Sahi siz ne anladınız?

Birçok kişi aynı soruyu sordu; “Bakan Bey veda mı ediyor?”

“Evet” ya da “hayır” deme sadedinde değiliz. Ancak insanların bu soruyu sorması da külliyen temelsiz değil.

Çünkü Bakan Recep Akdağ, gerek Kardelen TV’deki Soruyorum programında, gerekse cumartesi günü Xanadu Otel’de yaptığı basın toplantısında, zaman zaman öyle duygusal konuştu ki, pek çok kimse “bakanlığa veda ediyor” sonucuna ulaşmakta zorlanmamış.

Oysa Kardelen’de bizzat bendeniz sormuştum, “Basında çıkan haberlerde, yapılacak bir kabine değişikliğinde sizin de bakanlığı bırakacağınız yazılıyor. Yakın bir zamanda böyle bir şey bekliyor musunuz?”

“Evet” demedi. Ama “hayır bunun olması imkansız” da demedi.

Diyemezdi.

Çünkü kabine değişikliği, Bakan Akdağ’ın tasarrufunda olan bir işlem değil ki…

Evet;günlerdir yaygın medya aynı konuyu işleyip duruyor. Hatta hangi bakanların gidip, yerlerine kimlerin bakan olacağı da isim isim yazılıyor. Buna göre Akdağ da gidenler arasında!

Ve işin en çarpıcı yanı ise, bu haberlerin Başbakan Erdoğan tarafından tekzip edilmemesidir. Tamam, Başbakan isim vermedi ama muhtemel değişikliğin de sanki çok yakında olacağına işaret etti.

Bu tavırdan hareketle “Akdağ gidiyor” demek ne kadar mümkün olur bilmiyorum. Kaldı ki benzer haberler geçmişte de sık aralıklarla yapılırdı ve her defasında da asılsız çıkardı.

Bakan Bey, o zaman da benzer tonda cevaplar verirdi, “siz sonuca bakın, ben işimle meşgulüm.”

Bu sefer de aslında farksız bir tutum sergilemedi ancak açıklamalarında, Erzurum halkının vefasına ve kadirşinas olduğuna o kadar çok vurgu yaptı ki, insanların bu vurgulamalardan, veda ettiğini düşünmeleri hiç de absürt bir durum değil.

Fakat Bakan Akdağ, farklı düşünüyor. İşte o konuşmadan bir iki cümle:

“Hayır veda etmiyorum. Kaldı ki bakanlıktan ayrılsam bile ben hala Erzurum milletvekiliyim. Seçim ortamında değiliz ki, hani yeniden aday olmayacağım diyerek veda edeyim.”

Geçen hafta başında yazmıştım. Bugün de o düşüncelerimi tekrarlıyorum:

Nasıl ki mahkeme kadıya mülk değilse, hiçbir makam da kimsenin tapulu yeri değildir. Birileri gider, başkaları gelir.

Recep Akdağ, Cumhuriyet tarihinin kesintisiz en uzun süreli Sağlık Bakanı’dır. On yıldan beri o koltukta ve yaptığı reformlarla adını tarihe geçirmiş bir isimdir. Beklenir ki, genel seçimlere kadar aynı görevini sürdürsün. Ama giderse de bu Akdağ adına bir kayıp olmaz.

Türkiye’nin özlem duyduğu onlarca yeni projeyi hayata geçirdi ve sağlık alanında adeta bir devrim yaptı. Bu çapta büyük işlere imza atmış bir isim bakanlıktan alınırsa, sanırım millet bu kararı ayakta alkışlamayacaktır.

Öyle zannediyorum ki bu hafta içinde, medyanın o çok beklediği değişiklik gerçekleşecek.

Asıl meseleye dönelim.

Çünkü Bakan Akdağ Erzurum’da bizleri birinci derecede ilgilendiren bir çok konuya değindi.

Misal; bir süre önce duyurduğumuz Milli Eğitim Bakanlığı Erzurum Hizmetiçi Eğitim Merkezi’nin akıbeti ne olacak?

Bakan Bey çok net konuştu:

“Adalet Bakanlığı ile görüştük. Proje tamam gibi… Erzurum Hizmetiçi Eğitim Merkezi, Adalet Bakanlığı Hizmetiçi Eğitim Merkezi olacak. Yani bir kaybımız olmayacak. Üstelik kapasitesi daha da büyütülecek.”

Malumunuz Erzurum’da geçen yıl faaliyete geçen Adalet Bakanlığı’na bağlı bir hizmetiçi eğitim merkezi var. Birkaç kez yazmıştık. Şayet merkezin bina sorunu olmasa eğitim verilen personel sayısı daha da artırılacak diye.

İşte o sorun aşılmış oluyor.

Bu karara göre, Erzurum’daki eğitim merkezinin kapısına kilit vurulmamış olacak. Bu da Erzurum için sevindirici bir gelişmedir.

Elbette ki gönül arzu ederdi ki, Adalet Bakanlığı’na bağlı olan merkez hizmetine devam ederken, Milli Eğitim Bakanlığı hizmetiçi eğitim merkezi de açık kalsaydı.

Fakat olmadı. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, ülke genelinde tüm hizmetiçi eğitim merkezlerini kapatıyor. Yani Erzurum’a özgü bir karar değil. Bu durumda Erzurum’un kazancı, aynı binanın bakanlık adı değişse bile yine aynı amaç doğrultusunda kullanılıyor olmasıdır.

Bakan Akdağ’ın altını çizdiği başka bir hususta, Palandöken’deki tesislerdi. Hani özelleştirme kapsamına alınan tesisler…

Bakan Bey, özelleştirmenin kış sporları ve turizmin geleceği açısından çok hayırlı bir iş olacağını söyledi ve ekledi:

“Bu tesislerin işletme hakkını alacak olan şirket veya şirketler, Palandöken’e yeni yatırımlar getirecek ve tesisleri sürekli aktif durumda tutacak. Bu da Erzurum adına kazanç anlamına geliyor.”

Devam etti:

-Yapımı devam eden yeni hastaneler

-Bu yıl içinde yapımına başlanacak olan üç tane eğitim kampusü

-Lojistik köy

-Hızlı tren projesi

-Kentsel dönüşüme hız verilecek

-Küçükbaş hayvancılığın gelişmesi için destek kredileri açılacak

-2.organize sanayi faaliyete geçecek

-Çok ortaklı işletmelerin doğması için özendirici şartlar getirilecek

Bakan Akdağ, Erzurum’da geçirdiği iki gün içinde, bir yandan çeşitli tören ve toplantılara katıldı, bir yandan da basının karşısına geçip bu şehre dair yapılması gereken hizmetleri sıraladı.

Evet; bütün bunları yaparken sanki de veda ediyormuş gibi bir intiba uyandırdı ama bir yanıyla da bıyık altı gülüyordu adeta:

“Ben yerimdeyim”

Bu arada “başkan adayı olmak istemiyorum” derken de, son derece kararlıydı. Öyle ki yaklaşık bir buçuk ay önce aynı soruyu ilk kez Ankara’da bendeniz kendisine sorduğumda da, şimdiki cevabını vermişti.

Yani bizim için sürpriz değildi.

Kardelen’de üç saati aşan programımızda dikkat ettim, son derece keyifliydi. Keza cumartesi günü basınla yemek yerken de aynı havadaydı: Kendine özgüveni yüksek, meselesine vakıf ve herkesle barışık…

Diyelim ki açıklandı ve Akdağ sağlık bakanı değil.

Anlıyorum ki, birileri buna çok sevinecek, bizler üzüleceğiz ve Erzurum belki örselenecek ama gördüğüm şu ki Akdağ, böyle bir karar karşısında oturup ağlamayacak. Zira O, vazifesini layıkıyla yerine getirmiş bir insanın iç huzuruna sahipti.

Önemli bir not:

Geçen Cuma günü Kardelen TV’deki Soruyorum programında, Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz’in söylediğini varsayarak, Sağlık Bakanı Akdağ’a sormuştum ki, “Fatih Cengiz sizin belediye başkanlığı adaylığı meselesi için, bir insan her görevde aynı şekilde başarılı olacak diye bir kural yok. Belli mi olur bakarsınız ki Sağlık Bakanı sağlık alanında çok başarılı ama belediyede başarısız olur.”

Bakan Bey de bu ifadem üzerine, “Fatih Cengiz doğru söylemiş. Gerçekten de öyle bir gerçek vardır” dedi.

Ö
nceki gün Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz beni aradı ve bir düzeltme ihtiyacı duydu. Buna göre, bendenizin sarfettiği o sözler Fatih Bey’e ait değilmiş. Hatta tam tersi beyanları olmuş. Demek ki bana ulaşan bilgi yanlış ve eksikmiş. Bundan ötürü Fatih Cengiz’den ve izleyicilerimizden özür dilerim. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.