Suat Kılıç'ın bizimle alıp veremediği nedir?

Kötü haber tez ulaşır misali, Erzurum'da yapılması planlanan ancak Bakan Suat Kılıç'ın tamamen kişisel nedenlerden ötürü, kaynak aktarmadığı için iptal edilen dünya şampiyonası haberi de gecikmeden geldi!

Yani bugün itibarıyla nur topu gibi bir haberimiz var:

-Erzurum'da yapılacak olan dünya kayak şampiyonası, (şimdi sıkı durun) sadece bir iki milyon lira yüzünden, ne yazık ki iptal edildi.

Suat Bey'in, hem Türkiye Kayak Federasyonu'nu, hem de bu federasyonun başındaki hemşerimiz Özer Ayık'ı sevmediğini, artık Mısır'daki sağır sultan dahi biliyor. Lakin Bakan Bey'in, Erzurum'la başka ne alıp veremediği var işte onu kimse bilmiyor!

Bilseydik zaten bugün de dünya şampiyonasının niçin iptal edildiğine dair bir iki kelam ederdik.

Prosedür şu:

Her hangi bir spor federasyonu uluslararası bir yarışma düzenlediğinde, doğal olarak o yarışma için gerekli olan parayı, devletten alıyor.

Devlet adına bu meselede yetkili ve görevli kurum ise, Spor Bakanlığı'dır.

Suat Kılıç, Samsunlu bir hemşerimiz; üstelik de meslektaşımız. Fakat bu Samsunlu meslektaşımız, daha bakanlık koltuğuna oturur oturmaz ilk demecinde, Türkiye Kayak Federasyonu'na bindirmişti.

Merhum Aslı Nemutlu?nun kaza sonucu hayatını kaybetmesinden ( ve tabii ki aileyle olan yakın ilişkisinden) ötürü, sanki Aslı'yı, Kayak Federasyonu öldürmüşçesine bir kin ve nefret besliyor.

Aylar içerisinde Bakan Bey'in bu nefreti öyle bir boyuta ulaştı ki, adeta Erzurum'u cezalandırmak istercesine ne bugüne kadar bu şehre adım attı, ne de kayağın merkezi olmasına rağmen bu şehre dair tek güzel kelime söylemedi.

Besbelli ki hem Erzurum'u, hem de Erzurum'a dair her şeyi değersiz buluyor.

Bir iki milyon lira olsaydı, Erzurum'da önümüzdeki ay dünya ölçeğinde bir şampiyona yapılacaktı.

Yüzlerce sporcu, medya dünyası ve kayak sever burada buluşacak, televizyonlar birkaç gün süresince 'Erzurum' deyip duracaktı.

Olmadı?

Kayak Federasyonu'nun aylar önce başlattığı yazılı mücadeleye rağmen, Bakan Bey, dönüp bakmadığı gibi, Özer'i bitirmek için de elinden geleni yaptı.

Teftiş ise teftiş, mahkeme ise mahkeme!

Baktı ki hiçbirinden bir şey çıkmıyor, yani Özer Ayık'ın bir suçu yok.

O da tuttu Erzurum'u cezalandırdı.

Özer olmuyorsa, O'nun memleketi ceza çeksin dedi!

Bu ülkenin bir iki milyon lira gibi bir sıkıntısı olmadığını herkes biliyor.

Üstelik 2011 Kış Oyunları nedeniyle Başbakan Erdoğan Erzurum'da söylemişti:

"Bundan böyle dünya ölçeğindeki birçok kayak şampiyonası artık Erzurum?da yapılacak. Hatta Erzurum Kış Olimpiyatları'na hazırlanacak."

Başbakan çok haklıydı.

Öyle ya hükümet bu şehre sırf bu kış oyunları ve şampiyonluklar olsun diye, tek bir kalemde 700 milyon liralık yatırım yapmıştı.

Başbakan'ın, bu husustaki samimiyetini sorgulayanlar bühtan etmiş olur.

O en başından beri Erzurum'u hep el üstünde tuttu, tutmaya da devam ediyor.

Fakat gelin görün ki, Başbakan, spordan sorumlu bakanına söz geçirememiş olacak ki, kapımıza gelen fırsatı elimizin tersiyle ittik!

Kış ve kayak sporuna dair dünyada ne varsa, aynısı Erzurum'da da var.

AK Parti Hükümeti, bu hususta hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı.

Yapılması gereken tek şey, Erzurum'da dünya veya Avrupa ölçeğinde yarışlar düzenlemek.

Kayak Federasyonu da, Özer Ayık da işte tam bunu yaptı:

Bütün dünyaya dedik ki, bizde tesis de var, konaklama da! Biz de kar da var, kayağa en müsait dağlar da! Gelin bu yarışları bizde düzenleyin. Biz de hem ülkemizin hem de şehrimizin adını büsbütün duyuralım.

Özer Ayık bunu yaptı da!

Geçen yıl birçok prestijli yarışmayı Erzurum'da gerçekleştirdi.

Ama o zaman Suat Kılıç bakan değildi.

Muhterem Bakan Erzurum'u sevemedi gitti.

Bugüne kadar buraya gelmemesi de zaten bunu gösteriyor.

Tam bu noktada denilebilir ki: Tamam da Suat Kılıç bakan ise, bu şehrinde bakanı ve konuştuklarında mangalda kül bırakmayan vekilleri yok mu?

Var tabii ki!

Hem de en uzun süre ile bakanlık yaptığı için bir rekora imza atmak üzere olan bir bakanımız ve hakikaten cesur vekillerimiz var.

Ya olup bitenlerden haberleri yok, ya da!

İnanın ki, 'ya da'sını ben de bilmiyorum.

Bildiğimiz şudur ki:

Erzurum'da tesisler atıl durumda, Erzurum'da yapılması planlanan yarışmalar bir iki milyon lira yüzünden iptal edildi.

Ben de şu hayatta birilerini sevmiyorum, düşman filan değilim ama o kişilerle aynı şehirde olmaktan hiç de mutlu değilim. Lakin onların yüzünden bu şehre küsmüyorum, bu şehri terk etmiyorum.

Bakan Bey, Özer Ayık'ı sevmiyor. Artık bunu anlamamak için aptal olmak lazım.

Ama unutmayalım ki Erzurum, Özer Ayık'tan ibaret değil ki!

Aslında Bakan Bey bir gün lütfedip Erzurum'a gelse, hele bir de Özer Ayık'ı karşısına alıp şöyle bir iki saat sohbet etse ben inanıyorum ki, bu şehre dair bütün negatif düşünceleri değişecektir.

Görecektir ki Erzurum insanı da, Samsunlular gibi harbidir, merttir ve gelenin keyfi için geçmişe sövmeyecek kadar dürüsttür.

Suat Bey!

Sizin de çok iyi bildiğiniz üzere Erzurum, bu kış sporlarına ve kış turizmine yarınlarını adamış bir şehirdir.

Şayet devleti yönetenler kişisel egoları yüzünden, şehirleri cezalandırmaya kalkarsa, korkarım ki kaybeden ülkemiz olur. Çünkü biz ülkenin dört bir yanının kalkınması ile ancak müreffeh bir Türkiye'nin vücuda geleceğine inanıyoruz.

Sayın Bakan!

Gelin bu inadınızdan ve hasmane tutumunuzdan vazgeçin.

Bizi bir tanıyın hele!

Bütün samimiyetimle inanıyorum ki, siz de devletin 700 milyon lira harcayarak inşa ettirdiği bu tesislerin çürümeye terk edilmesine rıza göstermezsiniz ve siz de geleceğini kış turizmine bağlamış bir şehrin daha yolun başında tökezleyip düşmesini istemezsiniz.

Aşk duyguyla harman olur, devlet akılla yönetilir.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.