Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, Galatasaray ile puan farkının bu kadar fazla olmaması gerektiğini söyledi.
Erzurumajans-FB TV’e konuk olan Aykut Kocaman yaptığı röportajda
rotasyonlar hakkındaki eleştirileri, "Yazanlar da çizenler de
seyredenler de futbolcuyu montaj malzemesi gibi görüyor. Onu çıkar bunu
tak gibi. Ama aslında öyle değil. Futbolcular genç, yetenekli,
beklentileri hayalleri olan zengin ve şöhretli kişiler. Bu insanların
duygularını yok sayarak, onu çıkar bunu koy diye montaj malzemesi gibi
görmek bu işi en olumsuzluğa götüren taraf olur" diye yanıtladı.
Futbolun
sadece koşmaktan ibaret olmadığını ama öncelikle koşmak olduğunu
söyleyen ve "Öncelikle koşmazsanız, hiçbir şey yapmazsınız" diyen
Kocaman, V.Plzen ve Beşiktaş maçlarıyla ilgili görüşlerini de aktardı.
“ARADAKİ PUAN FARKI BU KADAR OLMAMALIYDI”
Yoğun
maç temposu altında takımın genel durumu hakkında konuşan Aykut
Kocaman, "Ana yol olarak doğru gidiyoruz. Çünkü yarıştığımız 3 kulvarda
da; bugün itibariyle 3 ’ünde de finali görebiliriz. Bu anlamda
Fenerbahçe’nin temel anlayışı olarak düşündüğümüzde bir yanlışlık yok,
doğru gidiyor" dedi.
İki kupayı ayrı, ligi ayrı tuttuklarını
söyleyen Aykut Kocaman, "Esas ligde çok doğru yerde olduğumuzu söylemek
mümkün değil. İlk ikinin içinde olmak kötü değil. Ama aradaki puan farkı
bu kadar olmamalıydı. Aslında bu söyleyeceğim sadece bizim için değil
Galatasaray için de söylenebilir. Normal puan standardımızın altında
kalmamız, bizim düşündüğümüz anlamdaki eksi tarafımız" dedi.
“ONU ÇIKAR BUNU TAK OLMAZ”
Oyuncularının
maç oynama sayıları, rotasyonlar ve buna yapılan eleştirilen hakkında
ise Aykut Kocaman, "Şu ana kadar 43 maç oynamışız Fenerbahçe olarak. Bu
arada 13-15 arası milli oyuncumuz var ve bu sayıda milli maçlar yok.
Genel olarak antrenörler 42-43 maç üzerinden yürümeye çalışıyor. İnsanın
doğası, sağlığı, fiziki şartları, kaldıracağı yük bunu gösteriyor;
40-45 maç uygun gibi görünüyor bir sezonda. Futbolun geldiği yere
bakarak bunu bugün 50 maç olarak düşünebiliriz. Şimdi baktığımızda ise
bizim kadromuzdaki oyuncular bu sınıra geldi. Bu performans ve
verimlilik açısından böyle. Ancak bizim samimi duygularla anlatamaya
çalıştığımızın içinden cımbızla çekilip ters tarafa götürmek istendiği
oluyor. Temel düşüncemiz bu. Bunu yaparken de takımın performansını
düşürmemiz gerekiyor. Buradaki 11’ler ve eşleşmeler olduğu gibi arkadan
gelen oyuncularımızın da form durumlarını ayarlamaya çalışmak kolay bir
şey değil. Çünkü yazanlar da çizenler de seyredenler de futbolcuyu
montaj malzemesi gibi görüyor. Onu çıkar bunu tak gibi. Ama aslında öyle
değil. Daha önce de söylemeye çalıştığım gibi futbolcular genç,
yetenekli, beklentileri hayalleri olan zengin ve şöhretli kişiler. Bu
insanların duygularını yok sayarak, onu çıkar bunu koy diye montaj
malzemesi gibi görmek bu işi en olumsuzluğa götüren taraf olur. Burası
en önemli yer; maç sayısı, maç sayısını organize etmek, takımın gücünü
düşürmemeye çalışmak ve oyuncuları sürekli verimli halde tutabilmek"
dedi.
Şu ana kadar 43 maç oynayan Fenerbahçe’nin sezon sonunda
toplam en az 59 maç oynayacağının şimdiden kesin olduğunu belirten
Kocaman, bu sayının Meireles ve Kuyt’ın bile geçen sezon oynadıkları maç
sayısının üstünde olduğunu ve geçen sezon olduğu gibi bu sezon da böyle
uygulamalar yapmaya devam edeceğini de belirtti.
“AKLI VE BİLİMİ KULLANMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Kocaman,bu rakamlara rağmen sakatlık sayısının da azalmasının önemli olduğuna
dikkat çekerek, "Oyuncuların tüm ölçümlerini yapıyoruz antrenmanlar da
dahil. Sonra riskli olanları daha az; riskli olmayanlarla da aynı
tempoda antrenmana devam ettirmeye çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken de
futbola girmiş aklı ve bilimi kullanmaya çalışıyoruz. Hepsinin üstünde
de biraz daha duygulardan arındırarak aklı hem futbolun hem de
takımımızın içine sokmaya çalışıyoruz. Ancak bu bizim ülkemizde çok da
kolay değil. Çünkü bir soru sorup nedenlerini araştırmaya
başladığınızdan itibaren çok yeminli bir karşı grup var azgın bir
şekilde bunu alaysı ve dalga geçer bir halde tersini söylemeye
çalışıyor. Çünkü tersi kolay ama kötü. ’Koşmak da ne koşmak mı her şey’
diye başlayan rezil bir hal var. O tarafa getiriliyor. Ama akıl bizim
dediğimizi gerektiriyor" dedi.
“SORUMLULUK BENDE”
Zorlu ve
art arda gelen maç programını sıralayan Aykut Kocaman, "Ölçümleri
yapmak zorundasınız. Akıl burada devreye giriyor. Bu durum bu hafta
görüldü. Cristian ve Sow istediğimiz anda oyuna girdiler ve oyunun
ritmini ele aldılar. Zaten istediğimiz de buydu. Bu işin sorumluğu
teknik direktörlerde. Futbol sahası dışındaki kişilerin spor
yazarlarının da sorumluluğu kendisinde görmesi sorunu yaratıyor. Amiyane
bir tabir olacak ama bu kimseyi çok ilgilendirmiyor. Şu niye oynamadı
bu niye oynamadı olayına gittiğinde iş alan işgaline giriyor. Benin
kimsenin alana girme şansım yok. Bu ne haddime ne de bilgi sahibiyim.
İnsanlar da buna dikkat etmelidir. Her kadro didik didik ediliyor ve
biraz da art niyet var. Bırakın da bunu teknik direktörler yapsın beceri
ve yetenekleriyle. Beceremezlerse zaten giderler. Bu konuda da
yönetimler yetkilidir" diye konuştu.
“KOŞMAK HER ŞEY DEĞİL AMA KOŞMAZSANIZ BİR ŞEY YAPAMAZSINIZ”
Maç
içerisinde topun oyunda kalması ve koşu mesafeleri konusunda Aykut
Kocaman, “Topun oyunda kalması bakımından çok yukarıda değiliz. Bunu
artırmalıyız.. Bu oyun, top oyunda olduğu sürece güzel. Emre’nin takıma
gelmesi bu süreyi kendimiz adına daha da artıracak, özellikle içerideki
maçlarda. İlk senemizde toplam koşu oranı takım ortalamamız 96
kilometre, geçen sene 101 kilometre, bu sene 105-106’ler seviyesindeyiz.
Yeter mi ? bence yetersiz. Türkiye ligi için yeterli gibi görünüyor ama
Avrupa ve Şampiyonlar Ligi için yeterli değil. Tabii ki futbol sadece
koşmak değil ama önce koşmaktır. Koşamazsanız hiçbir şey yapamazsınız,
koşarsanız üstüne taktiğinizi, becerilerinizi eklersiniz" diye konuştu.
Kocaman,sprint mesafeleri, sprint hızı ve sprint sayısının da artması
gerektiğini sözlerine ekledi ve “Biz sprint hızını 20 kilometre
üzerinden hesaplıyoruz. Ama artık 25, 28, 30 kim hesaplıyorlar. Bütün
şeylerde değişen, bizi önemli takımlardan ayıran en önemli şey hız. Biz
bu ölçümleri 20-21 km.’den yapıyoruz. Alman Milli Takımı 25 km.’den
yapıyor. Aradaki fark zaten bu. Aslında tartışmamız gereken bu. Biz
başka şeyleri konuşuyoruz. Aslında komiğiz ama komik olduğumuzun
farkında değiliz" dedi.
“TUR ORTADA”
Aykut Kocaman
V.Plezen maçları hakkında ise "Kesinlikle ve kesinlikle ortada bir maç.
Bu ortada maçın güç dengeleri açısından bakıldığında ise çıkışlar, ülke
futbolları, takım güçleri ki buna bütçe dahil değil (Bütçe dahil olsaydı
Fenerbahçe açık ara kazanır derdik. Ama futbol bütçelerle oynanmıyor)
güç dengeleri olarak bakıldığında tur ortada duruyor. Bizim o günkü
şartlarda aklımızla, zihnimizle, kalbimizle ne kadar maksimumu
yakalayacağımıza bağlı. Benim gözümle turun kontrolü bir adım daha fazla
olarak bizde olacak gibi gözüküyor. Bir adım daha önde olacak gibi
görünüyoruz. Ama bunlar ham görüşler. Ama bence tur ortada gibi
görünüyor" dedi.
“MUTLAK KAZANMAK ZORUNDAYIZ”
Aykut
Kocaman, "Oynadığımız son 12 maçın 7’sinde gol yemeden tamamlamadık.
Özellikle Webo’nun gelmesiyle Kuyt ve Sow ile birlikte takım savunması
önde başlıyor ve bu da takım savunmamızın gücünü artırıyor. Şunu
söylüyorum. Oynayacağımız maçlarda gol yeme oranın 0.5- 0,6’lerde
tutarsak 3 kulvarda da hedefe ulaşırız" dedikten sonra, önce kazanmak
istedikleri bir 1461 Trabzon ve ardından Beşiktaş maçını oynayacaklarını
belirterek bu maç hakkında, "Mutlak kazanmak zorundayız. Her maç kadar
büyük bir önem arz ediyor. Beşiktaş da lige tutunmak için aynen bizim
gibi düşünecek: Bu da seviye olarak maçın sertliğini artıracak. Ancak
buna hazır olacağız.. Esas düşüncemiz mutlak ve mutlak kazanmak. O gün
ruhsal, fiziksel ve duygusal anlamda kendine yukarı çıkaran, kolektif
bilinci yakalayan takım bir adım öne geçirecek. Bu tarafın bizim takım
olması için çalışıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.