Erzurumajans-Sağlık Bakanlığı, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ve Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu arasında ''Aşırı Tuz ve Şeker Kullanımını Azaltan Lokantacılar ve Pastacılar Protokolü'' imzalandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ''Besinlerdeki tuz kullanımı yüzde 4, şeker kullanımı her yıl yüzde 5 azaltılacak'' dedi.
Birçok hastalığın nedeni olan aşırı şeker ve tuz kullanımı, dünyadaki birçok örgütün çalışmalarıyla insan sağlığını korumak amacıyla makul orana indirilmeye çalışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) raporuna göre, kişi başı günlük tuz tüketim oranının 5 gram olması gerekiyor. Daha sağlıklı bir toplum oluşturmak amacıyla Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ve Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu arasında ''Aşırı Tuz ve Şeker Kullanımını Azaltan Lokantacılar ve Pastacılar Protokolü'' imzalandı. Protokol imza töreninde konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanlığı olarak nihai vizyonlarının tüm toplum olarak sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkının korunduğu, ihtiyaç halindeki herkesin vaktinde ve kaliteli hizmete ulaşabildiği bir Türkiye'ye sahip olmak olduğunu açıkladı. Bakan Koca, bu hedef doğrultusunda kamu, üniversite ve özel sektörün birlikte çalışması gerektiğini kaydederek, riskli grupların öncelenip toplumun en ücra köşesine ulaşılabilmesi gerektiğini söyledi.
''Sağlıklı beslenmenin ilk adımı vücudumuzun günlük ihtiyacını karşılayacak kadar yeme içme olmalıdır''
Sağlığın sadece bu alanda görevli profesyonellerin sorumluluğunda olmadığını belirten Koca, sağlığın bir öncelik olarak toplum hayatına etkili olan tüm yapı ve sektörlerin gündemine girmesi gerektiğinin altını çizdi. Sağlıklı yaşam kültürünün aileden başlaması gerektiğini vurgulayan Koca, şunları kaydetti:
''Okulda, iş yerinde, ulaşımda, barınmada, üretimde, ticarette, şehirleşmede, gündelik yaşamda yani her anımızda sağlıklı yaşam anlayışının yerleşmesini sağlamamız gerekir. Tüm temel sağlık göstergelerinde en üst düzeye ulaşmak hedefimizdir. Kronik hastalık yükünü azaltmada atılacak en önemli adım, sağlıklık yaşam kültürünün toplumca benimsenmesidir. Sağlıklı yaşamın teminatı olan iki tedbir söz konusudur. Bizim bu iki hususta da yeterince iyi olduğumuz söylenemez. İlki, hareketsizlikten uzak durma, hareketli bir hayat sürmek. Kent sakinleri olarak bizler çok az hareket ediyoruz. Düzenli egzersiz alışkanlığımız yok. Sağlık Bakanlığı olarak günde 10 bin adımı tavsiye ediyoruz. Maalesef toplum olarak bu hedefin oldukça gerisindeyiz. İkici tedbirimizse sağlıklı beslenme. Kanser, diyabet, hipertansiyon, böbrek yetmezliği, üreme, kalp-damar hastalıkları gibi pek çok hastalığın altında beslenme bozukluğu yatmaktadır. Bakanlık olarak ulusal strateji planlarımız doğrultusunda 2010 yılından itibaren 'Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat' programını uygulamaya koyduk. Program çerçevesinde başta çocuklarımızın gelişiminin izlenmesi ve şişmanlığın önlenmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sağlıklı beslenmenin ilk adımı vücudumuzun günlük ihtiyacını karşılayacak kadar yeme içme olmalıdır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da porsiyon miktarı az da olsa besinin içindeki aşırı miktardaki tuz, şeker ve yağ miktarıdır.''
''Değerli işletme sahipleri siz de artık masalardan tuzlukları kaldırın''
Kişi başı günlük tuz tüketiminin 2008 yılında 18 gram olduğunu ancak yürütülen çalışmalarla bunun 9.9 grama kadar düştüğünü açıklayan Koca, ''Yine de bu miktar Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği miktarın iki katı. Tavsiye edilen günlük maksimum tuz miktarı 5 gram. Fazla tuz tüketimi en başta hipertansiyonun tetikleyicisidir. Tuz ayrıca mide kanseri, osteoporoz, böbrek hastalıkları, kalp krizi ile de yakından ilişkilidir. DSÖ'nün deklarasyonu ve birçok uluslararası rehberde yer alan tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik önerileri Türkiye de kabul etmiştir. Bu belgelerin başında 2004 yılında kabul gören DSÖ diyet, fiziksel aktivite ve sağlıkla ilgili küresel stratejileri ve özellikle 2006 İstanbul obezite kararları yer alır. Bu yıllarda başlayan çalışmalarla dünya çapında kronik hastalıklar için önemli risk faktörleri olan aşırı tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik politikalar geliştirilmeye başlandı. Biz de Türkiye olarak bu çerçevede 'Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı' oluşturduk. Bu süreçte ekmekteki tuz oranını yüzde 25, salçada yüzde 64, zeytinde yüzde 50 azaltmayı başardık. 2014te yayımlanan genelgeyle kamu kurumlarının kafeteryalarında ve yemekhanelerinde tuzluklar kaldırıldı. Değerli işletme sahipleri siz de artık masalardan tuzlukları kaldırın'' şeklinde konuştu.
''Besinlerdeki tuz kullanımı yüzde 4, şeker kullanımı her yıl yüzde 5 azaltılacak''
İmzalanan protokolle gelecek nesillerin sağlıklı yaşaması için çok önemli bir adım attıklarını dile getiren Koca, sağlıklı beslenme konusunda bu çabaya destek verecek işletmelere sertifika verileceğini belirtti. Zincir restoranlardan da gönüllü olarak bu çabaya katkılarını beklediklerini ifade eden Koca, ''Sağlık Bakanlığı olarak, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ve Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonuyla bir araya geldik. İmzalanacak olan protokolle besinlerdeki tuz kullanımı yüzde 4, şeker kullanımı her yıl yüzde 5 azaltılacak. Gelecek nesillerimizin sağlıklı yaşaması için çok önemli bir adım atıyoruz. Federasyon ve konfederasyon üyeleri tamamen gönüllülük esasına dayalı iş birliği yaparak ürettikleri gıdalarda tuz ve şeker miktarını azaltacaklar. Sağlıklı beslenme konusunda bu çabaya destek verecek işletmelerimize sertifika verilecektir. Zincir restoranlardan da gönüllü olarak bu çabaya katkılarını bekliyoruz'' açıklamasında bulundu.
Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu Başkanı Gökhan Tufan, ''Dünya Sağlık Örgütü ve diğer referans kurulların önlediği tuz tüketim miktarı 5-6 gram olmasına rağmen ülkemizde kişi başı 15 grama yakın kişi başı tuz tüketimi bulunmaktadır. Tuzun fazla tüketilmesi kalp, beyin, böbrek hastalıkları başta olmak üzere önemli toplum sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Haddinden fazla şeker tüketimi de obezite, diyabet, kalp hastalıklarını tetikliyor'' diye konuştu.
Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice de, küreselleşen dünyada teknolojinin her geçen gün büyüdüğü ve insan sağlığının her geçen gün önem kazandığı bir dönemde Türkiye'nin geleceğindeki gençlere ve sağlıklı yaşamalarına katkı sağlayacak projeye katkı vereceklerini açıkladı.
''Halkımıza sağlıklı ürünler sunacağız ve tuzu azaltacağız''
Akdeniz Aşçılar ve Pastacılar Federasyon Başkanı Münir Tanak, ''Bakanlığımızın almış olduğu bu kararı destekleyeceğiz. Halkımıza sağlıklı ürünler sunacağız ve tuzu azaltacağız. Özellikler ev hanımlarına sesleniyorum; baharatlardan karşılayalım yemeğin lezzetlerini. Projenin zamanla yerine ulaşacağına inanıyoruz'' dedi.
''Çok zor bir iş ama başaracağız''
Hatay Aşçılar ve Pastacılar Dernek Başkanı Özgür Dede ise, ''Hükümetimizin ve bakanlığımızın almış olduğu karar neticesinde buna katıldık ve katkı sunduk. Türkiye'de bunun kolay yaygınlaşacağını düşünmüyoruz. Daha masaya yemek gelmeden tuz atan bir milletiz. Çok zor bir iş ama başaracağız'' şeklinde konuştu.
''İnsanların midesini okşarken onların sağlığını bozmamamız lazım''
Mersin Aşçılar Dernek Başkanı Musa Güvençli de aşçılar olarak işlerini çok sevdiklerini kaydederek, ''Türk halkına bir faydamız dokunur mu çabasında olduğumuz için buradayız. Binlerce işletme var. Aşçılar insanların midesini okşayan kişilerdir. İnsanların midesini okşarken onların sağlığını bozmamamız lazım. Bu uygulama kısa sürede etkili olacak dersek hedefimize ulaşamayız. Bu işler önce aileden başlayacak, sonrasında kantinlerde, işletmelerde ve hazır gıda ürete firmalardan başlayacak. Zaman içerisinde her şeyin olacağını düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.
Ege Aşçılar ve Pastacılar Federasyon Başkanı Fatih Demir de Türkiye adına güzel bir projeye imza attıklarını açıklayarak, günümüzde şeker ve tuzun önemli ölçüde sağlık sorunlarına neden olduğunu kaydetti. Demir, ''Umarım biz de 81 vilayette bize bağlı lokantalar, oteller olmak üzere buradaki şeflerimiz bilinçli bir şekilde misafirlere sağlıklı yemekler yaparak ülkemiz adına güzel projelere imza atacağız. Kurum olarak gönüllü destek vereceğiz'' açıklamasında bulundu. Konuşmaların ardından karşılıklı olarak protokol imzalandı.