SağlıkHaber Girişi : 12 Mayıs 2020 21:30

'Şiddetli baş ağrısı inmenin habercisi olabilir'

'Şiddetli baş ağrısı inmenin habercisi olabilir'
Medipol Üniversitesi Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER) Nöroloji Uzmanı Dr. Başak Bolluk Kılıç, 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü kapsamında inmeye karşı alınabilecek önlemleri açıkladı.
Erzurumajans-Nöroloji Uzmanı Dr. Başak Bolluk Kılıç,''İnme belirtileri aniden ortaya çıkar. Yüz, kol veya bacakta hissizlik, kuvvet kaybı, bilinç bulanıklığı, konuşma, görme veya anlamada güçlük, baş dönmesi, denge ve koordinasyon kaybı, şiddetli baş ağrısı gibi durumlarda acilen hastaneye başvurulmalı'' dedi.

Medipol Üniversitesi Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER) Nöroloji Uzmanı Dr. Başak Bolluk Kılıç, 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü kapsamında inmeye karşı alınabilecek önlemleri açıkladı. Dr. Bolluk, inmenin beyine giden kan akımının aniden azalması veya durmasıyla ortaya çıktığını belirterek, ''İnme, beyin damarlarından birinin yırtılıp kanın beyin veya beyin zarları içine kanaması ile de oluşabilir. Bu da ‘beyin kanaması' olarak bilinir. Beynin değişik bölgeleri vücudun değişik fonksiyonlarını kontrol ettiğinden, genelde inmenin oluştuğu beyin bölgesi ve yakın çevresi etkilenir. Etkilenen bölgeye göre konuşma, kas gücü, koordinasyon-denge, görme veya hafızada kayıp ortaya çıkar. Bazı hastalar bu durumdan tam olarak iyileşirken bazı hastalar ağır özürlü olarak yaşamlarına devam eder'' dedi.

''Daha çok erkekler risk altında''

Dünyada yılda 17 milyon kişinin inme geçirdiğini ve yaklaşık 6 milyon kişinin ise inme nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkati çeken Dr. Bolluk, ''Son raporlara göre Türkiye'de beyin damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısı 2016'da 40 bine ulaşmıştır. Bu rakamlar, bütün kazaları dikkate alsak bile, kazalar nedeniyle hayatını kaybedenlerin iki katından fazladır. Yaş ilerledikçe inme riski artar. 55 yaşından sonraki her on yılda bu risk 2 katına çıkar. İnme erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülür” ifadelerini kullandı.

Dr. Bolluk Kılıç, inmeye neden olan risk faktörlerini ise şu şekilde açıkladı: ''Hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi yani kötü kolesterol yüksekliği, atrial fibrilasyon dediğimiz kalpte bir çeşit ritim bozukluğu, kalp hastalıkları, sigara veya alkol kullanımı, obezite, fiziksel hareketsizlik, beslenme alışkanlıkları, henüz belirti vermemiş olan boyun damar tıkanıklıkları inme riskini artırıyor''.

''Baş dönmesi, hissizlik, denge kaybına dikkat''

İnme belirtilerinin aniden ortaya çıkıp, değişkenlik gösterebildiğine de işaret eden Dr. Bolluk, ''Aniden vücudun tek tarafında yüz, kol veya bacakta olan hissizlik, kuvvet kaybı durumunda acilen hastaneye başvurulması gerekiyor. Ayrıca bilinç bulanıklığı, konuşma veya anlamada güçlük, yürüme güçlüğü, baş dönmesi, denge ve koordinasyon kaybı, tek veya iki taraflı görme kaybı, şiddetli baş ağrısı gibi durumlarda da hemen hekime başvurulmalı. İnme tedavisi mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Beyin damarı tıkandığında, beyin dokusunda hasar oluşmaya başlar. Tıkanan damar büyük olduğunda ve süre uzadığında beyin hasarı artar. Bu nedenle, inme söz konusu olduğunda hızlı tedavi erken ve hızlı düzelme demektir'' diye konuştu.

''Çeşitli tedavi yöntemleri var''

Dr. Bolluk, inme tedavisine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: ''Tromboliz, inme belirtileri başladıktan sonra en geç ilk 4.5 saat içinde yapılabilen toplardamar içi pıhtı eritici ilaç uygulamasıdır. Bu tedavi pıhtıyı çözerek kan akışının hızlı ve etkin bir şekilde düzelmesine, dolayısıyla inmenin düzelmesine yardımcı olur. Ancak beyni besleyen ana damarlar pıhtı ile tıkanmış ise bu tedavi yeterli olmaz. Bu durumda trombektomi tedavi dediğimiz anjiyo yöntemiyle tıkanan beyin damarının bulunarak ve özel cihazlarla pıhtının çıkarılması sağlanır. Pıhtının kaynağına yönelik ilaç tedavileri ile de beyin damarlarında inmeye neden olabilecek pıhtı oluşumu ve oluşan kan pıhtıların büyümesi engellenir. Acil inme tedavisi sonrasında hastanın geçirdiği inmenin nedenine yönelik gerekli tüm araştırmalar yapılarak nedene uygun tedavinin uygulanması hastalığın tekrarının önlenmesinde çok önemlidir. Şah damarı endarterektomi tedavisinde de bu damarlarda darlık ya da tıkanma olduğunda boynun ön tarafından açılan bir kesiden, karotis artere ulaşılarak daralmaya yol açan plaklar damar duvarından sıyrılarak temizlenir''.

''İnmeye bağlı parkinsonda ek tedavi şart''

Girişimsel tedavilere de değinen Dr. Bolluk, ''Anjioplasti'de özel bir kateterle kasıktan girilerek beyinde plak nedeniyle daralmış damara olduğu bölgeye ilerlenir. Damarın dar kısmına gelindiğinde, kateterin ucunda bulunan balon şişirilerek damarın daralmış kısmının açılması ve damar çapının genişlemesi sağlanır. Böylelikle beyne giden kan akımında düzelme olur. Stentleme'de ise kasıktan girilen özel kateterle beyindeki damarın plak nedeniyle daralmış bölgesine ulaşılır. Gerekirse kateter üzerinde bulunan balon şişirilerek dar olan kısım genişletilir. Daha sonra damardaki dar bölgeye stent (açılabilir çelikten yapılmış mini kafes) yerleştirilerek damardaki dar bölümün genişlemesi sağlanır. İnmeler beynin hareketi yöneten bazal çekirdekler bölümünü veya bu çekirdeklerle ilişkili yolları etkilendiğinde Parkinson hastalığı, tremor (titreme) veya distoni benzeri klinik tablolar ortaya çıkarabilir. Ancak inmeye bağlı Parkinson, tremor ve distoni tablolarının tedavisi inmeyle ilişkili tedavilere ek olarak bu belirtilerin de tedavisini içermektedir'' açıklamasında bulundu.

''Yaşam tarzını değiştirerek önleyebilirsiniz''

Dr. Bolluk, inme geçirmeden alınacak önlemlerle hastalıktan korunmanın mümkün olduğu belirterek, şu tavsiyeleri verdi: 'Yaş, cinsiyet ve genetik gibi risk faktörlerini değiştirmek mümkün değil. Ama hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği ve obezite gibi risk faktörleri varsa bunları tedavi etmek; sigara ve alkolü bırakmak, egzersiz yapmak inme riskini anlamlı derecede azaltmaktadır. Bunlar değiştirilebilir ve kontrol edilebilir risk faktörleridir. Yaşam tarzında değişiklik yaparak, mesela sigarayı bırakarak, kilo vererek, tuz ve yağı kısıtlayarak, egzersiz yaparak riski azaltabiliriz. Varsa hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi gibi risk faktörlerini doktor kontrolünde tedavi edilmeli ve düzenli takipler yapılmalı. Doktor önerisiyle verilen pıhtılaşma önleyici ilaçları ömür boyu düzenli bir şekilde kullanılmalı''.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.