soyunmalık kısmı trompların taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. Buradan da
iki küçük kubbeli mekana geçilmektedir. Oradan da ilk yapılışında üç
kubbeli olan ılıklığa girilmektedir. Ilıklığın sağdaki kubbesi
diğerlerinden bir duvarla ayrılmış, böylece elde edilen mekan sıcaklığa
eklenmiştir. Sıcaklık tek kubbeli bir mekan ile iki küçük halvet
hücresinden meydana gelmiştir.
Murad Paşa Mahallesi’nde bulunan
Murat paşa Hamamı, Sultan II.Selim döneminde Erzurum Beylerbeyi Kuyucu
Murad Paşa 1573 - 1574 yıllarında Murad Paşa Camisi ile birlikte
yapılmıştır. Klasik Osmanlı hamamları plan düzeninde yapılan bu hamam da
soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve halvet bölümlerinden meydana
gelmiştir. Moloz taş ve yer yer de kesme taştan yapılmıştır. Oldukça
gösterişli bir kapıdan üzeri kubbeli kare bir mekana oradan da tromplar
üzerine oturmuş kubbeli soyunmalığa geçilmektedir. Soyunmalığın güney
duvarından dikdörtgen plan düzeninde üzerinde üç küçük kubbe bulunan
ılıklığa geçilmektedir. Bu bölümün iki yanında da birer tonoz
bulunmaktadır. Sıcaklığın üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür.
Köşelerde de sekizgen planlı kubbeli halvet hücreleri bulunmaktadır. Bu
bölümlerin arkasında da külhan ve su depoları bulunmaktadır.
Kırk
Çeşme Hamamı’nın kitabesi bulunmamakla beraber yapı üslubundan ve plan
düzeninden 16’ncı yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Değişik zamanlarda
yapılan onarımlarla hamam büyük değişikliğe uğramıştır. Yalnızca
sıcaklık orijinal konumunu korumuştur. Hamam tarih boyunca bir kaç kez
onarılmasından ötürü orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Kesme
taş ve moloz taştan yapılan hamam soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve
halvet kısımlarından meydana gelmiştir. Bunlardan yalnızca sıcaklık
bölümü ortada kubbeli merkezi bir mekanla haçvari dört eyvandan meydana
gelmiştir. Köşelerinde de üzerleri kubbeli birer halvet hücresi vardır.
Haç plan düzeninde yapılan Hamamın ana mekanının ortası pandantifli bir
kubbe ile örülmüştür. Hamamın bölümleri arasındaki yuvarlak kemerli
kapıları ve duvarları kaplayan mermerlerin bazıları orijinalliğini
koruyabilmiştir.
Boyahane Mahallesi’nde bulunan Boyahane Hamamı,
İlyas Ağa’nın 1620 -1621 tarihlerinde yaptırdığı caminin yanındadır.
Kitabesinden öğrenildiğine göre l566-l567 yılında Hacı Emin Paşa
tarafından yaptırılmıştır. Boyahane Hamamı plan düzeni olarak birbirine
benzeyen iki bölümden meydan gelen çifte hamamdır. Doğu yönündeki küçük
bir kapıdan soyunmalık kısmına girilmektedir. Soyunmalık ile ılıklık
arasında küçük bir bölüm bulunmaktadır. Sivri kemerli bir kapıdan
geçilen ılıklık pandantiflerin taşıdığı üç kubbe ile örtülmüştür.
Sıcaklık haçvari plana göre yerleştirilmiştir. Burası dört tonozlu eyvan
ve merkezi bir kubbeden oluşmuştur. Halvet hücreleri sekizgen
planlıdır. Hamamın batısındaki soyunmalığı, sonraki yıllarda camiye
eklenmiştir. Hamamın kadınlar ve erkekler kısmının su deposu
müşterektir.
Gürcükapı semtinde bulunan Fuadiye Hamamı’nın
kitabesinin bulunmamasının yanı sıra vakıf kayıtlarında da onunla ilgili
bir bilgiye rastlanmamıştır. Bununla beraber mimari yapısına
dayanılarak 17 - 18’inci yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır. Klasik
Osmanlı hamam plan düzeninde yapılan hamam soyunmalık, ılıklık, sıcaklık
ve halvet bölümlerinden meydana gelmiştir. Soyunmalık kısmının üzeri
sekiz dilimli ahşap kubbeli bir tavanla örtülmüştür. Ilıklığın
kuzey-güney yönünde beşik tonozla örtülü olduğu sanılmaktadır. Sıcaklık
ise kare bir mekan ve bunun etrafında çapraz tonozlu halvet
hücrelerinden meydana gelmiştir. Bunlardan sıcaklık ve halvet kubbeli
kare bir mekan çevresinde sıralanmışlardır. Burada sekiz halvet hücresi
bulunmaktadır. Bu bölümün üzeri içten Türk üçgenleri dıştan da kasnaklı
bir kubbe ile örtülmüştür. Bu türdeki plan düzeni ile Erzurum hamamları
arasında Fuadiye Hamamı’nın ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Kadana
Mahallesi’nde bulunan Tahta Hamamı, 18’inci yüzyılda İbrahim Paşa
Camisine vakıf olarak yaptırmıştır.Soyunmalık kısmının üzerini örten
tahta tavandan ötürü hamama Tahta Hamam ismi yakıştırılmıştır. Klasik
Osmanlı hamam plan düzeninden ayrı bir şekilde yapılan bu hamam
soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve halvet bölümlerinden meydana gelmiştir.
İç plan düzeninde belirli bir düzenin olmayışı araziden
kaynaklanmaktadır. Moloz ve kesme taşın kullanıldığı hamamın
duvarlarında tuğla hatıllara yer verilmiştir. Ahşap tavanlı
soyunmalıktan iki hücreli ılıklığa girilmektedir. Bu bölümler
kuzey-güney, doğu-batı yönleri beşik tonozla örtülüdür. Sıcaklığın üzeri
tamamen beşik tonozla örtülmüştür.
Alipaşa Mahallesi’nde bulunan
Küçük Hamamı, Murat Paşa’nın vakıflarından olup 16’ncı yüzyılda
yapıldığı sanılmaktadır. Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık
bölümlerinden meydana gelmiştir. Moloz ve kesme taştan yapılan hamamın
duvarlarında tuğla derzler kullanılmıştır. Soyunmalık kısmı tromplar
üzerine oturan bir kubbe ile ılıklık ise yan yana dizilmiş üç kubbe ve
bir tonozla örtülmüştür. Sıcaklık kubbeli kare bir mekan olup yan
tarafına sonradan bir bölüm daha eklenmiştir.