Hataları ve sevaplarıyla yakın tarihimizde, ifrat ve tefrit arasında çokça tartışılan bir kahraman ve bir büyük asker Enver Paşa... Canakkale Savaşı'nın ve bu şanlı destanın hazırlayıcısı ve çok genç denilecek bir yaşta yıldızı parlayan bir kurmay ve ordularımızın başkomutan vekili Enver Paşa... Nâciye Sultan'ın zevci ve damad-ı şehriyâr Enver Paşa... Türkistan serüveninde,Tacikistanlıların "burada bir garip Osmanlı Paşası yatıyor" dedikleri Enver Paşa'nın, Belcivan Dağları eteklerinde Çegan Tepesi'nde bir kurban bayramı gününün sabahında şehit edilişinin yıl dönümünde, hâtırası önünde saygıyla eğilirken, bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum. Enver Paşa, teenniyle hareket etmemekten kaynaklı bazı hatalarına rağmen, milletimizin gönlünde içten bir sevgiyle taht kuran bir kahraman...
Erzurum eski milletvekili ve değerli bir ağabeyimiz Rahmetli Nevzat Kösoğlu, Enver Paşa isimli eserinde; "Osmanlının kuruluşu gibi, yıkılışı da bir destandır. Yıkılış destanının kahraman neslinin bayraktarı Enver Paşa'dır"der. Enver Paşa'nın şehit ediliş haberi Atatürk'e ulaştığında, bu yiğit ve cesur kahraman için: "Enver Paşa, bir güneş gibi doğdu ve bir grup ihtişâmiyle battı. Arasını tarih yazacak" sözleriyle, onun vatan-severlikte ölçü ve sınır tanımaz bir büyük kahraman olduğuna ait hakkını beliğ bir ifâdeyle teslim ederek, tarihe bir not düşer... İttihat ve Terakki'nin önde gelen büyüklerinden Dr. Nâzım ise, "O hataları yüzünden,Türk milleti uğruna hayatını fedâ ederek can veren bir büyuk şehittir." der...
Sarıkamış felâketinin sorumluluğunu ona yükleyenler, nedense Balkan savaşlarında dört ayda dağılan ve perişân edilen orduyu alaylılardan arındırarak, kısa sürede disipline eden emeğini ve ardında gerçekleşen Çanakale zaferindeki olağanüstü hizmetlerini bir türlü görmezden gelirler. Sakat bir tarih okuma biçimi ve tarihten ideoloji devşirme yerine, tarihi anlamak ve sonuçlar çıkarmak için okuyabilirsek, ancak o halde hakikati kavrayabiliriz. Ülkemize hizmetleri olmuş tarihsel kahramanlarımız, yaptıklarıyla irdelenmeli ve asla seviye düşürülerek birbirleriyle yarıştırılması yoluna tevesül edilmemeli... Tarih, zâten milletimizin kaderinde yer alan bu şahsiyetler için, hükmünü icrâ eder ve "Kralın hakkını krala, Sezar'în hakkını Sezar"a verir.
"Gazi-i namdâr; şehid-i alâ" Enver Paşa'nın mezarı taşınmayıp keşke garip bir şekilde uğruna şehit düştüğu Belçivan dağları eteklerinde ve o topraklarda kalsaydı. O topraklarda medfûn olduğu türbe daha tarihsel ve daha duygusal ve anlâmlı bir anıt-mezar olurdu diye düşünürüm...
Vatan ve Turan yolunda ve hayàtının baharında şehit düşen bu koçak-yiğit Türk evlâdını, hayırla yâd ederken, ruhu şâd ve mekânı cennet olsun diyorum.