Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, yarın Kardelen TV’de canlı yayınlanacak olan “Soruyorum” programına konuk olacak.
Son iki günden beri hem Kardelen TV’de, hem de Gazete Güncel’de bu programa dair duyuru yapılıyor.
Bu
sebepledir ki, mesaj yağmuruna tutuldum. Gerek Erzurum’dan gerekse
başka şehirlerden arayan hemşerilerimiz, ya “şu soruları da sorun”
şeklinde öneride bulunuyorlar, ya da nazikçe uyarı yapıyorlar, “amandır
önemli sorunları ıskalamayın.”
Eyvallah…
Malumunuz,
Kardelen TV’de, Sinan Özçaylak kardeşimizin yönetiminde, meslek
büyüğümüz değerli ağabeyimiz Talat Uzunyaylalı ve bendeniz “Soruyorum”
programını yapmaya çalışıyoruz.
Yarın Başkan Küçükler’in çıkacağı
program üçüncüsü olacak. İlk iki programda konuk olmaksızın, gündeme
dair değerlendirmeler yapmaya gayret etmiştik.
Nasip olursa bundan sonraki programlarda, her cumartesi günü yine saat 20.30’da ekranda olacağız ve konuklarımız olacak.
Muradımız şudur: Madem ki Erzurum’un uydudan yayın yapan ve bu sayede dünyanın dört bir yanında izlenebilen bir
televizyonu var, o halde bu imkanı şehrin ve bölgenin lehine en iyi şekilde değerlendirmez lazım…
Sinan
Özçaylak, artık deneyimli ve son derece yetenekli bir televizyoncu
gazeteci… Vaktiyle Doğu TV’de başarılı işlere imza attı ve yaptığı
programlar ses getirdi.
İster şanssızlık deyin, isterse patronaj hatası fark etmez, Doğu TV’nin uydu yayını uzun soluklu olamadı.
Bugün Erzurum’un üç televizyon kanalı var: Uydudan yayın yapan ve henüz çiçeği burnundaki Kardelen TV, Doğu TV ve Kanal 25…
Doğu
TV ve Kanal 25 artık çok kıdemli televizyonlarımız ama yalnızca şehir
ölçeğinde yayın yaptıkları için, Kardelen gibi dünyanın her yanına
ulaşamıyorlar.
Oysa nüfusu Erzurum’un yarısı kadar olmayan
il’lerin bile uydudan yayın yapan televizyonları var. Neyse ki Murat
Kılıç, Ahmet Karadayı ve Cafer Burucu gibi işadamı dostlarımız ellerini
taşın altına soktular da o sayede bizim de sesimiz kıtalar ötesine
ulaşmaya başladı.
Bu, Erzurum için hakikaten önemli bir imkandır.
Çünkü yaşadığımız çağ, iletişim çağıdır ve insanoğlu artık bu alanda
hem tabuları yıktı hem de tüm sınırları kaldırıp attı. Bugün en katı
yönetimlerin idaresindeki ülkelerde dahi kimse kitle iletişim araçlarını
diledikleri gibi susturamıyor, sansürleyemiyor.
Ve öyle bir
noktaya geldik ki, gazetecilik sadece gazetecilerin yaptığı meslek
olmaktan çıktı. Şimdi elinde kameralı bir cep telefonu bulunan herkes
artık gazeteci…
Çek görüntüyü, koy internete…
Neyse; sözü fazla uzatmadan asıl konumuza dönelim.
Başlıkta sorduk: Siz bizim yerimizde olsaydınız yarın Başkan Ahmet Küçükler’e hangi soruları yöneltirdiniz?
Biz program ortakları olarak şöyle bir yol izlemek istiyoruz:
Programı açtıktan sonra birkaç soru soralım ardından da çeşitli kanallarla gelen soruları doğrudan Başkan’a aktaralım.
Böylelikle
kimse, “ben olsaydım şunu sorardım” yahut da “siz başkanı iyi
sıkıştıramadınız, esaslı sorular sormadınız” türünden serzenişte
bulunamaz.
Ahmet Küçükler, 8 yıldan beri bu şehrin anakent belediye başkanı…
Yaptıkları ve yapamadıklarıyla hep konuşulan, hep tartışılan isim oldu.
Gün geldi sert bir şekilde eleştirdik, gün de geldi yaptığı güzel bir hizmetin altını kalınca çizdik.
Başkan, televizyona fazla çıkmayan bir siyasetçi…
Şayet twitter’daki yazışmaları da olmasa, diyeceğiz ki Ahmet Bey özellikle kendisini saklıyor.
Ama öyle değil.
Programa davet ettiğimizde, tereddüt etmeden “evet” dedi.
Besbelli ki, “cevabını veremeyeceğim soru yok” diyor.
Ne güzel…
Çünkü yarın çıkacağı programın hem formatını iyi biliyor, hem de kimlerin soru soracağını…
Tevazünün fazlası kibirdendir.
Yarın
o programda, bu şehrin üç usta gazetecisi Ahmet Küçükler’e soru
soracak. Ve üstüne üstelik bir de kül yutmayan seyircinin sağlı sollu
salvoları olacak.
Ben size söyleyeyim, Ahmet Bey’in işi hiç de kolay değil.
Tamam;ne Başkan’a ne de başka birine karşı bir ön yargı içinde değiliz. Fakat
yaptığı görevden ötürü Ahmet Küçükler, her türlü ağır eleştiriye maruz
kalan bir yönetici.
O’nun uydudan yayın yapan bir televizyonda canlı programa çıkması, hem cesur olduğunu gösterir, hem de kendine olan güvenini…
İnşallah bir aksilik olmaz ise, güzel bir program olacak gibi…
Haydi hep birlikte bu programı yapalım ve program bittiğinde, sorulmadık bir soru kalmamış olsun.
Sizi bilmem ama ben tam bir haftadır dersime çalışıyorum.
Umarım Ahmet Bey de iyi hazırlanmış olur.
Ve tabii ki sizler de…