Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Bahçeli, konuşmasının büyük bir bölümünü İmralı ile yapılan görüşmelere ayırdı.
Erzurumajans-Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Bahçeli,
konuşmasının büyük bir bölümünü İmralı ile yapılan görüşmelere ayırdı.
Parti olarak İmralı ile görüşmeleri ilk defa gündeme getirdiklerinde
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın buna tepki gösterdiğini belirten
Bahçeli, Erdoğan'ın partisinin açık hava toplantısında 'İddia sahibi
iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımın masaya
oturduğunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz' ifadelerini kullandığını
anımsattı.
Bahçeli, "Allah büyük ve adaletlidir. Doğrunun, hakkın
ve haklının yanındadır.Yalancının mumu her zaman yatsıya kadar yanmış,
gizli kapaklı işler kimseyi mutlu etmemiş, pinokyoluk kimseye fayda
sağlamamıştır. Yıllardır soruyoruz, yıllardır sorguluyoruz; İmralı
canisiyle görüşme ve müzakereler hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde
ortaya çıktığına göre şerefsiz kimdir? Şerefsizlik kimin payına ve
hanesine düşmüştür. Şeref dersinde sınıfta çakmışların, her defasında
ikmale kalmışların Türk milletinin ve devletinin şerefini sahiplenmesi
nasıl mümkün olacaktır?Böylesi bir paradoksun içinden nasıl çıkılacak,
batan şeref teknesi bölücülük ummanından nasıl çıkarılacaktır?Sayın
Başbakan gelin önce bonusuyla birlikte epey biriken şu şeref bahsinin
üzerinde duralım ve açıkta kalan şerefsizlik hesabını artık açılmamak
üzere kapatalım. Böylece hak yerini bulsun, bizim payımıza gecikmiş iade
itibarı, sana da yüz kızarıklığı ve bir özür dileme borcu düşsün" diye
konuştu.
İmralı görüşmelerinde Başbakan Erdoğan'ın terörle
mücadele, siyasetle müzakere sözleriyle PKK'nın bir numaralı failini
siyasi mertebesine çıkardığını savunan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Hükümetin İmralı'ya boyun eğmesi, İmralı'daki bebek katilinden sözde
çözüm ve barış adına medet umması tarifi çok zor olacak bir travma ve
alçalma halidir. AKP 30 bin kişinin kanını elinde taşıyan bir terör
mahkumundan insaf merhamet ve icazet beklemektedir. İmralı'nın ayağına
gidenler, Genellkurmay Başkanlığı yapan 80 yaşını aşmış birisinin
onlarca polis nezaretinde Ankara'ya getirmekten ne tuhaftır ki
utanmamışlardır. Türk askeri gözetimde, terörist ise her tarafta
seferdedir."
Kendilerinden İmralı için destek isteyenlere yanıt
veren Bahçeli, "Palavracılar, tufeyliler, yanar dönerler işbaşı yapmış,
müzakereleri masumlaştırmaya soyunmuşlardır. Taklit akıl ve transfer
metodlarla tepki ve direnişleri törpüleyeceklerini hesaplamışlar, fakat
yanlış hesabın Milliyetçi Hareket'ten döneceğini tahmin edememişlerdir:
üstelik bir de partimizin İmralı müzakerelerine destek olması
gerektiğini söyleyecek kadar zeka ve basiret yoksunu olduklarını
ispatlamışlardır. Ama hala bir şansları vardı. Ne zaman ki okyanuslar
kuruyup çöle dönerse, bel ki o zaman bu dilekleri gerçekleşebilecek ve
aradıklarının bulabileceklerdir" diye konuştu.
Bahçeli,
partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmanın büyük
bölümünü İmralı ile başlayan görüşme sürecine ayırdı. Müzakere ve
müzakereden sızan başlıkların 'ihanetin daniskası' olduğunu savunan
Bahçeli, "Türkiye'nin çökmesi, Türk milletinin parçalanması için daha ne
yapılacak, daha neler uygulamaya koyulacaktır? Peki, şehitlerimiz boşa
mı mücadele etmiş, analarımız boş yere mi evlatlarını kaybetmiştir?
Bundan sonra sınırda nöbet bekleyen, dağda devriye gezen ve vatan ve
bayrak müdafaasını her türlü olumsuz şartta yapan Mehmetçiğe, polise,
korucuya ne diyeceğiz, neyi bahane olarak ileri süreceğiz? 'Recep Tayyip
Erdoğan'la, Abdullah Öcalan ve arkalarında duran küresel yardakçıları
bölünmemizi, ayrılmamızı buyurdular, ne yapalım buna rıza gösterin' mi
diyeceğiz?" diye konuştu.
"İDAMDAN BAHSEDEN SEN DEĞİL MİYDİN?"
Başbakan Erdoğan'ın böylesi bir ortamda Afrika'ya gitmesini eleştiren Bahçeli, Başbakan'a şöyle seslendi:
"Söyler
misin bize, partine yüzde 50 oy vermiş aziz milletimiz, PKK'yı temize
çıkar, teröristleri akla, İmralı mahkumuna ipleri ver mi diye arkanda
durmuştur? Daha düne kadar idamdan bahseden sen değil miydin? 2007
tarihinde Erzurum'dan attığım urganı, 5 yıl sonra Ankara Kızılcıhamam'da
kapan sen değil miydin? Kısa süre öncesine kadar teröristlerle
kucaklaşan BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmaktan
bahseden yine sen değil miydin? 'Ben olsam asardım' dediğinle bugün
yanak yanağasın, kucak kucağasın ve fiili eşbaşkanlık içindesin. Ne
değişmiştir de dün ak dediğine bugün kara, dün eğri dediğine bugün
doğru, dün öyle dediğine bugün böyle demektesin. Başbakan'ın kafasına
kimler girmiş, başkanlık vaadiyle aklını kimler çelmiştir? Kendisini
Başkan, İmralı canisini de sözde Kürdistan'a baş mı yapacaktır? Bu
olanlar, bu ihtimaller ihanetin, rezaletin yanında inanın bana hafif
kalacaktır. Bu olan biten Türk milletinin başına gelebilecek en büyük
beladır."
"CHP ROL KAPMAYA ÇALIŞIYOR"
"Kimliği defolu,
zihniyeti küflü, millet bilinci sorunlu, milliyet sevgisi noksan"
olanların birleşip İmralı'da buluştuğunu söyleyen Bahçeli, isim vermeden
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a tepki gösterdi. Bahçeli, "Başbakan
ve partisi, Türkiye Cumhuriyeti'ne misilleme yapmakta, 'ben de olsam
dağa çıkardım' ifadeleriyle intikam almaktadır. PKK terörü ve İmralı
canisi, Türk milletinden ve Türk devletinden hınçla bedel istemekte,
diyet ödetmek için ellerini ovuşturmaktadır" dedi.
CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürece ilişkin açıklamalarını da
eleştiren Bahçeli, "Ana muhalefet partisi CHP, 'komşuda pişer, bize de
düşer' mantığıyla AKP ve PKK'nın ihanet yarışına sözüm ona kredi açarak,'ön yargılı değiliz' diyerek rol kapmaya çalışmaktadır" diye konuştu.
Bahçeli,BDP'nin ise, "tecridi kaldırılan terörist başıyla huşu içinde
görüşmekte, saçlarının ve bıyıklarının beyazladığını ifade ederek insani
bir portre çizmeye kalkışmakta" olduğunu söyledi.
TATLISES DE NASİBİNİ ALDI
Bahçeli'nin
eleştirilerinden ünlü şarkıcı İbrahim Tatlıses de nasibini aldı.
Bahçeli, "Milletimizin yakından tanıdığı Urfalı bir türkücü bile, sanal
ortam vasıtasıyla, insan sevdalısı bir sanatçı olduğunu ileri sürerek,
özlediği barış yolunun önüne hendek değil, köprü kurulmasını
istemektedir. Bu köprünün altından şehit kanı aktığını, karşı tarafında
ise Kandil ve İmralı olduğunu ya anlamamakta ya da anladığı halde bundan
bozuk zihniyeti gereğince gocunmamaktadır" diye konuştu.
"MUZ CUMHURİYETİNİN Mİ BAŞBAKANISIN?"
Başbakan
Erdoğan'ın hâlâ sorumluluğu devlete atmaya çabaladığını savunan ve
kendilerinin görüşmediğini beyan ettiğini belirten Bahçeli, "Sayın
Başbakan, merak etmekteyiz ki, sen muz cumhuriyetinin mi başbakanısın?
Yoksa Patagonya'dan mı geldin, Tanzaya'dan mı göç ettin? Senin ve
hükümetinin talimatı olmadan Türk milletine düşman olan bir terör
suçlusuyla görüşülüyorsa Türkiye yanmış, bitmiş ve kül olmuş demektir. O
halde başbakanlık görevinden hiç bahsetmemen ve hemen evinin yolunu
tutman, en iyi ve mantıklı çıkar yol olacaktır. Bu zihniyet hâlâ
istismar peşindedir, hâlâ kaçak güreşmektedir" dedi.
"ÇÖZÜM PLANINIZ ÖZERKLİK Mİ, BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN MI?"
Başbakan Erdoğan'a tavsiyesi olduğunu belirten Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
"Başbakan
Erdoğan'a bir tavsiyemiz ve teklifimiz vardır. Nereye çalıştığı,
kimlerin acenteliğini yaptığı aşağı yukarı malumumuz olan Cengiz
Çandar'ın moderatörlüğünde, İmralı adasında terörist başıyla birlikte
uygun bulacağınız bir televizyon kanalına birlikte katılınız. Sorundan
ne anladığınızı, terörü nasıl tarif ettiğinizi şeffaf ve direkt bir
şekilde aziz milletimizle paylaşınız. Sorunun teşhisinde uzlaşırsanız,
bu defa da çözümden ne beklediğinizi ve çözümle neyi kast ettiğinizi
müştereken açıklayınız. Çözüm olarak planladığınız önce özeklik, sonra
federasyon mudur? Yoksa siz bağımsız Kürdistan'a mı çözüm diyorsunuz?
Türk milletinin etnik kimliklere taksimi, vatanın ortadan ikiye
ayrılması size göre çözümün bir parçası mıdır? Dağa piknik yapmak için
çıkmadıklarını, 12 kötü adamın en kıdemlisinden birisi olan gazeteci
Hasan Cemal'e itiraf eden yılan başı ve çetesi, hangi tavizlerle silah
bırakacak ve hangi yollarla Avustralya'ya gönderilecektir? Bunlarla
ilgili hazırlıklarınız nelerdir, anlaştığınız ve uzlaşmaya vardığınız
hususlar nelerden ibarettir? Bize göre çözüm de, çare de bellidir. Önce
PKK'nın tüm militanları silahlarıyla birlikte teslim alınacak veya
teslim olacaklardır. Sonra haklarında Türk adaletinin vereceğe hükme
razı geleceklerdir. Böylelikle Türk milletine yapılan saldırılar,
ihanetler cezasız bırakılmayacaktır."
"İMRALI, TÜRK MİLLETİNİN AZAMETİYLE SARSILMALI"
MHP
olarak terörle mücadeleden anladıklarının, PKK'ya kapılanmak ve 'dile
benden ne dilersen' türünden azciyet ve çürümüşlüğe onay vermek
olmadığını ifade eden Bahçeli, "Terörle mücadele, örgütün son
militanının tesirsiz hale getirilesiye kadar sürdürülmeli; Kandil,
Barzani ve İmralı Türk milletinin azametiyle sarsılmalıdır. Aksi halde
iblise ruhunu ve fikrini ipotek ettirenler zafer kazanacak ve
şehitlerimizin kemikleri Allah muhafaza ama böyle giderse sızlayacaktır.
Vatan evlatlarının kanının yerde kalmasına, kardeşliğimizin bozulmasına
ve milletimize bölünme zehri içirilmesine tahammülümüz yoktur.
Bölücülük biberonundan kana kana içen süt kardeşlerin galibiyet çığlığı
atmalarına müsamahamız ve iznimiz asla olmayacaktır" diye konuştu.
"BÖLÜNME İÇİN ÜÇ AŞAMA" İDDİASI
Bahçeli,AK Parti hükümetini eleştirerek, "Anlaşıldığı kadarıyla Türkiye'nin
yıkılması, Türk milletinin bölünmesi amacıyla kavramsallaştırılan yıkım
yolunun kısa vadeli birinci aşamasında, PKK dayatmalarının hayata
geçirilmesinin psikolojik alt yapısı hazırlanacak, bu konuda köprü
görevi görecek idari ve yasal düzenlemeler hayata geçirilecektir. Türk
kavramının engellenmesine yönelik girişimler için idari adımlar ve
İmralı canisinin hapishane koşullarının iyileştirilmesi bu ilk aşamada
gündeme gelecektir. Orta vadeli ikinci aşamada, kanun değişikliği
gerektiren konularda düzenlemeler yapılacak ve TBMM ihanete ortak
edilmeye çalışılacaktır. Üçüncü ve son aşamada ise anayasa
değişikliklerinin gündeme taşınacağı ve eğer mümkün olursa üniter
yapısının bozularak bölünmesi temin edilmiş olacaktır. Gelişmeler bize
bunları işaret etmekte, bunları göstermektedir" dedi.
"BIÇAK KEMİĞE DAYANMIŞTIR"
"Türk
milli kimliğinin değiştirilmesi, ikinci bir dilin seçmeli dersten
ileriye taşınarak eğitim dili haline gelmesi ve Avrupa Yerel Yönetimler
Özerklik Şartı'nın kabul edilmesi eşliğinde yerel yönetimlerin
yetkilerinin artırılmasıyla federasyona zemin hazırlanmasının taksit
taksit karşılanacağını" ifade eden Bahçeli, "Türkiye'nin bu yükü
taşımaya artık mecali kalmamış, bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır" dedi.
İmralı
ile daha önce de görüşüldüğünü söyleyen Bahçeli, "Yeni olan;
Başbakan'ın pervasızlığı, hükümetinin şuursuzluğu ve meseleyi sıradan
görerek topluma artan ölçekte kabul ettirmeye gayret etmesidir. Artık
Türkiye, terörle masaya oturmayı saklama ve gizleme gereği bile
duymayan, bu yöndeki tepkilere aldırış dahi etmeyen vicdan ve hamiyet
fukaralığıyla bire bir muhataptır. Başbakan Erdoğan çizmeyi aşmış, eşiği
geçmiş ve bölücü terörün kanlı limanına hükümetini demirlemiştir.
İmralı canisi, Kandil'deki çetesi, peşmerge başı ve Başbakan pazarlık
masasına oturarak Türk milletinin geleceği hakkında kumar oynamaya
başlamışlardır" diye konuştu.
"PKK VURDU, AK PARTİ BAKTI"
Habur'daki manzaranın hiç unutulmayacağını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
"Şu
işe bakınız ki, sevinç ve hürmetle karşılanan katillerin eylem ve örgüt
arkadaşları; kan dökmeye, can almaya ve birliğimize kıymaya devam
etmişlerdir. Başbakan'ın 'süreci sil baştan yaparız' türünden
sızlanmaları, suya sabuna dokunmayan kuru gürültüleri, nafile
açıklamalar olarak kalmaya mahkum olmuş, PKK'nın fendi AKP'yi ne
hazindir ki yenmiştir. Kandil şebekesi AKP'yi tuş etmiş, müzakere
afyonunu himayecisi Peşmerge başıyla doğrudan doğruya zerk etmiştir.
İlerleyen süreçte 'analar ağlamasın' propagandası yapan blok çökmüş, her
gün omuzlara alınan şehitler Türk milletini mateme boğmuştur. PKK
vurmuş, AKP bakmıştır. PKK saldırmış, AKP şaşmıştır. PKK bombalamış, AKP
bocalamıştır. PKK kurşunlamış, mayınlamış; AKP yerin dibine batmış, ama
olan Türk milletine olmuştur."