Tamam; "yandık, bittik, mahvolduk" demeyelim...
Hatta kış turizmi, ikinci üniversite, hayvancılık, eğitim, çağrı merkezleri ve sağlık gibi, hizmetlerin gelişmesi ve uzun vadede olumlu sinyaller vermesinden ötürü de, yarınlara dair umutlarımızı taze tutalım. Doğru... Ancak içerisinde bulunduğumuz bugünkü durumu da göz ardı etmeyelim... Misal; ekonomimiz ne vaziyette, ulaşım alanında hangi noktadayız, işsizlikte karnemiz nasıl?
Soruları daha da çoğaltabilirsiniz...
Şimdilik bir kaç başlık altında bugünü ele alalım ve bakalım ki; Erzurum, hızla dönüşen Türkiye'de nerede duruyor.
İstihdamdan, yani kaç kişinin çalıştığından, kaç kişinin işsiz olduğundan başlayayım:
Erzurum'un toplam nüfusu 750 bin civarında. Bu nüfusun 360 bini şehir merkezinde yaşıyor. Ki, bu 360 bin kişiye son düzenleme nedeniyle, Ova köylerinin nüfusu da dahildir.
Resmi verilere göre, Erzurum genelindeki toplam Yeşil Kart'lı sayısı 252 bindir.
Şimdi bir çatı altında hizmet sunan ve adına kısaca SGK denilen Sosyal Güvenlik Kurumu'nun kayıtlarına göre ise, Erzurum'da halen 106 bin 731 sigortalı çalışıyor. Bu sayı içerisinde, eski ifadeyle SSK'lı, Bağ-Kurlu ve Emekli Sandığı’na mensup çalışanlar da var... Öte yandan farklı statülerde çalışan personel sayısının da yaklaşık 20 bin olduğu tahmin ediliyor. Yine resmi kayıtlara göre, şehrimizde yaklaşık 57 bin dolayında da emekli insanımız yaşıyor.
Demek ki manzara şu: Nüfusu 750 bin olan Erzurum'da, iş güç sahibi vatandaşımızın toplam sayısı; (emekliler dahil) 184 bindir.
Başka bir deyimle, 566 bin kişi başının çaresine bakmak zorunda!
Haydi 252 bin Yeşil Kartlı vatandaşı da düşelim; buna rağmen yine de geriye 314 bin yurttaşımız kalmaktadır.
Bu da toplam nüfusun neredeyse üçte birine tekabül eder ki, bunu da şöyle okumalıyız: Her üç kişiden biri işsiz...
Esasında emekliyi, asgari ücrete talim edenleri ve aylık primlerini dahi ödeyemeyen küçük esnafı da sayarsak ortaya çıkan tablo, bu şehrin hazin görüntüsünü daha net biçimde anlatır.
Bazı çevreler, Yeşil Kart'lı kişi sayısının çok olduğunu, bu kişilerden bir kısmının haksız yere kart edindiğini eleştirip durmaktadır.
Haklılar...
Fakat; unutmamak gerekir ki, bu Yeşil Kart bir devlet politikasıdır ve siyasi irade aş-iş veremediği vatandaşına, ele güne karşı ayıp olmasın diye, sağlık kartı veriyor; bir de ölmeyecek kadar yiyecek...
Yani devlet bunu da yapmasa Erzurum'daki işsiz insan sayısına, bir de en az 150 bin aç insanı ilave etmek zorundasınız.
Dolayısıyla, devlet bile bile "lades" diyor!
Devlet adam gibi iş veremediği vatandaşının cebine Yeşil Kart, sefer tasına da bir kepçe sıcak yemek koyuyor. Lütfedip kışın da bir ton (en ucuzundan) isli kömür veriyor!
Peki, yol durumumuz veya yollarımızın kalitesi ne durumda?
Öncelikle kabul edelim ki, AK Parti Hükümeti'nin "duble yol" hizmetinden Erzurum da payına düşeni aldı. Yedi yıl öncesine kadar, ancak çift şeritli olan çevre yollarımız bu süre sonunda duble yollarla örüldü ve tamamına yakını da asfaltlandı. Ancak bu görüntüyü çevre vilayetlerle mukayese ettiğimizde, Erzurum'un payına düşenin aslında öyle çok da büyük bir dilim olmadığını görüyoruz.
Misal; Erzincan-Sivas, Sivas-Kayseri Kayseri-Konya veya Yozgat-Ankara yollarına baktığımızda, bizim duble yolların "öylesine bir yol" olduğunu görüyoruz.
Köy yollarını zaten mütaalâya lüzum yok; her biri yürek yakıyor çünkü...
Kimse hemen celallenmesin, resmi açıklamadan öğreniyoruz ki Erzurum, asfalt yol noktasında, ülke sıralamasında sondan beşinci sırada...
Başka bir şeye lüzum yok; rakamlar neyin ne olduğunu anlatıyor işte...
Şehrin ekonomik profilini anlatmaya gerek var mı bilmiyoruz.
Maliyeciler Erzurum'a dair rakam verirken mealen şöyle diyorlar:
"Devlet Erzurum'dan bir yılda 10 liralık vergi topluyorsa, buna karşılık 100 liralık harcama yapıyor."
Kişi başına milli gelirden en fazla bin dolarlık bir pay aldığımızı da hesaba katarak değerlendirirsek, bu şehrin iktisadi yapısını daha net görmüş oluruz.
Tekrar etmek gerekirse, evet; bardağın yarısı boş, ama yarısı da dolu... En azından istikbale dair ümit verici adımlar atılmaktadır. Bugün için her ne kadar tablo çok iç açıcı değilse de, yarınların çok daha iyi olacağı muhakkak...
Tamam; ağlayıp dövünmeyelim, ama kendimizi de kandırmayalım. Erzurum'da hayvancılığın nasıl iyi bir noktada olduğunu yıllarca bize yutturtup durdular. Neden sonra öğrendik ki, adamlar bizi işletmişler!
Bir örnek verecek olursak tablo şudur:
1900'lü yıllarda Erzurum'un nüfusu yaklaşık yüz bin iken, toplam 4 milyon 500 bin hayvanımız varmış.
Bugün Erzurum'un nüfusu 750 bin ama toplam hayvan sayısı sadece 900 bin...
Nereden nereye geldiğimizi siz hesap edin artık...