Erzurumajans-Mehmet Bekir Başak 2007'de 10 yıl çalıştığı kot taşlama işi nedeniyle silikozise yakalandı. Sürekli buhar makinesine bağlı yaşayan Başak, "İş yeri doktorunun yanına gittiğimizde tedavi etmeden ağrı kesici ve öksürük şurubu verip gönderiyordu. Atölyenin anlaştığı hastaneye gidiyorduk üşütmüşsünüz' diyorlardı ya da yoğurt ye, bir şeyiniz yok iyisiniz' diyorlardı." ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet'ten Barış Önal'ın haberine göre, kot taşlama işçisi Mehmet Ali Bilgiç'in silikozis hastalığı yüzünden yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Bingöl Karlıova'da yaşayan Bilgiç, henüz 37 yaşındaydı ve 10 yıldır tedavi görüyordu. Resmi kayıtlara göre Bilgiç, silikozis yüzünden yaşamını yitiren 74. işçi oldu.
Ağabeyi Ekrem Bilgiç, "Kardeşim hastalandıktan 7 yıl sonra malulen emekli edildi, sadece 3 yıl maaş alabildi. Maaşı tedavisine bile yetmiyordu" dedi. Bilgiç, daha önce iki kuzeninin aynı hastalık nedeniyle öldüğünü, iki akrabasının da silikozis hastası olduğunu söyledi. Bilgiç'in ölümü, Karlıova'da silikozisten 19. ölüm olarak kayıtlara geçti.
10 yıl önce yakalandığı Silikozis hastalığından yaşamını yitiren Mehmet Ali Bilgiç
"KADERLERİNE TERK EDİLİYORLAR"
Temiz Giysi Derneği Başkanı ve silikozis hastası Abdülhalim Demir de kot taşlama işçilerinin kaderlerine bırakıldığını söyleyerek "Kot taşlamada çalışan işçiler için yasa çıkarıldı. Ancak genç yaşta insanları emekli edip kendi kaderlerine bırakmak doğru değil. Devletin bütün işçileri rehabilite edip hayata dahil etmesi gerekirdi" dedi.
GÜNDE 23 İLAÇ KULLANMAK ZORUNDA
Mehmet Bekir Başak 2007'de 10 yıl çalıştığı kot taşlama işi nedeniyle silikozise yakalandı. Birlikte çalıştığı 40 kişiden 8'ini hastalık yüzünden yitirdiğini vurgulayan Başak, 4 yıl önce akciğer ameliyatı oldu. Günde 23 ilaç kullanmak zorunda. Başak, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Sürekli buhar makinesine bağlı yaşıyorum. Makinenin fiyatı 15 bin lira. Bunun 12 bin lirasını devlet karşıladı. Günde 23 ilaç kullanıyorum. Evde gidebileceğim her yerde solunum cihazı var. Dışarıya zaten çıkamıyorum. Çalıştığım atölyede tahliye bacası kapalıydı. Tozu biriktirip 3 defa kullanıyorlardı. Normalde 1 defa kullanılıyor. 1 defa kullanılsaydı insanlar hasta olmazdı. İş güvenlik önlemleri yetersiz. İş yeri doktorunun yanına gittiğimizde tedavi etmeden ağrı kesici ve öksürük şurubu verip gönderiyordu. Atölyenin anlaştığı hastaneye gidiyorduk üşütmüşsünüz' diyorlardı ya da yoğurt ye, bir şeyiniz yok iyisiniz' diyorlardı."
"İLK KEZ TEKSTİLDE SİLİKOZİS TÜRKİYE'DE GÖRÜLDÜ"
Silikozis, sanılanın aksine en fazla kot taşlamada değil en çok madencilerde görülen bir hastalık türü. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi göğüs hastalıkları anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, "Aslında tekstil sektöründe silikozis yok. Ancak dünya tarihinde ilk defa tekstil sektöründe silikozis Türkiye'de görüldü" dedi. Silikozisi önlemenin tek yolunun yasaların doğru uygulanması olduğunu belirten Kılıçaslan, "Bu belli bir maliyet getiriyor. İşveren maliyeti karşılamak istemiyor" diye konuştu.