Geçen hafta Erzurum da İçişleri Bakanı Sn. Efgan Ala ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun katıldığı "Ekonomik istişare forumu" isimli bir toplantı yapıldı.
Seçim öncesi yapılan bu toplantının maksadı, Erzurum'u kalkındıracak aktörlerin tespiti ve yol haritalarının belirlenmesiydi.
İlk olarak söz alan Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sn. Lütfü Yücelik, şehrin geçmişi ve bu günü hakkında bilgi verip, durumun iç açı olmadığını söylemesi ve Sosyo ekonomik gelişmişlikte 71 sırada bulunduğumuzu itiraf etmesi, salonda buz etkisi yapmıştı.
TEPAV'ın öncülüğünde yapılan bu toplantı "Bizim oğlan bina okur, döner döner bir daha okur " cinsindendi, yani; çok uzun yıllardan beri hepimizin bildiği konular tekrar ısıtılarak önümüze getirilmişti.
Vel hasıl,onlarca toplantıda söylenen Kış Turizmi,Kültür Turizmi,Termal Turizmi,Yayla Turizmi , Kongre Turizm gibi öncelikler bu toplantıda da koro halinde dillendirilmişti.
Aradan fazla bir zaman geçmedi, yaklaşan genel seçimler dolayısıyla partilere akın akın koşan Erzurum sevdalısı aday aday adaylarını görünce ,ekonomik zirve toplantısında,unuttuğumuz bir turizm çeşidini hatırladık.
İhmal ettiğimiz bu kalkınma modelinin adı "Siyaset Turizmi" idi
Bu turizm çeşidini nasıl göz ardı etmişiz ,nasıl gözden kaçırmışız diye epeyce hayıflandık.
Bu kadar şehrini seven ve onu kalkındırmak isteyen Erzurum sevdalısı varken ,şehrin neden 71 sırada bulunduğunu anlamaya çalışsak da, "Siyaset Turizmi"nin ihmal edilmeyecek bir model olduğuna karar vermiş olduk.
Meğer iş bu kadar basitmiş ,nasıl olmuş da gözden kaçırmışız ,o kadar çalışmalar,emekler,planlar projeler boşunaymış.DAP projesi bile bunun yanında hiç kalırmış.
Aldığımız haberlere göre, partilere baş vuran aday adaylarının sayısı 200'ün üzerindeymiş.
Erzurum için kendini feda etmeye hazır bazı aileler, bir değil iki aday adayı göstermişler.
Her aday adayının yanında, beş kişinin dolaştığını varsayarsak, toplamda bin kişinin işi sahiplenmesi demektir.
Bu bin kişinin, tüm ilçeleri gezip ,çalmadık kapı bırakmadıkları düşünüldüğünde ,Siyaset Turizmi'nin hiç de yabana atılmayacak bir kalkınma aktörü olduğu anlaşılmaktadır.
Yemeler,içmeler,giyim,kuşam için verilen paralar,otel masrafları,hediyeler,harcanan yakıtlar,kiralanan araçlar,partilerin kasasına giren paralar vs düşünüldüğünde bu turizmin, Erzurum için bir şans olduğu ortaya çıkmaktadır.
Özetle;Bu turizm çeşidi ile şehrin kalkınması için kafa yoran ne kadar sevdalımızın olduğunu anlamış ve bir o kadar da kalkınma için yol haritaları öğrenmiş olduk.
Tüm arzumuz yerel ve genel seçimlerin 3 yıl ara ile yapılmasıdır.
Diğer kalkınma modelleri bizi uçurmadı, belki bu siyaset turizmi ile havalanabiliriz, bari onu elden kaçırmayalım.