Ben uğradım... Siz hiç dostlarınızın hatırı için inanmadığınız bir meselede "evet" dediniz mi? Ben dedim...
Ben uğradım...
Siz hiç dostlarınızın hatırı için inanmadığınız bir meselede "evet" dediniz mi?
Ben dedim...
Siz hiç dostlarınız tarafından sırtınızdan hem de tam iki omuz kemiğinizin ortasından alçakça vuruldunuz mu?
Ben vuruldum...
Adam
uyanık, adam şark kurnazı ve ilkeleri, etik değerleri olmayan bir
adam... Ama ne yazık ki benim dostlarımı kullandı ve beni de
kullandı...Kendimi iğfal edilmiş gibi hissediyorum, ama dost bildiklerim
yüzünden...…
Lakin dostlarımın kurbanı oldum...…
Sattılar beni...…
Çünkü:
Araya girdiler, rica ettiler, hatır koydular...…
Meğerse hepsi boşmuş...…
Hem beni hem de dostlarımı iğfal ettiler.
Adam, "savaşmak istiyorum" dedi.
Eyvallah...…
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Lakin beni kahreden dostlarımın bana yaptığı ihanettir.
Üzgünüm değerli dostlar, hem de çok üzgünüm...…
İhanete uğradım, satıldım ve arkadan vuruldum.
Hem de çok yakın gördüklerim tarafından...…
Şimdi yargı zamanı...…
Hakim karşısına çıkacağım ve onları anlatacağım...…
Korkum yok, savunmam da hazır, ifadem de...…
Fakat dostlar, arkadan vurulmayı hazmedemiyorum...…
Vurdular beni, hem de en yakınlarım...…
Kimbilir benim vurulmam onlara nasıl bir çıkar sağladı...…
Lakin hakikat şu ki arkadan vurdular beni...…
O zat-ı muhterem için, önce dostlarımın ricası üzerine bana geri adım attırdılar sonra da benim üzerimden hesaplarını gördüler.
Anladım ki dostlarım benim asıl düşmanlarım beni arkadan vuran yakınlarımmış.
O beni hançerledi, dostlarım seyirci kaldı.
Şimdi mahkemelik olduk; hem de dostlarımın yalan beyanları üzerine...…
Bugünler de geçecek elbet ve Allah şahit günün birinde benim haklı olduğum ortaya çıkacak.
Bunu biliyorum.
Lakin o günün gelmesini beklemek bana zul geliyor.
Bugün o dostlarımın kutsadıkları zatın aslında kim olduğunun anlaşıldığı zaman bile ben adaletten ve hukuktan yana olacağım.
Yani o adamın ihlal edilecek olan hukukunu yine ben koruyacağım.
Çünkü ben intikam peşinde koşmuyorum...…
Sırtımdan vurdular beni dostlar...…
Hem de bütün bir şehir derin uykudayken...…
Canım yanıyor; çünkü sırtımdan kurşun yedim...…
Lakin Erzurum`a küskün değilim. Çünkü bu şehir bir istikbal şehridir...…Bu şehir ki... …
Anlatmaya gücüm yetmiyor.
Beni vurdular vurmasına ama şehir kurtuldu:
Ve bir de namussuzlarla namuslular tefrik edildi.
Günün
birinde Erzurum kurtulur mu kurtulmaz mı bilinmez ama vakıa şu ki, bu
şehir önce içindeki çürük elmaları temizlemedikçe asla kurtulamaz.
Ormanların
kralı aslan bir gün tuzağa düşmüştü. Umutsuzca tuzaktan kurtulmak için
çırpınırken, karşısına ormanların en kaypak hayvanı tilki çıkmıştı.
Ormanlar kralına dedi ki;
"Ben seni bu çaresiz halden kurtarabilirim lakin bir şartım var"
Ormanlar kralı aslan biçareydi. O, alçak tilkinin teklifini kabul etmek zorunda kaldı. "Tamam" dedi. "Haydi kurtar beni"
Tilki ormanlar kralını kurtarmıştı...…
O da ne...…
Ormanlar kralı kurtulur kurtulmaz hızla oradan uzaklaştı.
Tilki arkadan bağırdı;
"Hani kralım beraber olacaktık?"
Kral, geriye dönüp şu cevabı verdi;
"Tilkinin kurtardığı bir krallığın canı cehenneme!"
Dostlar...…
Benimki de o misal...…
Satıldım, hem de en değer verdiğim dostlarım tarafından.
Onlar şimdi geviş getiriyorlar. Ama ben zakkum yemiş gibiyim.
Canım yanıyor; o şerefsiz ve alçak için geri adım atmış olmayı yediremiyorum kendime...…
Beni satan yakınlarım ve dostlarım...…
Hani Tayyip Bey diyor ya, "bu şarkı burada bitmez"
İnanın ki dostlarım, o zat-ı muhteremin hesabı (dostlarım yüzünden de olsa) burada bitmeyecek...…
Çünkü dostlarım; Halep oradaysa, arşın burada.
Çünkü dostlarım; gizli halvet olanlar aşikar doğurur.
Bekleyin görün dostlarım...…
Nasılsa artık beni kandıracak dostlarım yok...…
Bekleyin, çok yakında göreceksiniz...…
Yine de dilemem dostlarınız tarafından ihanete uğramanızı.
Çünkü çok acı.
Ben yaşadım, o yüzden biliyorum...…
İhanet can yakıcıdır.
- Prof. Dr. Nesrin YILDIZ 01 Ocak 1970 02:00
Büyük geçmiş olsun.. sıkıntınızı tüm içtenliğimle paylaşıyorum. Hayat bu ! acı süprizler de kaçınıılmaz olabiliyor bazan.. Lütfen yaşadıklarınızı hiçleştirin zihninizde.. Eminim salih duygularla yaklaşatığınız bu masum ortaklıktan refaha kavuşacaksınzıdır en kısa zamanda, bir kapıyı kapatan Allah diğer bir kaıpyı açacaktır, umudunuzu kırmayın.. Sadece yaşadıklarınızdan ders çıkarıp merhamet duygunuzu daha iyi yönetin.. selamlar Prof. Dr. Nesrin YILDIZ
- Serap DURMAZPINAR 01 Ocak 1970 02:00
Sn.Sener, oncelikle geçmis olsun dileklerimi sunuyorum. Bu kisisel olayinizi bizlerle paylasmaniz belki acinizi hafifletebilir ama maalesef ki yok edemez. Hatayi siz bastan yapmis ve hatira binaen inanmadiginiz bir meselede "evet" demissiniz. Her insan hata yapar tabii ama buyuk yanginlar da ufak kivilcimlardan çikar. Aslin da sizi uzen o yalanci dostlarinizin ihanetinden çok, siz de yarattigi o guven duygusunu yitirmis olmanizdir. Intikam almak kuçuk insanlarin isidir. Bir insanın içinde intikam almak arzusu varsa, onu iş başına getirmek, bir delinin eline bir kılıç vermekten farksızdır, o`nu kendinize dost edinmeniz de oyledir. Dostluk kavramindan soz etmeye hiç gerek yoktur, zira dost ve ihanet kavramlari hiç birbiryle yakismiyor. Hakiki dost ihanet etmez, dost sandiklariniz ihanet eder.Yiğitlik intikam almakta değil, tahammül göstermektedir der Shakspeare. Içinizdeki yangini sondurmek istiyorsaniz unutmayi ve affetmeyi deneyin. Hakliysaniz rahat olun, hak er yada geç birgun mutlaka yerini bulur. Küçük İskender der ki, insan, ihanet eden hayvandır. O hayvani biz insanlar ancak aklimiz ve sabrimizla dizginleyebiliriz...
Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France