Değerli eğitimci, yazar dostum sevgili Murat Ertaş'ın Kardelen TV'de ki Fırfırik'i konu alan Divit Kalemproğramında söyledim. 'Yazı yazarken en büyük sermayem, yaşamışlıklarımdı' demiştim. Doğrusu bu yazı-cızı dünyasında da beslendiğin kanallar işte genelde yaşamışlıkların oluyor! Ee biraz da eliniz kalem tutuyorsa, yazmak kadar güzel ve de kolay bir şey yok. Bugün de yine gündemdeki seçimle ilgili hem de dolu dolu yaşadığım bir hadiseyi sizlere aktarmayı hedeflerken, aslında 'ön seçim'in ve dolayısıyla 'parti içi demokrasi'nin en güzel bir örneğini de bilgilerinize sunayım istedim!
***
Nihat Kitapçı'dan,Necati Güllülü'ye, Mehmet Ali Ünal'dan Ersan Gemalmaz'a,Ersan Gemalmaz'dan Mahmut Uykusuz'a, Mahmut Uykusuz'dan Ahmet Küçükler'e kadar 6 Belediye Başkanı tanıdım. Her birisi ile ilgili çalıştığım gazetelerde sayısız haber ve röportaj yaptım. Genelde çok tatlı anılarımın olduğu bu belediye başkanlar arasında biri var ki, gerçekten o koltuğa gelişi ile bende derin bir 'iz' bıraktı. Sakın yanlış anlamayın! Gelmesi değil, 'geliş şekli' beni daha çok etkiledi. Ve ben 30 yıla yaklaşan çalışma hayatımda ben ilk defa bir belediye başkanının böylesine demokratik bir şekilde, partili tabana dayalı, genel merkezi sıkıntıya sokmayan ve de sonucuna herkesin katlanmak ve saygı duyduğu bir şekilde o koltuğu hakettiğini gördüm. Fazla merakta bırakmayayım. Evet. O kişi Mehmet Ali Ünal'dı! Yıl da 1989 yılıydı!
***
Çalıştığım Türkiye Gazetesi'nde o dönem şehir haberlerine büyük yer verildiğinden ve ben de genelde DYP'den sorumlu olduğumdan o dönem Belediye Başkanlığına aday adayı olan M.Ali Ünal'ı da elbette takibe almıştım. Tıpkı partide her biri önemli bir yer teşkil eden diğer aday adaylarıSadullah Kaya'yı, Niyazi Katkat'ı, Süreyya Polat'ı takip ettiğim gibi. Her biri potansiyel bir belediye başkanı olan bu isimler, 'kıran kırana' bir ön seçim yaşadılar. Süleyman Demirel'in Genel başkanlığındaki Doğru Yol Partisi'nde, bakıldı ki iş genel merkezi aşmış, 'er meydanı' dendi ve sandık konuldu. Evet! DYP'nin adayı ön seçimle belli olacaktı ve kaybeden, kazananın yanında yeralacaktı. Ve o sandık da dün gibi hatırlıyorum, Şair Nef'i Ortaokulu'nda konulmuştu! Hem de İlçe Seçim Kurulu'ndan hakem nezaretinde bir seçim.. 'Seçim gibi seçim' yani..
***
Kıran kırana bir seçim olmuştu. Bir aylık çalışma sonrasında 2 bine yakın partili sandık başına gitmiş ve belediye başkan adayını belirlemişti. Ben gün boyu bu seçimi takip ettim. Genel seçim gibi bir ön seçim oluyordu. Doğrusu Erzurum da bu seçime kilitlenmişti. Seçimin yapıldığı Şair Nef'i Ortaokulu'nun bahçesinde seyyar satıcılar bile vardı. Öylesine bir ilgi olmuştu ki, o önseçimin ilk kazananı o seyyar satıcılar olmuştu. Seçimi merak edenler arasında da o zamanın Belediye Başkanı olan ve o seçimde de yeniden aday gösterilen ANAP'lı Necati Güllülü de vardı! Gerçi ön seçimin İnşaat Mühendisi Mehmet Ali Ünal ile Avukat Sadullah Kaya arasında geçeceği biliniyordu. Öyle de oldu. Akşam sandıklar açılmıştı ve o iki isim ilk 2'yi oluşturuyordu. Ama listenin en başında Mehmet Ali Ünal vardı. Dolayısıyla Doğru Yol Partisi'nin adayı da o oluyordu!
***
M.Ali Ünal'ı taraftarları Şair Nef'i Ortaoklu'ndan omuzlarda çıkartmışlardı. Sadullah Kaya tarafında ise büyük bir şok vardı. O da bir hayli seçime asılmıştı. Pek emin değilim ama galiba o dönem İl teşkilatı da Sadullah Kaya'nın yanındaydı. Her neyse seçim olmuş, bir aday belirmişti. Gerçekten öyle de oldu. 24 Mart'ta yapılan Mahalli İdareler Genel seçimine o adayla DYP girdi ve kazandı. Artık Belediyede Necati Güllülü dönemi kapanmış, M.Ali Ünaldönemi başlamıştı. Küçük kırgınlıklara rağmen DYP önce ön seçimden, sonra da genel seçimden güçlenerek çıkmıştı. M.Ali Ünal'ın aday olarak seçildiği o ön seçim sonrasında muhaliflerden hiç birinin aklına genel merkeze bir itiraz veya direniş olmadı. Herkes sonucu kabullenmişti.
***
Belki başlığa bakınca oldukça iddialı gelebilir çoğunuza. Ama hiç de öyle değil. O seçim, parti içi demokrasinin tarihe geçmiş bir canlı örneğiydi bana göre. Ve o M.Ali Ünal'ın kazandığı ön seçim, şu ana kadar yapılan 'sözde ön seçim'lere de 'kapak' olmuştu! Sözde ön seçimler derken yanlış cümle kurduğumu düşünmeyin. Çom gördük ön seçim yaptırıp liste bir olanların hiç listeye bile dahil edilmediğini! Çok gördük belirlenen listenin 'ters-düz' edilmesini! O yüzden de 'Bir vakitler Erzurum'da ön seçimler olurdu, milli radeyi yansıtan, genel merkezleri devre dışı bıraktıran, kaybedenin kazananın elini sıktığı ön seçimler!
***
Şunu da söyleyeyim, bitireyim. 1989 yılında DYP'den Horasan Belediye Başkanlığı görevinde bulunan ve bu sıralar köşe yazarlığı yapan sevgili Dursun Şen ağabeyim anlattı. DYP'de o dönemler parti içi demokrasi o kadar işlermiş ki, Genel Başkan Süleyman Demirel'in karşı çıkmasına rağmen Erzurum eski mebuslarından İsmail Hakkı Yıldırımher defasında ön seçimden çıkarmış ve Genel Başkan da çaresiz bu iradeye 'Evet'demek zorunda kalırrmış!