Millet
olarak şoşartmayı seven bir yapımız vardır. Hal böyle olunca,
"...yeniden kendi yerimizdeyiz" şeklindeki afiş, zaten köpürmeye meyilli
dedikoduyu büsbütün azdırdı:
"Mehmet Sekmen, Kale'nin etrafının
açılması projesinden vazgeçti. Bu yüzden de cadde üzerindeki dükkânlar
boşaltılmıyor, boşaltılmış olanlar ise yeniden açılıyor."
Peki böyle mi?
Gerçekten Mehmet Sekmen, Kale'nin etrafındaki kamulaştırma projesinden vaz mı geçti?
Bu
durumda izlenecek yol belli. Ne asılan "yeniden kendi yerimizdeyiz"
şeklindeki afişe takılıp kalmak doğru, ne de çarşıyı karıştıran
dedikoduya aldırmak.
Doğrudan muhatabına sormak lazım...
Biz de öyle yaptık.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'e dün sorduk:
"Bu iddiaların doğruluk payı var mı?"
Sekmen, hiç düşünmeden tek kelimelik cevap verdi:
"Hayır"
Devam ettik:
"Tamam
da sayın Başkan mağazanın biri yeniden yerimizdeyiz diye afiş asmış,
ötekiler zaten hiç boşaltmamıştı. Esnaf da artık inanıyor ki bu
mağazalar kamulaştırılmayacak."
Başkan anlattı:
"Belediye
olarak o projeden vazgeçmemizin imkânı yok. O iş bitmiş. Kale'nin etrafı
açılacak. Kaldı ki bizim kimseye ne böyle bir taahhüdümüz var, ne de
projeye dair başka bir düşüncemiz. Her şey bitmiş, parası bile ayrılmış.
Dolayısıyla Kale'nin etrafına yapılacak kamulaştırma en kısa sürede
gerçekleşecek."
Evet...
Mehmet Sekmen'in dün bize söyledikleri bunlardı.
Bu sebeple, ne asılan afişin pratik bir karşılığı var, ne de söylentilerin...
Erzurum'un göbeğinde ucube gibi duran o çarpık yapılaşma temizlenecek.
Kaldı
ki bu proje birilerinin sandığı gibi belediyenin kendiliğinden icat
ettiği bir şey değildir. Kale'nin açılmasını Kültür Bakanlığı istiyor.
Belediye yalnızca kaynağını bile merkezi hükümetin sağladığı bir projeyi
icra ediyor o kadar...
İşin bu kadar uzaması ise, önceki yönetimin işbilmezliği yüzündendir.
Küçükler en az on defa açıklama yapmıştı, "Kale'nin etrafını filan gün sökmeye başlıyoruz" diye...
Ve her defasında o söz boş çıkmıştı.
Sonunda küçük bir kartopu çığa dönüştü ve o çığ da bugün Mehmet Sekmen'in karşısına gelip dayandı.
En az iki yıl önce sökülmesi gereken yerler, akla sığmaz hesaplar yüzünden bugünlere kaldı.
Erzurum'la
beraber kentsel dönüşüm çalışmalarına başlayan şehirlerin tamamı
neredeyse işin sonuna geldi. Biz ise, Yakutiye'nin ve biraz da
Aziziye'nin dışında kentsel dönüşüm namına bir başarı elde edemedik.
Bunun yegâne sorumlusu da önceki dönemdir.
Çekirdek
Erzurum dediğimiz eski Erzurum bugün böyle virane halde kaldıysa bunda
ne Ankara'nın suçu var, ne de mesken sahiplerinin...
Para da vardı, yetki de...
Ama...
Büyükşehir Belediyesi'ni yöneten iradede üç şey eksikti:
Samimiyet, beceri ve cesaret...
Erzurum bugün kentsel dönüşümde sınıfta kalmış bir şehirse, bunun sebebi işte o anlayış ve tutarsız yönetim biçimidir.
Bu memleketin zaten on yılı heba oldu gitti.
Artık boşa uçuracak bir on yılımız daha yok.
Şu beş yılda ya yeniden ayağa kalkıp koşmaya başlayacağız yahut da bir daha dirilmemek üzere batıp gideceğiz.
Mehmet Sekmen'in önünde ikinci bir yol bulunmuyor.
Erzurum
geçen on yıl içinde kentsel dönüşüm, altyapı ve benzer sorunlarını
çözüm yoluna sokmuş olsaydı, Mehmet Sekmen şimdi bunlarla boğuşmak
yerine, sürekli dillendirdiği mega projelere odaklanmış olacaktı.
Kabul edelim ki Sekmen'in işi sanıldığından da zor.
Fakat zoru başarmaktan başka da çaresi yok.
Erzurum bu zilletten ve garabetten kurtulacak.
- Osman Ağa 01 Ocak 1970 02:00
Kentsel dönüşüm diyenler Terminal caddesinde 1- Miraç Camiinin yanına sokuşturulan binaya baksın orada bir sorun göremeyenlerde hemen aşağısındaki Mehmet akif camii yanına dikilen ve ancak bir aracın geçebileceği sokağın yanına yapılan yeni binaya baksın ! Bu memelekete ne belediye başkanı geldi nede insaflı mütahit, mühendis nede HALK... Yazık lütfen basın mensupları dediğim yerleri gelip bir gezsin şehir nasıl katlediliyor görsün.