Sırrı Sakık...

Türk'ün "beyaz"ı olur da Kürt'ün olmaz mı?

Bal gibi olur...

Hem de onlarca var.

Alın size işte Sırrı Sakık...

Bir adı da "Beyaz Kürt"

Ankara'daki en popüler isimlerden biridir.

Giyimi kuşamı ile janti bir politikacı.

Kaderin garip cilvesine bakın ki, Sırrı Sakık gibi konfor düşkünü bir adamı Ankara'dan alıp ta Ağrı'ya savurdu!

Milletvekilliğinin gitmesine mi yansın, yoksa Ağrı'da yerel politikaya mecbur kalacağına mı?

Şöhret sahibi biri için en can sıkıcı durum, unutulmak, aranılıp sorulmamaktır.

Sırrı Sakık Ankara'da hemen her gün kamera önündeydi.

Aynı vaziyetin Ağrı'da olması neredeyse mümkün değil. En fazla  kırk yılda bir yolu Ağrı'ya düşen televizyoncular uğrar...

Sırrı Sakık baktı ki bu böyle olmayacak, Ankara'dan bildiği sihirli formülü devreye soktu:

Kazımkarabekir'e saldır, bütün medyada haber ol!

Yerel hizmet açısından son derece geri kalmış bir ilimiz olan Ağrı'da, henüz seçim kazanmış bir belediye başkanı normalde kolları sıvayıp işe koyulması gerekir.

Çünkü Ağrı'nın çok acil belediye hizmetlerine ihtiyacı var.

Sırrı Sakık işin kolayına kaçtı!

Hem üstelik ucuz bir politika izledi.

Şark Fatihi olarak da bilinen ve bu ülkede yediden yetmişe herkesin saygıyla andığı Kazımkarabekir Paşa'ya "vurmak", kısa vadede Sakık'a nasıl bir avantaj sağlar bilinmez ama şurası gerçek ki, Ağrı bu yönetim anlayışı ile bir adım öteye geçemez.

Hoş Sırrı Sakık, "ırkçı" ya da "Kürt düşmanı" dedi diye Karabekir Paşa'nın adına da haklı şöhretine de halel gelmez.

Yaptıkları da ortada, söyledikleri de...

Sırrı Sakık şaşkın ördek gibi tersten daldı.

Amacı medyada kendini hatırlatmaktıysa buna hiç gerek yoktu. Çünkü daha bir kaç gün önce seçim olmuş ve bütün Türkiye Sırrı Sakık'ın Ağrı Belediye Başkanı seçildiğini biliyordu.

Amacı bu değil de, tarihsel bir gerçeğe ışık tutmak ise, fena halde yanıldığı ortada...

Bu ülkede ciddi hiç bir tarihçi Paşa'yı, "Kürt kıyımı" yapmakla itham etmeyi aklının ucundan dahi geçirmez.

Geçirmez. Çünkü Paşa katil değildir.

Bildiğim kadarıyla Sakık da tarihçi değil...

Gerçi bu ülkede ideoloji tapınaklarını tahkim etmek için kimsenin illa da bir konuda uzman olmasına bakılmıyor nasılsa...

Sırrı Sakık da bu anafordan hareketle, bodozlama dalmış oldu.

Paşa'ya söversem, Başbakan da cevap verir.

Nitekim tam da dediği gibi oldu: Başbakan açtı ağzını yumdu gözünü...

Böylelikle anlı-şanlı medyamız Sırrı Sakık gündemine kendini hapsetmiş oldu!

Adam işi biliyor!

Ağrı'da da olsa Ankara'da gündem yaratıyor!

O zaman Sırrı Sakık'a soralım:

Bu malzemeyi tükettikten sonra sırada kim veya ne var?

Belli ki Ağrı'da taş taşın üstüne koymayacaksın; yolunu belli etmiş oldun bir kere!
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Ali Bulut 01 Ocak 1970 02:00

    Ne çabuk unutuldu? Kazım Karabekir`in ismini değil ama kendisini silmek isteyen Atatürk`tü. İftiralarla Kazım Karabekiri tutuklatan kimdi? Partisini kapatan ve bir nevi ev hapsinde tutan kimdi? İdamla yargılayan kimdi?

  • Selami İnce 01 Ocak 1970 02:00

    Veyis beye bir hatırlatma da benden... Sırrı Sakıkın kardeşi 33 erin şehit edilmesi olayında talimatı sizin JITEM komutanlarından almıştı. Başka bir hatırlatma daha Ağrıda ve çevresinde 15 bin vatandaşın bombalanarak öldürülmesi olayı var. Zilan Deresi...Dünyada ve zahiren galip olduğunuz için yalan tarihi de siz yazdınız...

  • veyis 01 Ocak 1970 02:00

    sayın yazar karrdeşi şemdin sakık 33 kardeşimizi şehit etti yazına onu niye ilave etmediniz.

  • Mehmet Çetin 01 Ocak 1970 02:00

    Adam Ağrıda belediye başkanı oldu, Erzurumlu beyaz Türklerin karnı ağrıdı. Sakık tarihçi değil de siz mi tarihçisiniz? Sayın yazar dilin gıybeti olduğu gibi aklında gıybeti vardır ve maalesef bunu gazeteciler çok yapıyor. Konu Kürt, Kürt siyasetçi vb. meseleler olunca mal bulmuş mağribi gibi konuya atlayanlar oluyor çünkü prim yaptırıyor bu konu. Hatırlıyorum yıllar öncede Bolu da bir gazeteci bu Kürt siyasetçileri öldürmek lazım demişti ve gündem olmuştu. Başka bir işgüzar Ankara`da Sakık`ın eşinin cenazesine mezarlıkta yer vermemişti. Dolayısıyla Sakık konuşsa da konuşmasa da, sizlere kul köle olsa, çıkıp padişahım çok yaşa da dese, ağzıyla kuş tutsa, varlığını senin varlığına armağan da etse bir şey değişmeyecek. Bir kere o Kürt hem de BDP`li. Temel sorun bu işte.. Sayın yazar Kürdün beyazı kürt meselesi noktasında Türkün akından pakından evladır. Gel Kürt kardeşlerinin hakkını savun sen de başıma taç ol. Valla yıllardır Türkün beyazı- karası, Müslümanı -laiki, dindarı- dindar olmayanı zulme ortak ve yıllardır sahte kardeşlik naraları atarken, ne olacak biraz da Kürdün beyazı bu konuyu kullansın az da olsa Kürt diyor yav.