Hafızalarınızın tozunu alayım.
İnşaat sektörünün maestrosuydu.
Demir parmaklıklar ardına düşünceye kadar şehirde 10 bine yakın konut yapmıştı.
Ucuza mal ediyor, ucuza satıyor, dar gelirlilerin yüzünü güldürüyordu.
Daha fazla konut yapayım dedi, İmar İskân’a el attı.
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler de, “tamam” dedi, Türkiye’de bir ilk olacaktı.
Kentsel Dönüşüm yapıldı.
‘Büyükşehir ortaklığıyla…’ denildi, billboardlar süslendi.
Dedim ya, Türkiye’de bir ilk olacaktı, haliyle Başkan Küçükler, ekranlardan inmiyor, gazete manşetlerinde projeyi anlatıyordu.
Kollar sıvandı, önce İmar İskân konutları yıkıldı, ardından temeller atıldı.
Beton kalıp sistemiyle 14 katlı, 11 blok yükseliverdi.
Seçim oldu.
Küçükler gitti, Mehmet Sekmen geldi.
Göreve başladıktan 6-7 ay sonra “Buranın ruhsatı, projesi yok” dedi, inşaatı durdurdu.
Hak sahipleri ayağa kalktı, siyasiler devreye girdi.
Formül aranıyordu.
Bu sırada Sayın Mehmet Sekmen Er-Konut’u kuruyordu!
Formül aranıyordu dedim ya, sabrı kalmamıştı insanların.
Belirsizlik huzursuzluğu getirmiş, hak sahipleri sokağa taşmıştı.
Kimi cop, kimi biber gazı yedi.
Bir ara inşaata yeniden başlandı, kurbanlar kesildi.
Ama Büyükşehir hala ruhsat vermemişti.
Kapalı kapılar ardından ne oldu, ne bitti bilinmez ama…
O gün inşaat, bir daha başlamamak üzere durduruldu.
Mahkemeler, davalar, duruşmalar derken, müteahhit Ahmet Metin Karadayı beraat etti.
“Beni bırakın, bu inşaatı bitireyim” diyen Karadayı, Hasan-ı Basri Konutlarını maket üzerinden sattığı gerekçesiyle 386 yıl 11 ay ceza aldı, cezaevine girdi.
İş tamamen yılan hikâyesine dönmüştü.
Müteahhit suçsuzsa, inşaat niye yarım kalmıştı, suçlu kimdi?
Binin üzerinde insanın mağduriyeti nasıl giderilecekti?
Daha nice soru cevap bulamamışken, yıllar sonra karar çıktı ve Büyükşehir yüzde 30 kusurlu bulundu.
Mağdurlar ödedikleri paranın hiç değilse yüzde 30’unu kurtarabileceklerdi.
Aslında mağdurlar paralarını değil, evlerini istiyorlardı.
Hatta bir ara inşaatın devam ettirilmesi büyük bir beklentiye dönüşmüştü ki, Başkan Mehmet Sekmen, “Depreme dayanıksız” dedi.
İddialar, tartışmalar, raporlar...
İş makineleri New City’nin beton blokları üzerine çıktı, depreme dayanıksız denilen bloklar 200 güne zor yıkıldı.
Ev sahibi olmak isteyen insanların hayalleriyle birlikte arsayı dümdüz ettiler.
Sonra bir baktık ki, aynı arsada yine çok katlı iki blok yükseliyor.
Sıkı durun! Şimdi yeni gelişmeleri paylaşıyorum.
Alacaklı birinin şikâyeti üzerine mahkeme ‘Yürütmeyi Durdurma’ kararı verdi.
Kimin ne arsası, payı varsa ortaya çıksın diye “Kök parsellere döneceksiniz” denildi.
Ağlayanın malı bu, ahı tuttu mağdurların.
İşler iyice arap saçına döndü.
Tabi Büyükşehir, bu işin içinden nasıl çıkılır bilinmez ama ilk hamlesini yaptı.
Yine sıkı durun.
Sanki tek suçlu oymuş gibi Büyükşehir Belediye eski Başkanı Ahmet Küçükler’e rücu davası açıldı.
Yıllar sonra!
Üstelik seçim yaklaşırken!
Zamanlama manidar değil mi?
Şimdi bu duruma hem AK Parti Genel Merkezi hem de İl Teşkilatı nasıl bir tavır alır, merak konusu.
Ama bildiğim bir şey var ki, Sayın Ahmet Küçükler akıllı adamdır.
Sayın Sekmen’in bu hamlesini karşılıksız bırakmaz.
Bu yazı da burada bitmez!
386 yıl mı şakamı bu
Bir gün bu millet uyanir mi çok merak ediyorum Karadayı Erzurum?da ev piyasasını alt seviyeler de tutan ve çoğu kişiyi ev sahibi yapan Karadayı ya sahip cıkamadi hani bizim. Milliyetçiliğimiz Burda yapı denetim yok mu adam ıygun olmayan bir iş yapıyorsa neden müdahale etmediler kapi pencere takılan binalari yerle bir ettiler Allah sorsun yazık günah