Sebahattin Bey'in ardından...

Ne mutlu o kişilere ki öldükten sonra da, eserleriyle yaşamaya devam eder, insanlara örnek olmayı sürdürürler.

Tıpkı Sebahattin Eryurt gibi...

Dün haber ajansları geçti, Erzurum eski milletvekillerinden Sebahattin Eryurt 95 yaşında öldü.

Haber bir cümleydi ama Sebahattin Bey'in 95 yıla sığan numune hayatı, hizmetleri, çalışmaları ve vatanseverliği ciltler dolduracak kadar zengindi.

Tanıyanlar için hatırlatma, tanımayanlar için de özet bilgi olsun diye, rahmetlinin ardından birkaç kelam da biz edelim.

Sebahattin Eryurt kimdi?

Erzurum Barosu'nun efsane başkanı Abdülkadir Eryurt'un küçük kardeşi, eski parlamenter ve bir zamanların ünlü yargıcı...

Sadece bu kadar mı?

Olur mu hiç...

Hayır hizmetlerine ve eğitime adanmış bir ömrün adıdır O...

Sebahattin Eryurt...

12 Eylül askeri darbesinden sonra kurulan Milliyetçi Demokrat Parti (Turgut Sunalp'ın horuz partisi. Horuz denilmesinin nedeni de partinin ambleminin horuz olmasıydı) Erzurum milletvekili seçildi.

Yıl 1983'tü... Silahların gölgesinde yapılan o seçime, rahmetli Turgut Özal'ın ANAP'ı, (merkez sağı temsil ediyordu) emekli general Turgut Sunalp'ın Milliyetçi Demokrat Partisi, (MDP daha çok askerin ve bürokrasinin partisiymiş gibi algılandı) sol'u temsilen de Köksal Calp'ın Halkçı Parti'si girebildi.

Rahmetli Erbakan, rahmetli Türkeş, rahmetli Ecevit ve şu sıralar Azerbaycan'ı ziyaret eden Demirel, darbecilerden "kırmızı kart" yedikleri için, siyasetten de seçimden de uzaktaydılar.

Özal, askerin güçlü presine ve Kenan Paşa'nın tüm çalımlarına rağmen 83 seçimlerinin galibi olmayı başardı. Çünkü halk, askerin siyaseti vesayet altına almasına rıza göstermemişti.

Aynı halk darbeyi alkışladı ama darbecilerin işaret ettiği lideri başbakan seçmedi.

O seçimde Erzurum'un 7 milletvekili vardı.

4'ü, ANAP'tan seçildi. Ki, bunlar merhum Sebahattin Aras, İlhan Aras, Togay Gemalmaz ve Rıfkı Yaylalı'ydı.

2'si de Milliyetçi Demokrat Parti'den. Onlar da Sebahattin Eryurt ve Ebubekir Akay'dı

7'nci vekilimiz ise, Halkçı Parti'den kazandı. Erzurum halkının yakından tanıdığı bir isim olan belediye eski başkanı Hilmi Nalbantoğlu'ydu.

Sebahattin Bey de tıpkı kardeşi Abdülkadir Bey gibi hem eski bir yargı mensubu, hem de aristokrattı. Belki de bu yüzden her iki kardeş de siyaseti sevmedi ve uzun soluklu siyaset yapmadı.

Rahmetlinin memuriyet hayatının çoğu Ankara'da geçti. Önce Adalet Bakanlığı'nda genel müdürlük sonra da Yargıtay da seneler boyu süren üyelik...

Sebebi neydi şimdi hatırlamıyorum ancak bildiğim kadarıyla Sebahattin Eryurt, MDP'de uzun zaman kalmadı. Partisinden istifa edip ANAP'a katılmıştı.

Hasankale eşrafındandı...

Hayatı boyunca kazandığı parayı mala mülke yatırmak yerine hayır işlerine ve eğitime harcardı.

Rahmetli son olarak yaklaşık 4 yıl önce, o dönemin milli eğitim müdürü Fevzi Budak'ın da önerisi ile Şükrüpaşa Mahallesi'ne anaokulu, memleketi Hasankale'ye de 100 kişilik öğrenci yurdu yaptırdı.

Hafızam beni yanıltmıyorsa o günün parası 800 bin lira vermişti.

Hatta bu bağışla ilgili Fevzi Hoca şu hatırasını nakleder:

Sebahattin Bey, Fevzi Hoca'ya diyor ki, "Ankara'dan birileri bana gelip yardım istediler. Ben de onlara dedim ki, ben Erzurum'a okul ve yurt yaptıracağım. Nasılsa Ankara'nın sahibi de hamisi de çok, ama Erzurum ihtiyaç sahibidir. Beni mazur görünüz."

Rahmetlinin bağışları da hizmetleri de elbette ki bununla sınırlı değil.

Gençlerin elinden tutup, onların yüksek tahsil yapması için ölene kadar mücadele verdi.

Memleketine karşı hep sevgi ve özlem besledi.

Vatanına ve devletine sevdalı bir yargıç ve sözünü esirgemeyen bir dadaştı.

Her fani gibi Sebahattin Bey de Hakk'a yürüdü.

Allah mekânını cennet etsin.

Kendi gitti ardından eserleri ve hizmetleri kaldı.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.