Belediye demek; öncelikle imar, yol, su, ulaşım, kanalizasyon ve
park-bahçe demek olsa da, aslında belediye demek; başka bir deyişle o
şehrin ya da ilçenin tarihinin, kültürünün, sanatının ve de folklorunun
sahibi, koruyucusu hatta bütün bu değerleri yaşatan makam
demektir.Belediye başkanına layık görülen "şehremeni" sıfatı işte
buradan gelmektedir.
Üstelik bu sıfat, yalnızca "emin olunan" kişi ile sınırlı değildir.
O
sıfatın zamirinde, başkan için şehrinin her türlü değerine sahip çıkan
ve o değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması için mücadele veren kişi
tarifi de vardır.
Erzurum; son derece zengin bir tarihe,
kucaklayıcı bir kültüre, bir çok medeniyetten izler taşıyan köklü bir
folklora sahip bir şehirdir.
Bu sebeple Erzurum belediye başkanı
da, bütün bu gerçeklerin şuuru içinde olup, işte o şuurun icaplarını
yerine getiren bir yönetici olmak zorundadır.
Çünkü Erzurum aynı zamanda bir "derbent şehri"dir.
Geçen
hafta Erzurum'da öyle anlamlı ve öyle kıymetli bir kültürel faaliyet
gösterildi ki, insanın; "işte belediye de, belediye başkanı da budur"
demekten kendini alamadığı bir eser ortaya çıktı.
Uluslararası 1.Yaşar Reyhani Aşıklar Şöleni...
Aşık Reyhani'yi anlatmaya yahut da kim olduğunu söylemeye gerek yok.
Tek bir cümleyle özetleyecek olursak, Aşık Reyhani; 21. yüzyılın Yunus'u, Emrah'ı, Sümmani'si, Karacaoğlan'ı ve Nefi'sidir.
Erzurum
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, ayağının tozuyla geldiği
Erzurum'da, Erzurum'un seneler var ki hasret kaldığı bir büyük hizmete
imza attı:
Uluslararası 1.Yaşar Reyhani Aşıklar Şöleni...
Konya'nın
ve Kars'ın aşıklar bayramı var. Her iki şehrimiz de bu bayramları öyle
coşkulu ve öyle dolu dolu yaşarlar ki, imrenmemek mümkün değil. Kendi
kendimize sorar dururduk:
Erzurum'da niye olmuyor?
Erzurum; şairler, ozanlar, mütefekkirler, alimler, sanatkarlar ve kumandanlar yurdu bir şehirdir.
Nasıl
olur da bir şehrin Nefi, Emrah, Sümmani ve Reyhani gibi dünya ölçeğinde
söz söyleyen değerleri olur da o şehrin beynelminel bir festivali
olmaz?
Sağolsun; Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet
Sekmen ve tabii ki bu eserin ortaya çıkmasında fedakârca görev yapan
ekibinin sayesinde şimdi artık o festivalimiz var.
Üç gün üç gece devam etti.
Azerbaycan'dan,İran'dan, Irak'tan ve Suriye'den ozanlar geldi... Bizim birbirinden
değerli ozanlarımızla, aynı sahneyi paylaşıp aynı sazın tellerinden
konuştular bizlerle...
Kerkük'e, Halep'e, Tebriz'e, Bakü'ye
gidemedik belki, ama o büyük ozanlar, öyle güzel sözler söylediler öyle
manalı ağıtlar yaktılar ki ta yüreğimizin derinliklerinde hissettik tüm
mazlum milletlerin yaşadığı acıyı, vatan sevgisini ve yurtsuz kalmanın
ne büyük bir hicran olacağını...
Yaşasaydı Aşık Reyhani, kimbilir
tarihler ötesine geçecek hangi mısraları yazacaktı ve kimbilir bugün
emperyalistlerin oyuncağı olan bu kanlı coğrafyanın destanını nasıl
anlatacaktı bize...
"Suskun dillerin" tercümanıydı O...
Ne ikbal için muktedirlerin önünde el divan pençe durdu, ne de zillete düşerim korkusuyla haktan yana olmaktan caydı.
Daima doğrudan yana oldu.
Yüreği de büyüktü, sözleri de...
Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Reyhani Usta'ya yakışan bir esere imza attı...
Bir şehir, sanatçısına işte böyle sahip çıkar.
Görün bakın bu festival, önümüzdeki yıllarda çok daha görkemli olacak...
İlki böyle güzel olduğuna göre...
Bir kez daha emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum.
Yüreğinize sağlık...