Size bayram verelim, coşkuya gerek yok!

Geçen yıl farketmiştim ilk.

12 Mart Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 95'nci yıldönümünün olduğu o gün,eğitimci yazar arkadaşım Murat Ertaş ile Çifte Minarelere doğru giderken dikkatimi çekmişti.

''Dikkat ediyor musun, tek-tük işyerlerinde bayrak asılmış. Oysa eskiden hem milli bayramlarda hem de 12 Mart günlerinde Erzurum'da Türk bayrağı asılı olmayan işyeri olmazdı'' demiştim, o da bir müddet etrafı göz gezdirdikten sonra bana katılmış, 'Hiç farketmemiştim. Haklısın'' karşılığını vermişti.

O da ben de o manzara karşısında üzülmüştük tabiiki.

***

O günden bir yıl sonra yine bir kurtuluş yıldönümüne isabet eden bugün dolaştım öğlen üzeri şöyle bir caddeyi.

Erzurum için çok önemli bir gün olması sebebiyle her birimizde hatırladığımızda heyecan uyandıran, resmi geçitleriyle, davul-zurnalarıyla, okunan şiirleri ve farklı etkinlikleriyle, son zamanlarında mehteriyle filan o eski 'kurtuluş bayramı coşkusu'nu görürmüyüm diye.

Ne yalan söyleyeyim, bazı haber sitelerinin laf olsun, torba dolsun babından 'ver coşkuyu' tadında attığı başlıkların dışında göremedim fazla caddede,sokakta o coşkuyu.

Normal,rutin, sıradan bir günden farksızdı bugün de.

***

Özellikle gözlerimle işyerlerini taradım şöyle bir.

Sağlı,sollu.

Tıpkı o geçen yıl gibi, bu defa da yine göremedim kırmızı beyaz al bayrağımızı.

Birinde varsa, ikisinde yoktu.

Ama Allah sizi inandırsın, o bayrakların asılı olmadığını görünce yine üzüldüm fakat, en küçük bir kötü niyet de hissetmedim.

Sadece o işyerleri sahiplerinin dalgınlığına verdim.

Bu olsa olsa bir dalgınlık olabilirdi, başka ne olabilir ki?

O yüzden düşünmedim hiç aksini.

***

Hem 'kalem'hem de 'kelam' erbabı, gönül adamı Gürhan Özorhan ağabeyimiz, bir önceki 'İyi ki düşmandan kurtulmuşuz' başlıklı yazımın altına kısa ama,anlamlı bir yorum yazmıştı.

''Milli reflekslerimizin nasıl törpülendiğini, düzenlenen kurtuluş törenlerinde görmek mümkün. Heyecandan yoksun, ipotekli kurtuluş günümüz kutlu olsun'' demişti.

Haklıydı galiba.

O gördüğüm manzara da onun bir uzantısıydı zaar.

Gördüğüm o eksiklik, milli reflekslerimizin törpülenmesinin bir tezahürü olmalıydı.

Bazı değerlerimizin ve alışkanlıklarımızın unutulmaya yüz tutmuş olmasından başka bir şey olamazdı!

Acı olmasına acı ama maalesef bir o kadar da gerçek!

***

Her milli bayramda ve kurtuluş törenlerinde işyerlerine hem de dev bir bayrak asardı mesela rahmetli Vehip Atalay'ın Kültür Sarayı.

Milli meselelerde ne kadar duyarlı olduklarını, arkadaşlarım olduğu için oğullarından bilirim ama, onlarda da yoktu bayrak.

Sordum Adnan Atalay'a.

''Neden bayrak asmadınız?'' diye.

''Vallahi unuttuk. Dalgınlığa geldi'' dedi.

Bin kere eminim, unuttuklarına.

Aldığım cevap tatmin etmişti beni, inanmıştım.

Ama işte o milli refleksin kaybolmaya yüz tutmuş olması da, bende yara kaldı, yara!

***

Genelde Hastaneler Caddesi'nde yapılan törenlerle kutlanırdı kurtuluş bayramı.

Bu yıl o da olmamış.

Niyedir,nicedir, bilemiyeceğim artık.

Ama birisi sebebini anlatsa, çok da memnun olacağım.

Sadece Havuzbaşı'nda çelenk konulması filan gibi dar bir çerçevede kutlanmış bu anlamlı gün.

Kutlanmış mı, kutlanmış!

Halkın olmadığı bir törende protokol, mrotokol!

Katılınmış mı, katılınmış!

Tören olmuş mu, olmuş!

Ve galiba herkesin de bir şekilde anısının olduğu o törenleri de unutmak zorunda kalıyoruz.

Diğer unuttuklarımızdan başka.

Artık 'sağlık olsun' diyeceğimiz, kabullenmek mecburiyetinde bırakılacağımız, yine sineye çekeceğimiz bir kutsalımız daha yok oluyor.

Yandım,yandım!

Şu an kendimi nasıl kötü hissediyorum, bilemezsiniz!

Akşamı bekleyeceğim artık, belki Fener alayı bozulan moralimi yerine getirir!

Üzerimdeki ateşi ancak söndürürse, göreceğim o fener alayı söndürür!

---

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Veysel TUNÇ 01 Ocak 1970 02:00

    Sayın Vedat Bey,Yazılarınızı hemen hemen hergün takip ediyorum.Ve beğenerekte okuyorum.Yüreğinize ve kaleminize sağlık.Bizleri aydınlatıyorsunuz.Ben bir Erzurumlu olarak bazı şeylerden rahatsız oluyorum.Kendim Trabzonda çalışıyorum.Ama evim Erzurumda.Ay da bir gidip geliyorum.Geçen gün bir yazı okudum.Yazarı kimdi unuttum.Ama konusu Pasinler Belediye Başkanı ve İbrahim Hakkı Hz.nin doğmuş olduğu ev di.Saadet partisi Belediye Başkan Adayı şimdiki başkana yükleniyor.İşte başkanın ayıbı filan diye.Ben kendim Narmanlı yım.Doğma büyüme Erzurum merkez.Pasinlere yalnızca çermiklere gidip gelirim.Kimseyi de tanımam.Fakat soruyorum o zat-ı muhteremlere İbrahim Hakkı Hz. yalnızca seçim zamanlarımı aklınıza geliyor.Al birini vur ötekine.Allah dostları unutulmuş.Şimdi siz bayramlardan yakınıyorsunuz.Bizler Allahı ve onun dostlarını unutursak,Allah `ta (c.c) bize herşeyi unutturur.Saygılarımı iletir,çalışmalarınızda başarılar dilerim.